Mutluluğun gösterişli bir ev, güzel elbiseler ve zengin sevgililer olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن السعادة هي منزلا فاخر وملابس جميلة وحبيب ثري؟ |
Nerede olduğunu biliyorum. gösterişli bir hırsızsın öyle mi? | Open Subtitles | انا أعلم أين يكون انت لص أنيق جداْ , أليس كذلك ؟ |
Ünlü isimleri çekiştirip, gittiğin gösterişli partileri anlatasın diye mi? | Open Subtitles | صحيح، حتى يمكنك إبهاري بكل الأسماء و بكل الحفلات الفاخرة التي يمكنك الذهاب لها؟ |
Cabinets To Go'nun gösterişli galerileri yok, ama süper kalite... | Open Subtitles | كل هذه المنتجات موجودة في متاجرنا نحن لا نصنع غرف الدش للحمام لكن لدينا مواد فاخرة جداً |
İthal çekirdekler, dev ofis, gösterişli takım... | Open Subtitles | حبوب القهوة المستوردة المكتب الكبير، الجناح الفاخر |
O gösterişli özel okulların nasıl olduğunu bilmiyorum ama Midtown High'da... | Open Subtitles | لا أعرف كيف هو نظام المدارس الخاصّة الفخمة |
İddiaya girerim ki, bu gece çok gösterişli bir yerde yemeye gideceksin, değil mi? | Open Subtitles | أراهن أنك ذاهب لمكان مبهر جدًا لهذه الليلة |
Biraz gösterişli bir şey olabilir mi? | Open Subtitles | اذا يُمكنُ أَنْ تكُونَ مبهرجة إلى حدٍّ ما؟ |
Ve, onlar gösterişli otellerindeyken evlerine taşınıyor, değil mi? | Open Subtitles | و عندما كانوا بعيدين في منتجع فاخر هو انتقل لمنزلهم,أليس كذلك؟ |
gösterişli. Bu ne demek oluyor? | Open Subtitles | كم هذا فاخر ما الذي يعنيه هذا الكلام بالضبط ؟ |
Bu biraz gösterişli! Tutuklanmanın böyle bir şey olduğunu bilseydim, yıllar önce tutuklanırdım. | Open Subtitles | هذ أنيق ، لو أنى أعرف أن الاعتقال بهذا الشكل ، لاعتقلت منذ زمن |
Ayrıca çok gösterişli bir kişilikti, havalı, nazik, kültürlüydü, düzgün giyinir ve hanımların gönlünü fethederdi. | Open Subtitles | لقد كان أيضاً شخصية براقة جداً هادئ و رقيق و مثقف و أنيق في ملبسه و كان ذو حظ عظيم مع السيدات |
Arabanın tamponunda bayağı gösterişli çıkartmalar var. | Open Subtitles | بعض ملصقات ممتص الصدمات الفاخرة جداً بالخلف هنا |
Şey, öncelikle, ben genel Londra aksanımı bıraktım ve daha gösterişli Sloane Ranger aksanını uyguluyorum | Open Subtitles | حسنا، أولا، لقد انخفض بلدي المعتادة لهجة مشتركة لندن واعتمد أكثر الفاخرة سلوان الحارس لهجة. |
Cabinets To Go'nun gösterişli galerileri yok, ama süper kaliteli gerçek tahta stili var 6 milimetrelik laminant parke bir karesi 59 sente. | Open Subtitles | كلها موجودة في متاجرنا نحن لا نصنع غرف الدش للحمامات لكن لدينا مواد ذات نوعية فاخرة جداً و مصنوعة من خشب حقيقي |
Jack Crawford'a Hannibal Lecter'ın kobalt mavisi yemek odasında oturduğumu gösterişli Leda'lı bitki bahçesini, kuğulu şömineyi ve köşede nöbet geçiren seni Jack Crawford'a anlatmamı. | Open Subtitles | لأخبر جاك كروفورد بأني جلست في غرفة العشاء الكوبالتية الزرقاء عند هانيبال ليكتر عشبة معطرة فاخرة |
gösterişli sunumlarının ve yönetim kurulunun canı cehenneme. | Open Subtitles | من يحتاج الى عرضها الفاخر و مجلس الإدارة |
Bunun için o gösterişli, Hollywood tarzı, kameralı telefonlarınızı çıkarmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | انتم يارفاق ربما تريدون اخراج جوالاتكم الفخمة التي تحتوي على كاميرا لهذا الإعلان |
Eski bir nükleer sığınak için çok gösterişli. | Open Subtitles | مبهر للغاية بالنسبة لمأوى نووي |
Bir adama çamur atan gösterişli teoriler, hem de tanınmış bir şahsiyete tek bir sağlam kanıt zerreciği olmadan. | Open Subtitles | نظريات مبهرجة ستشوّه الرجل، ورجل ذو سمعة بدون أدنى دليل قاطع |
Sarayımı bastınız, muhafızlarımı mahvettiniz, gösterişli kapımı yıktınız ve şimdi de size güvenmemi mi bekliyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم تغزون قصري ، تتهجمون على حراسي و تكسرون بابي الفخم و تتوقعون مني الثقة بكم ؟ |
Çoğunlukla sizin gibi gençler, bazı gösterişli tipler ve kira denetimi altında yaşan işçi sınıfından bir kaç aile var. | Open Subtitles | بعضهم ، مدّعي الفن ، ولدينا القليل من الطبقة العاملة يعيشون في التحكم بالإيجار |
Belki hiçbir zaman zengin olamayacağım, belki bu gösterişli kulübe hiçbir zaman üye olamayacağım, ama bunların hiçbirisi bana bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | وربما لن أكون غني ابدا وربما لن أكون ابدا عضو في نادى فخم لكن كل هذا لا يهمني |
Evet, öyle. Ben gürültülü ve gösterişli biri diyecektim. | Open Subtitles | حسناً, انا كنت موشك على قول شخص مبهرج وعالى |
Evet, çok gösterişli. | Open Subtitles | نعم, يميل للجاز كثيرا |
Masraflarını karşılayarak, tahta mucizelerinin başrolde olacağı, gösterişli bir sanat sergisi düzenleyeceğim! | Open Subtitles | وأريد أن أمول معرضاً فنياً فاخراً يعرض تحفك الخشبية |
Kendisine Hyperion diyor. Dokunuşu bile standartlarıma göre çok gösterişli. | Open Subtitles | يدعو نفسه هايبريون, لمسة فخمة, حتى بمعاييري |