| Ofiste bu kadar büyük gözükmüyordu. | Open Subtitles | لم يبدو بهذا الحجم في المكتب. ربما هي الإضاءة. |
| Tabii.Bilirsin,benim durduğum yerden pek de öyle gözükmüyordu. | Open Subtitles | صحيح . أنتَ تعلم ،إنهُ لم يبدو أن الأمر انتهي من حيث كُنْتٌ أقف |
| Interpol'le ilgili hiç endişeli gözükmüyordu. Ben neden olayım ki? | Open Subtitles | لم يبدو مهتماً بالإنتربول حينئذٍ فلمَ عساي اهتم؟ |
| Denemeye değerdi, ama kazanılabilir gibi gözükmüyordu. | Open Subtitles | كان الأمر يستحقّ المحاولة، لكنّه لم يَبدُ قابلا للتحقُّق |
| Pek endişelenmiş gözükmüyordu. | Open Subtitles | إنه لم يَبدُ مُهتماً. |
| Kat planında alt kat gözükmüyordu. | Open Subtitles | الطابق الأرضيّ لم يُدرج ضمن خريطة طوابق المبنى |
| Kat planında alt kat gözükmüyordu. | Open Subtitles | الطابق الأرضيّ لم يُدرج ضمن خريطة طوابق المبنى. |
| Başlamadan önce söylemeliyim ki bu adam normal gözükmüyordu. | Open Subtitles | من البداية هذا الرجل لم يبدو طبيعياً |
| - Hiç de öyle gibi gözükmüyordu ama. - Hepsi o. | Open Subtitles | لم يبدو لى كمشهد لتعليق الستائر |
| Dokunmuş gibi gözükmüyordu. | Open Subtitles | لم يبدو حينها أنه تأثر فقط نهض ليشرب |
| Yani, Adam iyi biri gibi gözükmüyordu bile. | Open Subtitles | أعني, آدم لم يبدو حتى كشاب صالح |
| Fazla eğlenceli gözükmüyordu. | Open Subtitles | لم يبدو ذلك ممتعاً جداً |
| - Pek öyle gözükmüyordu ama. | Open Subtitles | نعم, لم يبدو الأمر كذلك |
| Çünkü canavar gibi gözükmüyordu. | Open Subtitles | لأنه لم يبدو كواحداً |
| - Zengin gözükmüyordu. | Open Subtitles | - لم يبدو غنياً |
| Hiç iyi gözükmüyordu Jack. | Open Subtitles | لم يبدو المنظر جيّداً يا (جاك). |