"görmekten nefret ediyorum" - Translation from Turkish to Arabic

    • أكره رؤيتك
        
    • أكره رؤية
        
    • أنا أكره أن أراك
        
    • أنا أكره أن تتركنا
        
    • أكره أن أراكم
        
    • أكره أن أراها
        
    • أكره أن أرى
        
    • أَكْرهُ لرُؤية
        
    • وأكره أن أرى
        
    • أكره أن أراه
        
    • أكره أنا أرى
        
    • أكره رؤيته
        
    Mutlaka ettirmeliyim. Böyle aptal gibi dikildiğini görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles على ذلك, أكره رؤيتك تقف هكذا بهذا الموقف الغبى
    Küçük bir eleştiri yüzünden bu kadar üzüldüğünü görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أكره رؤيتك منزعجة جدا لمجرد مراجعة صغيرة
    Özel hayatımın sana bu kadar yük olmasını görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أكره رؤية حياتي الشخصية تشكل عائقاً بالنسبة لكِ
    Geçerli fırsatını bozduğunu görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أنا أكره أن أراك تلعثم بعيدا الفرصة الحالية.
    Gittiğini görmekten nefret ediyorum, Miguel. Seni de yakmak istemem. Open Subtitles حسن ، أنا أكره أن تتركنا يا ميجل ولا أريدك أن تحترق أيضا
    Size böyle zahmete girdiğinizi görmekten nefret ediyorum dedim. Open Subtitles لقد قلت أكره أن أراكم في هذا الوضع
    Yüreğim parçalanıyor. Onu mutsuz görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles ذلك يكسر قلبي، هنريتا أكره أن أراها حزينة
    Kanun güçlerinin bu şekilde küçük düştüğünü görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles إنّي أكره أن أرى ضابطة مُنفذة للقانون بأن تُذلّ هكذا.
    Kitty, kolay bir çözümü varken seni böyle üzgün görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles بسيسة أَكْرهُ لرُؤية أنت تُزعجُ لذا متى هناك مثل هذا الحَلِّ السهلِ.
    Seni ve minik aileni sokakta görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أكره رؤيتك مع عائلتك الصغار في الشوارع
    Bebeğim, seni böyle stresli görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles حبيبتي , أكره رؤيتك متوترة جدا.
    Çıkan insanları görmekten nefret ediyorum. Ne kadar zamanım kaldığını hatırlatıyor. Open Subtitles ياإلهي كم أكره رؤية الناس يخرجون ذلك يذكرني بكم بقي لي من مُـدّة
    Her şeyin harcandığını görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أنا فقط أكره رؤية الأشياء تضيع.
    - Senin hayatını değer vermediğin, kadınlarla sarhoş seks yaparak geçirdiğini görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أكره رؤية أنك تهدر حياتك... مع الكحول والنساء... التي أنت لا تهتم به.
    Bu duruma düştüğünü görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أنا أكره أن أراك سقطت على هذا النحو
    Gittiğini görmekten nefret ediyorum, Miguel. Seni de yakmak istemem. Open Subtitles حسن ، أنا أكره أن تتركنا يا ميجل ولا أريدك أن تحترق أيضا
    Böyle zahmete girdiğinizi görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أكره أن أراكم في هذا الوضع
    Ya da bu çarşaflara? Onları siyah ışık altında görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أو على تلك الملاءات أكره أن أراها تحت ضوءٍ كاشف
    Hammond, senden hiç hoşlanmadım, ama akran bir polisin batışını görmekten nefret ediyorum, Open Subtitles هاموند , وأنا لا أحب لك, لكني أكره أن أرى ضابط زميل النزول,
    Bu acele başarısını görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أنا أَكْرهُ لرُؤية r shness يَسُودُ هنا.
    Bir adamın sende bu kadar üstünlük kurduğunu görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles وأكره أن أرى رجلاً يسلب منكِ ما يجعلكِ امرأة عظيمة
    İşleri bozduğunu görmekten nefret ediyorum. O büyük koltuk için çok bekledi. Open Subtitles أكره أن أراه يخطيء لطالما أنتظر للوصول للكرسي الكبير
    Bütçe darlığı yüzünden işinin yarım kaldığını görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles أكره أنا أرى عمله الغير منتهي يذهب بسبب بعض القيود المالية
    Onu böyle görmekten nefret ediyorum, bizi anlayıp anlamadığını bilmemek. Open Subtitles أنا أكره رؤيته كذلك عدم عرفة إذا كان يستطيع فهمنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more