| Ve aradığın kadının, gözünün önünde olmasına rağmen ona ulaşamıyorsun. | Open Subtitles | و الفتاة المثالية أمامك مباشرة ورغم ذلك، هي بعيدة المنال |
| Eğer onu bulduysan bile... ki bir çok insan bulamadı..., ve hatta o orada gözünün önünde idiyse bile..., bu kadar seksin olduğu yerde onu nasıl görebilirdin? | Open Subtitles | وحتى لو وجدته لن يجده غيرك الكثير حتى لو كان واقفا أمامك |
| Eğer onu bulduysan bile... ki bir çok insan bulamadı..., ve hatta o orada gözünün önünde idiyse bile..., bu kadar seksin olduğu yerde onu nasıl görebilirdin? | Open Subtitles | وحتى لو وجدته لن يجده غيرك الكثير حتى لو كان واقفا أمامك |
| Neden hep böyle kıllık yapıyorsun? Kızın gözünün önünde birileri öldü. - Bizim de öyle. | Open Subtitles | لماذا أنت مغفلاً طوال الوقت لقد رأت شخص يموت أمامها |
| "O zamana dek, senin gözünün önünde," | Open Subtitles | ♪ حتى ذلك الحين, على مرمى البصر ♪ |
| Bu orospu çocukları, kuzenini gözünün önünde öldürdüler dostum. | Open Subtitles | ذلك الرجل هو من قتل قريبك أمام عينيك يا رجل |
| Hayır, gözünün önünde insanları parçalara ayıran hayaletler gibi. | Open Subtitles | لا، بل كشبح يستطيع أن يقطع شخصاً إلى أشلاء أمامك مباشرة |
| Bu kadını gözünün önünde öldürürsem, bu gerçekle yaşayabilecek misin? | Open Subtitles | يمكنك أن تعيش بواقعة قتلي لهذه المرأة أمامك |
| Bu kadını gözünün önünde öldürürsem, bu gerçekle yaşayabilecek misin? | Open Subtitles | يمكنك أن تعيش بواقعة قتلي لهذه المرأة أمامك |
| Her şeyden önce, senin gözünün önünde birine yazılmamı kaldıramazsın. | Open Subtitles | أولاً لن تحتملي أن أداعب واحدة أخرى أمامك |
| Kazanın gözünün önünde olduğunu biliyorum ama bu prosedürleri izlemek zorundayım. | Open Subtitles | أعرف بأنّ هذا الحادث ...حدث أمامك لكن يجب أن... نتّبع الإجراءات |
| İşte papayalar gözünün önünde. Neden başka yere gidiyorsun? | Open Subtitles | كومة من البابـــيا أمامك لماذا تذهبي إلى مكان أخر؟ |
| Sana, karını öldürttüm ve gözünün önünde oteli havaya uçurdum. | Open Subtitles | أجبرتك أن تقتل زوجتك و فجرت الفندق أمامك |
| Babanı gözünün önünde vurduklarında böyle şeyler olur genellikle. | Open Subtitles | إنه، يحدث نوعا ما عندما ترى والدك يقتل أمامك. |
| gözünün önünde biri yaralansa yürüyüp gider misin? | Open Subtitles | إذا رأيت أحداً مصابأ أمامك هل ستذهب وتتركه ؟ |
| gözünün önünde erkek arkadaşı vurulan bendim. | Open Subtitles | أن التي اطلق على صديقها أمامها |
| Tam gözünün önünde mi? Bunu geri dönüşü yok. | Open Subtitles | أمامها مباشرة، لا يمكنك أن تمحي ذلك |
| "O zamana dek, senin gözünün önünde," | Open Subtitles | ♪ حتى ذلك الحين, على مرمى البصر ♪ |
| "O zamana dek, senin gözünün önünde," | Open Subtitles | ♪ حتى ذلك الحين, على مرمى البصر ♪ |
| Pastayı gözünün önünde yiyorlar üstelik yapan sensin. | Open Subtitles | مقرف أن ترى الفطيرة تُأكل أمام عينيك وأنت ساعدت في خبزها |
| Kato gözünün önünde düştüğünde ne cehennem yaptın? | Open Subtitles | عندما قتل كاتو مباشرة امام عينك ماذا فعلت بِحق الجحيم ؟ |
| Bu adam senin kocanı gözünün önünde öldürdü. | Open Subtitles | الرجل الذى وقف لأجلكم قُتل أمام أعينكم |
| Hayır. Ama kardeşini sürekli gözünün önünde tutacağına söz ver bana. | Open Subtitles | عديني فقط بأنّك لن تدعي أخاك يغيب عن ناظريك |
| Hem de gözünün önünde. | Open Subtitles | الحق تحت أنفك. |