Her intern gurubunun içinde Gösteriş meraklısı bir salak vardır. | Open Subtitles | في كل مجموعة طلاب يوجد دائماً أحمق واحد يحاول التباهي |
Yani etrafta ilişkimizle herkese Gösteriş yapa yapa mı dolanmamız gerek? | Open Subtitles | هل يتوجب علينا الخروج علناً و التباهي بعلاقتنا أمام الجميع ؟ |
Biz arabanızla gerçekten gurur duyduğunuzu ve Gösteriş yapmak istediğinizi düşünmüştük. | Open Subtitles | كنا نحسب أنك فخور بسيارتك. لذا أردت أن تتباهى نوعاً ما. |
Bunlar Gösteriş için değil, emekçi memelerdi! | Open Subtitles | هذين ليسا للعرض فقط لقد كانا ثديين نشيطين |
Dün geldi ama Gösteriş yapmayacak kadar kibarım. | Open Subtitles | في الحقيقة, بطاقاتي وصلت بالبريد البارحة لكنني مهذبة بما فيه الكفاية لأن لا أتباهى بهم |
Kimse Gösteriş yapanı sevmez. | Open Subtitles | لا احد يتباهى بهذا تبا لهذا الا يوجد أي شوربة |
Bekar kızların önünde Gösteriş yapmamalısın. | Open Subtitles | أوه، حقا؟ يجب أن لا تتباهي بذلك أمام الفتيات الغير متزوجات |
Şeytanın en büyük günahı; Gösteriş ve kibirdir. | Open Subtitles | أن أكبر خطيئة للشيطان هي الغرور و التكبر |
Gördüğünüz gibi kaplanlar geldiğinizin farkında, o yüzden bugün Gösteriş yapıyorlar. | Open Subtitles | كما ترون فإن النمور تعلم بأنكم هنا وبالتالى فإنهم يتباهون اليوم |
Evet, belki bir daha ki sefere kaymaya gideriz, sen olmadan Gösteriş budalası. | Open Subtitles | أجل، حسناً، ربّما عندما نذهب للتزلّج في المرّة القادمة، فإنّك لن تُحاول التباهي. |
Bol, ama ham yetenek bol palavra ve bol Gösteriş. | Open Subtitles | الكثير من الموهبة الخامة و الكثير من التباهي و الجرأة |
Buna iki ayaklı Gösteriş deniyor. | TED | وهذا ما يسمى التباهي بالوقوف على قدمين. |
Gösteriş yapmak için seni aradım. | Open Subtitles | لقد اتصلت بك مورساكي لاني اردت التباهي امامه |
- Yalancı! Paul, bana yalan söyleme. Bal gibi Gösteriş yapıyordun. | Open Subtitles | ـ لا كلام فارغ ، أنت كنت تتباهى ـ آسف، جيني |
Ya öldürmek için... ya da Gösteriş olsun diye... silahın arkasıyla veya bir sopayla vurmuşlar. | Open Subtitles | وهي تعني إنك قد قتلت رجلك أو إنك تتباهى بضربك له بأخمص مسدسك أو بعصا |
Ne derler bilirsin. Gösteriş için uzun toplar at. Kazanmak için deliğe sok. | Open Subtitles | تعرفين مايقولون , قد للعرض , أضرب العجينة , هل أنا محق؟ |
Sadece Gösteriş için. Çalışırken içki içmem. | Open Subtitles | هذا للعرض فقط أنا لا أحتسي الكحول أثناء العمل |
Özür dilerim. Benim ufaklığa Gösteriş yapmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | آسف، أعتقد أنّني كنت أتباهى أمام الصّغيرة |
Ve bununla tüm şehre işaretini bırakıp Gösteriş yapıyor. | Open Subtitles | ثمّ يتباهى بها بأنحاء المدينة، تاركاً علامته لنراها. |
Pekâlâ, eğitiminle Gösteriş yapma. | Open Subtitles | حسنا,لا تتباهي بتعليمك ,انه من غير اللائق 370 00: 15: 07,228 |
Ailenden gelen büyük bir Gösteriş merakı var, Ephra ve giderek büyüyor görünüyor. | Open Subtitles | هناك شيء من الغرور يجري في عائلتك افرا ومن الوضح انه يتنامى |
Onlar sadece Gösteriş. Eğer elinde varsa, kullan. | Open Subtitles | إنهم يتباهون فقط إذا كانت لديك فاستعملها |
Muhtemelen sadece Gösteriş yapmak için, yeni bir gemi ya ondan. | Open Subtitles | ربما يرغبون فى الاستعراض... انتى تعرفى, انها سفينة جديدة وكل ذلك. |
İsrail, bunun bir Gösteriş duruşması haline gelmemesi için çok dikkatli olmalı. | Open Subtitles | إسرائيل لابد وأن تنتبه من أن لا تتحول الى محاكمة تمثيلية |
Gösteriş düşkünü bir sarhoşsun, tıpkı baban gibi... | Open Subtitles | أنت شخص متباهي و مدمن خمور تماما مثل أبيك |
Bu tipler Gösteriş için av bıçağı falan taşırlar. | Open Subtitles | أولئك الرجال يحبون أن يحملوا سكاكين صيد وأشياء للتباهي |
böylelikle yunus, neredeyse hiç çaba sarfetmeden hızlanabiliyor, enerjisini Gösteriş yapmak için saklıyor. | Open Subtitles | ليسبح سريعاً بأقل مجهود، موفراً طاقته للإستعراض ولا ريب، وأشياء أخرى. |
Biz Gösteriş yaparız, utanmayız. | Open Subtitles | " إننا نشرب المخدرات ونصرح دون أن نخجل " |
Gösteriş meraklısı. | Open Subtitles | إنه يحب دوماَ أن يلفت الأنظار |