| Hep gözetleyen, bekleyen birinin olduğu hissine kapıldım. | Open Subtitles | عندى شعور طوال الوقت أن هناك شخص ما يراقب .. ينتظر |
| Her köşede yaptığın her şeyi gözetleyen... bir muhbir mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد مخبرا ً يراقب .. ما تفعله من كل ركن |
| Birileri başka bir casusu gözetleyen bizim casusu gözetliyordu. | Open Subtitles | أحدهم كان يتجسس على جاسوسنا الذي يتجسس على جاسوس آخر |
| Bu sabah sürüyü gözetleyen 3 atlı vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك 3 من المستكشفين يراقبون القطيع هذا الصباح |
| - Çünkü zaten bizi gözetleyen baskıcı bir rejimde yaşıyoruz. | Open Subtitles | لأننا نعيش بالفعل في دولة تراقبنا طوال الوقت |
| - Sanırım pencereden gözetleyen de değildin. | Open Subtitles | أظن أنك أيضاً لم تكن تتجسس علي من نافذتك |
| Beni gözetleyen adam uyuyakaldı. | Open Subtitles | الرجل الذي كان يراقبني شعر بالنعاس |
| Hainin yuvasını gözetleyen kimse yok muydu? | Open Subtitles | ألم يكن هناك ثمّة أحد يراقب جُحْر الجُرّذ؟ |
| Benim evimi gözetleyen biri olduğunu söyleyen bir dedektif kiraladım. | Open Subtitles | فـ إستأجرت محقق أخبرني أن هنالك شخص يراقب منزلي |
| Tori hücreyi gözetleyen adamı öldürdü. | Open Subtitles | توري قمت بقتل الرجل الذي كان يراقب زنزانتُنا. |
| Binayı gözetleyen ekipten haber geldi. | Open Subtitles | هذا كان فريقنا الذى يراقب المبنى المهجور |
| Her neyse, eğer burayı gözetleyen biri olmadığını düşünseydim, ...geceleri uyuyamazdım. | Open Subtitles | على كل حال,إن اعتقدت أنه ليس هناك من يراقب المنزل ليس بوسعي النوم |
| Ha siktir! Bizi asıl gözetleyen oymuş. | Open Subtitles | اللعنه لقد كانت هى من يتجسس علينا طوال الوقت |
| - Beni gözetleyen kişi bombadan mı sorumlu? | Open Subtitles | اذن كائنا من كان يتجسس عليّ هو من وراء القنبلة؟ |
| - Beni gözetleyen kişi bombadan mı sorumlu? | Open Subtitles | اذن كائنا من كان يتجسس عليّ هو من وراء القنبلة؟ اجل |
| Binanın kuzeydoğu çıkışını gözetleyen 5 ajan var. | Open Subtitles | هناك 5 عملاء يراقبون المخرج الشمالى الشرقى لهذا المبنى |
| Burayı gözetleyen adamlarım var, yani sizler burada güvendesiniz. | Open Subtitles | لدي أشخاص يراقبون المبنى لذا أنتِ والأطفال بأمان هنا |
| Burayı gözetleyen insanlar vardı. | Open Subtitles | كان هناك أشخاص يراقبون هذا المكان |
| Ama şu anda bizi gözetleyen ulu bir güç var ve senden gölgesi bu şehre çökmüş şeytanı durdurmanı istiyor. | Open Subtitles | ولكن هنالكَ قوةً أكبر تراقبنا الآن ويريدُ منك أن توقف الشيطان الذي بسط ردائهُ على هذه المدينة |
| Belki kafam güzeldir ama sanırım bizi gözetleyen biri var. | Open Subtitles | ربما هذا حشيش، أظن أن هناك فتاة تتجسس علينا. |
| - Koca ülkeyi gözetleyen bir makine yaptın bir de. | Open Subtitles | لقد بنيتَ آلةً تتجسس على البلد بأكملها |
| Uzaktan gözetleyen biri. | Open Subtitles | إنه شخص يراقبني من بعيد |
| Bakire Diana'yı gözetleyen Shepherd'a ne olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم ماذا حدث للراعي الذي تجسس على العذراء "ديانا"؟ |