Yeterince güçlü değildi, bu yüzden harcandı. Hepsi bu. | Open Subtitles | لم يكن قوياً ، بما فيه الكفاية لذلك ضاع ، هذا كل شيء |
Neden işe yaramadı? Çünkü yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | لم يعمل لأنه لم يكن قوياً بمَ فيه الكفاية. |
Bunu kaldırabilecek kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | الرصاصة في الصدر كانت جرحاً مميتاً ...لم يكن قويا بما فيه الكفاية |
Evet, ama yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | - فعل، لكنه لم يكن قويا بما فيه الكفاية. |
Evet, yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | نعم ، لم تكن قوية بشكل كافي لقد جربتها على فتّاحة الرسالة |
Ama beni eleyen benden küçüktü ve çok da güçlü değildi. | Open Subtitles | ولكن من هزمتني شر هزيمة كانت أقصر منّي وليست قوية للغاية |
Sevecen ve sabırlı biriydi. Ama güçlü değildi. | Open Subtitles | "كان لطيفًا وجادًا بدرجة مفرطة، لكنّه لم يكُن قويًّا" |
Evet, belki mezarı kazabilecek kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | أجل، أو ليس قويا بما يكفي لحفر قبر كبير بما يكفي. |
İyi haber, radyo iletişimi çok güçlü değildi. | Open Subtitles | الخبر الجيد هو الإرسال في المذياع ليس قوياً جداً |
Diğer taraftaki annem harikulade biriydi ama güçlü değildi. | Open Subtitles | أمّي من العالم الآخر... كانت رائعة، لكنّها لم تكن قويّة الشخصية. |
İnancım yeteri kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | إن إيمانى لم يكن قوياً بما يكفى |
Helen, o hapishanede yaşayabilecek kadar güçlü değildi. Bu, onun hemen hemen ölmesi demekti. | Open Subtitles | لم يكن قوياً بما يكفي لكي يكون في السجن |
Mesajın telsizle gönderildiği çok açık ve benim alıcım mesajın tümünü alacak kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | وجهازي لم يكن قوياً كفاية ليستقبل الرسالة بأكملها وعليه... |
Bedenim, yalnızca yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | وجسمي لم يكن قوياً بما يكفي |
Yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | . لم يكن قوياً كفاية |
-O kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | -لم يكن قوياً جداً . |
Ama ne yazık ki senin kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | لكنه للأسف لم يكن قويا مثلك |
Gerçekten de eski ve ağır bir kameraydı ve Lonnie ise güçlü değildi. | Open Subtitles | لقد كانت كاميرا فيديو قديمة بحق وكانت ثقيلة جدا، و(لوني) لم يكن قويا... |
Yeteri kadar güçlü değildi. | Open Subtitles | لم يكن قويا بما يكفي . |
Atalarımız onlarla savaştı, ama silahlarımız yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | لقد حاربهم أجدادنا ، و لكن أسلحتنا لم تكن قوية بما يكفى |
- Philip'e suç atma! Duvarlar güçlü değildi! | Open Subtitles | (لا تلم (فيليب الجدران لم تكن قوية كفاية |
Elenmeme neden olan benden küçüktü ve fazla güçlü değildi. | Open Subtitles | ولكن من هزمتني شر هزيمة كانت أقصر منّي وليست قوية للغاية |
Tanrı, haklı olduğu için güçlü değildi. | Open Subtitles | "الربّ لم يكُن قويًّا لأنّه على الحقّ" |
İyi biriydi ama pek güçlü değildi. Kusura bakmayın bayım. Evet bayım, sizin için arayacağız. | Open Subtitles | لقد كان رجلا صالحا و لكن ليس قويا نعم يا سيدي سأحاول إيجادها من أجلك |
Belki henüz yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | ربما أنه ليس قوياً بعد |
Regina kendi mutlu sonuna ulaşamadı çünkü hikayesini yolunda tutmak için yeterince güçlü değildi. | Open Subtitles | لمْ تحظَ (ريجينا) بنهايتها السعيدة قطّ لأنّها لمْ تكن قويّة كفاية لتدع قصّتها تأخذ مجراها |