"gözümde" - Translation from Turkish to Arabic

    • عيني
        
    • نظري
        
    • بنظري
        
    • عينى
        
    • بعيني
        
    • عيناىَ
        
    • في رتبة
        
    • في عينيّ
        
    • عندما أنظر لعينيه
        
    • أتخيله
        
    Sen, gözümde öyle parlıyorsun ki diğer tüm kadınlar gölgede kalıyor. Open Subtitles كنت تألقك الزاهى في عيني يضع كل امرأة أخرى في الظل
    Benim gözümde Tanrıça gibi. Ama bunun gözünde heykel gibi. Open Subtitles إنها إلهة جمال في عيني لكن بعيون الكاميرا؟
    İşte burada bu işi gören, gözümde ışığı algılayan bir molekül örneği bulunuyor. Open Subtitles لدي عينة هنا للجزيئات التي تفعل ذلك، التي تكشف الضوء في عيني.
    ama benim gözümde radyologlar birer kahramandı. TED ولكن من وجهة نظري ان اخصائي الاشعة هم ابطال
    Ama yaparsan gözümde hiçbir değerin kalmayacak. Open Subtitles ولكن إن قمت بذلك, ستفقد كل مصداقيتك بنظري
    Bak. Bu sol gözümde 21 dikiş var. Open Subtitles أنظر الى هذا لدى 21 غرزة فوق عينى اليسرى
    Benim gözümde başarı her zaman diğer insanların seni nasıl gördüğüne bağlıdır. Open Subtitles النجاح في عيني دائما على أساس حول كيفية رؤية الآخرين لك.
    Sol gözümde biraz kırmızı bir renklilik var. Open Subtitles من خلال عيني اليسرى.. كل شيءٍ يكونُ أحمراً.
    Göremiyordum. gözümde kan vardı. Open Subtitles فقدت القدرة على الرؤية بسبب الدم في عيني
    gözümde buz kıracağı var gibiyim, konuşmayı bırakıp uzaklaşmazsan Langley'de senin adına yıldız koyarlar. Open Subtitles أشعر كأن لدي حفرة ثلجيّة في عيني إذن ، إن لم تتوقف عن الحديث و ترحل سيقومون بوضع نجمة أعلى إسمك في ، لانجلي
    Cupid'in oklarıyla vurulmuş ve Fitz'e bunca zamandır gözümde kalplerle bakıyormuş gibi yapmam lazım. Open Subtitles أدعي أنني قد ضربت من قبل سهم كيوبيد و أنني كنت أحدق في فيتز بقلوب في عيني منذ ذلك الحين
    Ben de Veronica Franco, hanımefendi. Sorun sağ gözümde. Open Subtitles فيرونيكا فرانكه, سيدتي , انها عيني اليمنى.
    İkisi de gözümde eşittirler. Yarattığım her şey gibi. Open Subtitles كلاهما سواسية في عيني مثل جميع المخلوقات.
    -Evet. -Sanırım sağ gözümde bir şey var. Open Subtitles أعتقد أن لدي شيئاً حقاً في عيني.
    Dur bir dakika, ceviz kadar bişey var gözümde. Open Subtitles انتظر، لدي شيء في عيني بحجم جوزة
    Ama bir katip olduğunuza göre... benim gözümde cinsiyetsizsiniz... Open Subtitles وبما أنك موظفة بالقانون وأغض نظري عن جنسك
    Çünkü benim gözümde her biriniz basarisiz oldunuz. Open Subtitles لأنه ومن وجهة نظري أنكم فشلتم فردًا فردًا
    Benim gözümde, yaptığın iyilik kadar da zarar veriyorsun. Open Subtitles كما تعلم ، في نظري أنت تسبب ضرر بقدر ما تفعل من خير
    Az önce gözümde birkaç puan topladın. Open Subtitles لقد أرتفعت أسهمك بنظري عدة نقاط
    Tamam, bunu takıyorum. Kamera da benim gözümde. Open Subtitles سوف أضعها بالداخل وأنا لدى الكاميرا فى عينى
    Annemle kız kardeşlerimi sattığında ağladığım için sahibim gözümde purosunu söndürdü. Open Subtitles قام سيدي بإطفاء سيجارته بعيني لأنني بكيت عندما قام ببيع والدتي وشقيقتي
    Sana benim gözümde hissettiklerimi ilettim. Open Subtitles " آآآه هيا" " لقد نقلت مشاعرى" " عبر عيناىَ إليك"
    gözümde hep uşağım olarak kalacaksın. Open Subtitles ستبقى دائماً في رتبة أدنى مني
    Benim gözümde asla başarısız olmazsın. Open Subtitles مهما فعلتَ، في عينيّ لا يمكن أن تفشل أبداً
    Fakat gözümde hâlâ bir çocuk. Open Subtitles رغم ذلك عندما أنظر لعينيه فأنا أرى طفل يقف أمامي
    Emily'ye bu şekilde saldırdığını gözümde canlandıramıyorum. Open Subtitles من الصعب علي أن أتخيله يهاجم إيميلي بهذا الشكل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more