"götüren" - Translation from Turkish to Arabic

    • أخذك
        
    • أخذتني
        
    • أخذني
        
    • المؤدية
        
    • قادهم
        
    • من قاد
        
    • الذي يجلب
        
    • التي تؤدي
        
    Seni Asgard ana gezegenine götüren çevirme programı hala elimizde. Open Subtitles ما زلنا عندنا برنامج الاتصال الذي أخذك إلى كوكب الأسجارد
    Ben sadece sizi okula götüren, bale kurslarına taşıyandım. Open Subtitles أنا فقط كنت الشخص الذي أخذك ذهاباً وعودة لفصل الباليه
    Bu unutulmuş küçük sokağın bittiği yerin tıpkı beni oraya götüren terk edilmiş köpek gibi korumaya değer olduğunu biliyordum. TED وقد أدركت أن هذا النهر الصغير المنسي والمهجور مثل الكلبة التي أخذتني إلى هناك، تستحق أن ننقذها
    Beni bir şey içip yemek yemeye götüren veya faytona bindiren olmamıştı. Open Subtitles ليس هنالك زبون أخذني لشرب كأس من المشروب أو لتناول وجبة أو لركوب عربة يجرها حصان
    Merak etmeyin, daha önce de söylediğim gibi Allah'a götüren yollar? Open Subtitles كما ذكرت لكم في الجلسات سابقا الطرق المؤدية إلى الله ماذا...
    Onları Bois Jacques'a götüren, ateş altında bir arada tutan. Open Subtitles قادهم في "بوا جاك" و حافظ علي ترابطهم اثناء القصف
    Çünkü O'nu öldüren, evine götüren kişidir, belki. Open Subtitles ربما لأن من قاد بها للمنزل قد قتلها
    Seni Colombo'nun yerine götüren olmadı mı? Open Subtitles أهناك اى شخص أخذك إلى كولومبو لحد الآن؟
    Seni Colombo'nun yerine götüren olmadı mı? Open Subtitles أهناك اى شخص أخذك إلى كولومبو لحد الآن؟
    Seni yakalayıp götüren o adam mıydı? Open Subtitles هل أخذك ذلك الشخص؟
    Seni oraya götüren adam buydu. Open Subtitles هذا هو الرجل الذي أخذك هناك
    Beni dün akşam fabrikaya götüren aynı problemi. Open Subtitles نفس المسألة التي أخذتني إلى المصنع القديم تلك الليلة
    Frank'i teşhis etmem için beni götüren polisler bir çılgının işi olduğunu söylediler. Open Subtitles " الشرطة التي أخذتني للتعرف على " فرانك قالت بأنه فقط شخص مجنون
    Ve beni götüren adamlarla ilgili çok yanlış olan birşey var. Sana mesaj bırakmaya çalışacağım. Open Subtitles وهناك شئ ما خطأ في الرجل الذي أخذني
    Beni güreş maçına götüren bir müşterim vardı. Open Subtitles هناك زبون أخذني لمباراة مصارعة
    Bu, Allah'a götüren yegane yoldur. Bu çok önemlidir. Open Subtitles وهذا أحد الطرق المؤدية إلى الله وهو مهم جدا
    ...oymalı girişler, sıra sıra kapılar, galeriler... başka bir çağdan kalma süslemelerle bezenmiş... metruk salonlara götüren birbirine dik koridorlar... sessiz odalar; Open Subtitles ... البواباتذواتالزخارفالمنحوتة، المعارض الفنية الممرات العريضة المؤدية نحو الصالون المهجور المزينة بأكسسوارات من ازمنة اخرى
    Yoksa onları ölüme götüren Yahudiyi mi? Open Subtitles أو أنهم يلومون يهوذا العنزة التي قادهم إلى المنحدر ؟
    Tüm bu ölümlerin sorumlusu bensem bu insanları mezarlarına götüren gerçekten bensem lütfen John Pope tüm bu insanların önünde yargıcım, jürim ve celladım ol. Open Subtitles إذا كنت أنا المسؤول عن كل الموتى إذا كنت أنا حقاً من قاد كل هؤولاء الناس إلى حتفهم لذا يا (جون بوب)
    Güzel bir nakarat, iki sağlam dörtlük ve evine götüren bir köprü. Open Subtitles رابط عظيم، ومنظومة قوية والجسر الذي يجلب ذلك إلى المنزل
    Dolayısıyla amaç, sadece iki olasılığa götüren önceki soruların cevaplarını bulmak. TED هدفنا، الأن هو إيجاد الإجابة عن الأسئلة السابقة. التي تؤدي لاحتمالين فقط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more