Uyanık halde rüya görmek gibi bir şey olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال إن هذا كان مثل رؤية أحلامه في وضح النهار |
Sana bakmak okyanusu görmek gibi. | Open Subtitles | أنظر إليك مثل رؤية المحيط أنا أكثر من بركة ,على ما أعتقد |
İsa'yı çıplak görmek gibi geliyor. | Open Subtitles | انه مثل رؤية بابا نويل عاري، وهذا خاطئ. |
Bu, köpekler ve kedilerin iyi anlaştığını görmek gibi bir şey. | TED | كانت كرؤية الكلاب والقطط يتعاملون بشكل جيد مع بعضهم البعض. |
Bu, kozmosu bir teleskobun içinden görmek gibi, çığır açan bir yenilikti. | Open Subtitles | لقد كان ذلك تقدم علمي مثير كرؤية العالم للمرة الأولى من خلال منظار |
Evreni çıplak görmek gibi. | Open Subtitles | إنه مثل النظر للكون عارياً |
Hakikaten, bu adamın büyü yapmaya uğraşmasını seyretmek ceketini ters giymiş bir adamın oturup yemek yemesini görmek gibi. | Open Subtitles | حقاً، رؤية هذا الرجل يُمارس السحر... تماماً مثل رؤية رجل جالس يتناول الغداء ويرتدي معطف مقلوباً. |
Tıpkı sana tapan tüm o öğretmenlerini görmek gibi. | Open Subtitles | مثل رؤية المدرسين الذين كانوا يجلونك |
Bu olmayan şeyleri görmek gibi değil. | Open Subtitles | هذا ليس مثل رؤية أشياء غير موجودة. |
Bu olmayan şeyleri görmek gibi değil. | Open Subtitles | هذا ليس مثل رؤية أشياء غير موجودة. |
Celine' i göreceğime inanamıyorum. Beatles' ı görmek gibi bir şey! | Open Subtitles | لا أصدق أنّي سأرى (سيلين) هذا مثل رؤية (البيتيلز) |
Bir aslanın humus yediğini görmek gibi bir şey bu. | Open Subtitles | مثل رؤية الاسد يأكل الحمس |
Gerçekten Jack Bauer'i görmek istedik. Eski bir dostu yeniden görmek gibi. | Open Subtitles | أردنا فعلا رؤية (جاك باور)، إنّه مثل رؤية صديق قديم مجدداً. |
Veya Lexi kaybettikten sonra seni görmek gibi... | Open Subtitles | أو مثل رؤية لك بعد كنت فقدت LEXI. |
Hatta Ronnie de öyle dedi, hayaleti görmek gibi bir şey. | Open Subtitles | حتى قلت لروني، كانت مثل... رؤية شبح. |
Sırtında "Bir tarafına girsin, domuz" yazan yelekle başka bir cehennem meleği* görmek gibi. | Open Subtitles | كرؤية ملاك يرتدي قميص ''مكتوبٌ عليه، ''سحقًا لك يا خنزير |
Alevlerle kaplı bir gökyüzünde gün batımını görmek gibi. | Open Subtitles | كرؤية غـروب الشـمـس في سماء ملتهبة النيران |
Kaplumbağayı kabuğunun dışında görmek gibi. | Open Subtitles | انه غريب للغايه, كرؤية السلحفاة خارج درقتها |
Uyuşturucu kullananlar, ağzında bir bıçakla bacağını kaldıran ölü büyükannelerini görmek gibi şeylere zamanla alışırlar... ..ama kimseden bu yolculuğun üstesinden gelmesi istenmemelidir. | Open Subtitles | مدمن المخدرات يسعه التأقلم مع بعض الأمور كرؤية روح جدته الميتة وهي تزحف على قدميها ممسكةًبسكينفي فمها... لكن أحداً لم يُسئل التعامل مع هذه المهمة |
Kanada'da bir tünelin girişinden çıkışını görmek gibi. | Open Subtitles | هي مثل النظر إلى نفق كندي. |