Olay yerinde seni hatırlayan bir görgü tanığımız da var. | Open Subtitles | نحنُ لدينا أيضاً شاهد عيان أمكنه رؤيتكِ في مسرح الجريمه |
İki tane görgü tanığımız var. Bazı fiziksel kanıtlarımız | Open Subtitles | عندنا شاهد عيان اثنين وبعض الادلة الطبيعية |
Her şeyden önce, itiraf var, parmak izi var, görgü tanığımız var. | Open Subtitles | بادي الأمر، لدينا اعتراف ولدينا بصمات، وحساب شاهد عيان |
Frank'in verdiği ifadeye göre adamımız hiç konuşmamış yani bu herifi bulsak bile görgü tanığımız onu teşhis edemez. | Open Subtitles | عظيـم. حسنا، وفقا لتصريح "فرانك"، المقتهم لم يتكلم أبدا. لذا حتى لو وجدنا المشبوه، شاهدنا لا يمكنه التعرف عليه. |
Davanın ayrı taraflarında iki görgü tanığımız var. | Open Subtitles | اذا لدينا شاهدا عيان على طرفين معاكسين من القضية |
Parmak izleri bulduk, aynı ebatta kabloyu kamyonetinin arkasında bulduk, seni yalancı çıkaran bir görgü tanığımız var. | Open Subtitles | لدينا بصمات وجدنا نفس قياس الأسلاك في خلفية شاحنتك ولدينا شاهد عيان يُكذبك |
Ve Riley'i öldürmek için sebebi var, bir görgü tanığımız var, kurbanı tehdit etmiş, suç işlendiğinde nerede bulunduğu hakkında yalan söyledi. | Open Subtitles | ولديه الباعث لقتل رايلي وقد رآه شاهد عيان لقد هدد الضحية ومن ثم كذب بخصوص عذر تغيبه |
Düşünüyorum da, bu Rus ölüm makinası bizim ilk görgü tanığımız olacak. Uyan, ayıcık. | Open Subtitles | أعتقد بأن آلة القتل الروسية هذه قد تكون أول شاهد عيان |
İkinci bir görgü tanığımız var ve somut kanıtlar, hükümetimizden bir cevap alabilmek için tam zamanı diye düşünüyoruz. | Open Subtitles | الآن لدينا شاهد عيان آخر ، و دليل مادّي أظن أننا الآن لدينا إجابات لحكومتنا. |
Senin teorini destekleyecek hiçbir görgü tanığımız yok. | Open Subtitles | لا يوجد أيّ شاهد عيان من شأنه تأكيد نظريتكم. |
görgü tanığımız yok ama elimdekiyle yetinmem gerek. | Open Subtitles | نحن لا نملك شاهد عيان لكن سأحاول أن أعمل بما نملك |
Ve onun aleyhinde tanıklık yapacak bir görgü tanığımız vardı ama onu da öldürdü. | Open Subtitles | وكان لدينا شاهد عيان والذي كان سيشهد ضده لكنّه قتله أيضا |
Sayın Faysal'a karşı işyeriyle ilgili kişisel bir kin beslediğine dair bir görgü tanığımız var. | Open Subtitles | لدينا أدلة من شاهد عيان من وجود ثأر شخصي نحو السيد فيصل على الصفقات التجارية. |
Müvekkilinizin olay yerinde olduğuna dair, görgü tanığımız var, ayrıca suç aletinde parmak izleri, hatta 25 Milyar dolarlık mirastan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | لدينا شاهد عيان كان يُراقب عميلك في مشهد الجريمة بصماته في سلاح الجريمة |
Yeni bir hakim, D.A. yeni bir dava açtı, ve bir görgü tanığımız var. | Open Subtitles | لدينا قاضي جديد، االمدعي نفسه يدير الإدّعاء، - ونحن عندنا شاهد عيان. |
Brody'nin odasına birkaç gün önce girdiğini söylemiştin ama dün gece seni orada gören bir görgü tanığımız var. | Open Subtitles | قلت بأنك كنت في غرفة " برودي " قبل أيام لكن لدينا شاهد عيان يضعك هناك ليلة أمس |
Durum şu ki, iki silahlı adamın Brenan Hefner'ı öldürdüğünü gören bir görgü tanığımız var. | Open Subtitles | كما تعلم لدينا شاهد عيان رأى رجلان يقتلان " بيرنان هافنير " |
Bunu daha açıklayamadık, ...ama görgü tanığımız yeterli tarifi verdi. | Open Subtitles | لا نستطيع الإجابة على ذلك حتى الآن، لكن شاهدنا أعطى وصفاً جيّداً. |
Evet, görgü tanığımız burada hastanede. | Open Subtitles | نعم , لدينا شاهدنا هنا بالمستشفى |
İki parmaklı görgü tanığımız, Chuck Marstein var ya... O bir suçlu, dolandırıcılık geçmişi var. | Open Subtitles | شاهدنا ذو الاصبعين " تشاك موستيرن " إنه مجرم |
Batista'nın Lopez'i yerde tekmelediğini gördüklerini iddia eden 2 görgü tanığımız var. | Open Subtitles | لدينا شاهدا عيان قالوا بأنهم شاهدوا باتيستا و هو يطرح الشرطي لوبيز أرضا |
- Bu sefer bir sürü görgü tanığımız var. | Open Subtitles | في هذه المرة، لدينا مجموعة من شهود العيان |