| Başka bir adamın başına kalmasını dört gözle bekliyorum. Peki ya sen Don? | Open Subtitles | أقول لك, لا أستطيع الإنتظار حتى تصبح تلك الفتاة بـ ذمّة رجلُ آخر |
| Yarın gece bu ışıkların altında fıskiyeyi açmanı dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى تقوم بتشغيل النافورة تحت هذه الأضواء ليلة الغد |
| Şirketin büyümeye devam etsin inşallah ve ben de bize ibadet etmek için katılacağın günü dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | ادعو أن تستمر شراكتنا بالإزدهار وأتطلع شوقاً نحو اليوم الذي تنضم إلينا في العبادة |
| Tamam, iyi. Buraya gelmeni dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | جيد، لا استطيع الانتظار حتى تأتي الى هنا |
| Bende davet için kimi ayarladığımı görmenizi dört gözle bekliyorum | Open Subtitles | و لا يمكنني الانتظار حتى تريان من سأحضر للترفيه. |
| Bu gece seninle otelde görüşmeyi, dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | وأتطلع إلى انظر لنا هذه الليلة في الفندق. |
| Evet, bu günü atlatıp, sıcak bir banyo yapmayı dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | أجل، لا أطيق صبراً حتى ينتهي هذا اليوم وآخذ حماماً طويلاً |
| Bunu dört gözle bekliyorum, bu arada. Teki bana "ahbap" desin, yemin ederim... | Open Subtitles | أنا أتطلع لهذا أيضاً بالمناسبة وأقسم لك لو أحد منهم ناداني بـ زميل |
| - Kesinlikle. Dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | -بالطبع، أترقب ذلك . |
| Bu orospu çocuğunu soyup soğana çevirmeyi dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | يا رجل, لا استطيع الإنتظار لجز هذا اللعين |
| Dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | سأتطلع الى هذا |
| Eski arkadaşlarımı görmeyi dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار لرؤية العصابة القديمة |
| Bu çocuğu elime geçirmeyi dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار حتى أضع يدي على ذلك الفتى |
| Diğer arkadaşlarınızla tanışmayı dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار لمقابلة أصدقائك الأخرين |
| Evet, dört gözle bekliyorum.Daha fazla ayrı zaman geçireceğiz. | Open Subtitles | نعم، لا أستطيع الانتظار مزيد من الوقت ونحن مفترقان |
| - Evet, dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | سأبعث لك برسالة - أجل، أتحرق شوقاً لذلك - |
| Dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | أتطلع شوقاً لذلك |
| Bu olay bittikten sonra hepinizle konuşmayı dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار حتى أطمن عليكم جميعاً |
| Çocuklarımın olmasını dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار ليكون لدي اطفال ثياب يدوية الصنع! |
| Raymond'ın yemesini dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الانتظار حتى أرى رايموند يأكل منها |
| Bende davet için kimi ayarladığımı görmenizi dört gözle bekliyorum | Open Subtitles | و لا يمكنني الانتظار حتى تريان من سأحضر للترفيه. |
| Bunu yüzünüze silah doğrultmadan kanıtlamayı dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | وأتطلع إلى إظهار ذلك لكم بدون تهديدكم بأي سلاح |
| Şimdi o ruhu bulup yaptığım korkunç şey için özür dileyebileyim diye, öleceğim günü dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | والآن لا أطيق صبراً حتى أموت لأجد تلك الروح وأعتذر عن الفعل الفظيع الذي إرتكبته. |
| Ama kahveli sabahları dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لكنني أتطلع لهذا فلدينا قهوة الصباح. |
| - Dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | أترقب ذلك. |
| Sırf hamileliği artık bitsin diye bebeğin doğmasını dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الإنتظار حتى يخرج هذا الطفل حتى تتوقف عن كونها حامل |
| Dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | سأتطلع لذلك |