"görmediğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • يرى
        
    • لم ترى
        
    • يرَ
        
    • تره
        
    • ير
        
    • يراها
        
    • ترَ
        
    • رأت
        
    • تر
        
    • ترها
        
    • لا ترى
        
    • تراك
        
    • لم تري
        
    • لم يره
        
    • لم يروا
        
    Sonra genç doktor kızı ışıkta hiç çıplak görmediğini fark eder. Open Subtitles لاحظ الطبيب أنه لم يرى تلك الفتاة عارية في الضوء للآن
    Brezilya'dan bir doktor önceden hiç şahdamarı yırtılmasından kurtulan birini görmediğini söyledi. TED طبيب من البرازيل قال انه لم يرى اي شخص قد عاش بعد تمزق في الشريان السباتي
    Bunu daha önce hiç görmediğini unutmayın. TED لذا ضعوا في بالكم أنها لم ترى ذلك يحدث من قبل.
    Tekneci, hiçbir şey görmediğini söyledi. Open Subtitles فقاما برميها في الماء و هربا على عجل، قال حارس البحيرة أنه لم يرَ أي شئ
    Onu 4 yılı aşkın süredir görmediğini söylüyor ama belki e-postalaşmışlardır. Open Subtitles قالت إنها لم تره منذ 4 سنين، لكن ربما يتراسلان إلكترونيًا.
    Koç, onun gibi bir şeyi daha önce görmediğini söylüyor. Open Subtitles المدرب يقول أنه لم ير شيئاً كهذا من قبل.
    Ama cumartesi gecesi orada olanlardan hiç kimse onu orada görmediğini söylüyor. Open Subtitles ولكن لم يراها احد ممن كانوا هناك ليلة السبت ولكن لم يراها احد ممن كانوا هناك ليلة السبت
    Işıkların açık olduğunu öyle mutfağa geldiğini ama... dışarıda ne olduğunu görmediğini falan söyledi. Open Subtitles وكيف اضطرّت للصعود لأنّ النور مضاء في الداخل ولم ترَ شيئاً خارجاً
    Çoğu insanın olayı böyle görmediğini biliyorum. TED أعرف أن معظمكم لا يرى الأمر على هذا الشكل.
    Ancak ölümü yaklaştığında, bir gün yatağın bir kenarına oturduğunu ve hemşireye vaizi görüp görmediğini sorduğunu söledi. TED لكنها قالت عندما جاءه الموت جلس على حافة فراشه ذلك اليوم وطلب من الممرضة أن يرى قسيس.
    Cross'u 20 yıldır görmediğini söylüyor. Hayatta olduğunu bile bilmiyor. Open Subtitles قال انه لم يرى كروس منذ عشرون عاما ولا يعرف حتى ان كان حيا
    Bugün güzel bir şey görmediğini iddia eden birine adıyorum. Open Subtitles و اهديه إلى الشاب الصغير الذى يعتقد بأنه لم يرى شيئا جيدا اليوم
    - Bir şey görmediğini söylemiştin bana. - Sana daha neler neler söylüyorum zaten. Open Subtitles لقد اخبرتنى انك لم ترى شيئا انا اخبرك الكثير من الاشياء
    Bana daha önce böyle bir şey görmediğini söyle lütfen. Open Subtitles أرجوك قل لي أنك أبدا لم ترى شيء كهذا من قبل
    Yargıç benden daha yavaş ilerleyen birini görmediğini söylüyor. Open Subtitles القاضي يقول أنه لم يرَ أحداً ابطأ تقدماً مني
    Şu anda annesiyle yaşıyor. Dünden beri onu görmediğini söylemiş. Open Subtitles حاليا يسـكن مع والدته التي ادعت أنها لم تره الليلة الماضية
    Clinton'a orada sevdiği hiçbirşey görmediğini söylemiş. Open Subtitles لقد قال لكليتون أنه لم ير شيئاً كهذا من قبل.
    Üç yıldır görmediğini söyledi. Open Subtitles لقد قال لنا أنه لم يراها منذ 3 سنوات , صحيح ؟
    Bize, kızını öldürüldüğü akşam görmediğini söylemiştin. Open Subtitles أخبرتنا أنّك لم ترَ إبنتك في الليلة التي قتلت فيها.
    Hemşire Price'ın, taburcu olduktan sonra Kessler'in çocuğunu görüp görmediğini biliyor musun? Open Subtitles هل تَعْرفين ما إذا كانت الممرَضة برايس قد رأت الولد كيسلر منذ خروجه؟
    Yoksa bana o yüzü daha önce hiç görmediğini mi söylüyorsun? Open Subtitles او ستقول لى انك لم تر هذا الوجه من قبل ؟
    Dünden beri görmediğini ve telefonuna cevap vermediğini söylüyor.. Open Subtitles تقول إنها لم ترها منذ الأمس و لا ترد على هاتفها الخلوي
    Sen şimdi gerçekten bana figürsel çizimle, yazılama arasındaki farkı görmediğini mi söylüyorsun? Open Subtitles أنت تقول لي بصراحة أنك لا ترى الفرق بين رسمة رمزية وبين علامة؟
    Bize denize gittiğini ve altı aydır seni görmediğini söyledi. Open Subtitles لقد قالت أنك ذهبت للبحر, ولم تراك منذ ستة أشهر.
    Şimdiye dek o kadar çirkin birşey görmediğini garanti ederim. Open Subtitles أضمن لك بأنك لم تري شيئاً بهذا القبح من قبل
    İddiaya girerim hiçkimsenin onu görmediğini ve cesetin ertesi güne kadar bulunmayacağını sandı. Open Subtitles غالبا لقد ظن بأن أحداً لم يره يركض هارباً. وأنهم لن يكتشفوا الجثة حتى صباح اليوم التالي
    Buraya gelen her tanık müvekkilimin... cinsel organını görmediğini belirtti... müvekkilimi tutuklayan memurun akrabası olan bir kişi dışında. Open Subtitles كل الشهود الذين جاؤوا هنا شهدوا بانهم لم يروا قضيب موكلي في الواقع ماعدا شخص واحد هذا الشخص هو الضابط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more