Bu kadar çok kadınla bu kadar az adam manastır dışında hiç görmemiştim. | Open Subtitles | ولم أر هذا الكم من النساء مقابل قلة من الرجال خارج دير راهبات |
Hiç böylesine büyük bir sevgi görmemiştim. Nereye gitsen peşinden gelir. | Open Subtitles | لم أرى مثل هذا من قبل انه يتبعك فى كل مكان |
Hiç böyle bir şey görmemiştim. Neredeyse katarakttan kör olacak. | Open Subtitles | لم أرَ أبداً شيئا يشبهه تقريبا أعمى بسبب ماء العين |
Sen nerelisin? Daha önce hiç kızıl bir Kanada Geyiği görmemiştim. | Open Subtitles | من اين اتيت , لم ارى مثل غزالك الاحمر من قبل |
Daha önce hiç bir kadının kafasına kuş çarptığını görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت ذلك قط. طائر يصطدم برأس امرأة. |
Kendi hayatını tehlikeye atmaya bu kadar can attığını hiç görmemiştim. | Open Subtitles | أتعرف ؟ .. لمْ أره أبداً مولعاً بالمخاطرة بحياته لهذه الدرجة |
Sizi hiç bu kadar çok miktarda dondurma alırken, böyle üzgün görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرك يوماً بهذا الحزن وأنت تشتري كمية كبيرة من الآيس كريم |
Hiç böyle bir şey görmemiştim. Ekibi tehlikeye attım, efendim. | Open Subtitles | لم أر شيئاً مماثلاً من قبل عرضت الفريق للخطر سيدي |
Jimnastikten 5 dakikalığına kaçmak için bu kadar umutsuz bir adam görmemiştim. | Open Subtitles | لم أر أبداً رجلاً مستميتاً لعدم الخروج لأداء الرياضة لمدة خمس دقائق |
Kadın vücudunu hiç bu kadar yakından ve detaylı görmemiştim. | Open Subtitles | لم أر مسبقاً الجزء النسائى عن قرب وبهذا التفصيل الدقيق |
Daha önce bir siyah adamın bembeyaz olduğunu görmemiştim hiç. | Open Subtitles | لم أرى أبداً رجل أسود تحول إلى أبيض من قبل |
- Hiç bu kadar seksi bir kemancı görmemiştim. Gerçekten. | Open Subtitles | لم أرى في حياتي عازفة فيولين بهذا الجمال من قبل |
Hiç bu kadar çok pullu kumaş görmemiştim daha önce. | Open Subtitles | لم أرَ قماشاً بهذا الكم من الخيوط المعدنية من قبل |
Lost'un üçüncü sezonundan beri bu kadar gereksiz karışık bir şey görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرَ أيّ شيء معقّد غير ضروريّ ''منذ الموسم الثالث لـ ''لوست. |
Bu konuda bir şeyler okumuştum ama doğrusu hiç görmemiştim. | Open Subtitles | نعم، قرأت عن هذه لكنّ حقا لم ارى مثلها أبدا |
Şüphelilerimiz. Hiç bu kadar beyaz zengini bir arada görmemiştim. | Open Subtitles | المشتبه بهم، لم ارى ابداً هذا الكم من الوجوه البيضاء. |
Yargıçlık yaptığım onca yılda, hiç bu kadar dandik bir dava görmemiştim. | Open Subtitles | خلال سنواتي من القضاء لم يسبق أن رأيت مثل هذه القضية الخرقاء |
Ama itiraf etmeliyim ki, Stanley'i bu kadar mutlu görmemiştim. | Open Subtitles | ويجب بأن أقول بأنه أكثر لطفا رأيت ستانلي في حياتي |
Sende bir şey var. Daha önce görmemiştim ama şimdi hissediyorum. | Open Subtitles | ،هناك شيء ما بخصوصك لم أره قبلا، لكنني أشعر به الآن |
Ondan hoşlanmıyorsun, ama birisi için bu kadar tutkulu savaştığını görmemiştim. | Open Subtitles | أنت تكرهينها ولكنني لم أرك , تناضلين لأجل غيرها بهذه القوة |
Bence, mutlu görünüyor. Babamın vefatından beridir, onu hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | أعتقد بأنها تبدو سعيدة، لم أرها بهذه السعادة منذ وفاة أبي |
Bu evi çok iyi hatırlıyorum, ama son ziyaretimde seni görmemiştim. | Open Subtitles | أتذكر هذا البيت جيدا ، ولكنني لم أراك في زيارتي الأخيرة. |
- Onu gülerken hiç görmemiştim. - Dişleri olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | . لم أراه يبتسم أبداً . لم أعرف أن لدية أسنان |
Böyle bir dövmeyi daha önce hiç görmemiştim. Bu ne, cebir (algoritma)mi? | Open Subtitles | لم أري وشم مثل هذا من قبل، ما هذا، معدلات جبر ؟ |
Biliyor musun seni daha önce hiç üniformasız olarak görmemiştim. | Open Subtitles | لا اعتقد اني قد سبق ان رأيتك بدون زي العمل |
Joseon'da böyle ok atan birini şimdiye dek hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أشاهد أحد قط يرمي بالسهام في جوسون حتى الآن |
O siyah plastik kartı verene kadar onu hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | أنا حتى لم أراها منذ أن أعطيتها تلك البطاقة البلاستيكية السوداء. |
2.50 zamma bu kadar sevineni de görmemiştim! 2 mi? | Open Subtitles | لم اري احد سعيد جدا هكذا بعلاوة 2.5 دولار |