Bu teoriyi güçlendiriyor, kanıt sunmuyor. | Open Subtitles | إنه يعزز هذه النظرية،ولكن لايمنحنا هذا دليلاً |
Biliyorsun, o yüzük içgüdülerini güçlendiriyor. Neden onları kullanmıyorsun? | Open Subtitles | لعلمك، الخاتم يعزز غرائزك، فلمَ لا تستخدمينها؟ |
Bu durum benim şu tek kuralımı güçlendiriyor: "Asla bir şey ödemeyi teklif etme!" | Open Subtitles | وكلُّ شيءٍ كان رائعاً إلى غاية أخذكِ لمحفظتي لتدفعي ثمن البيتزا وهذا ما يعزز رأيي الذّي يقول "لا تعرض أبداً أن تدفع لأيِّ شيءٍ!". |
Markamızı güçlendiriyor. | Open Subtitles | لأنَّ ذلك يقوي علامتنا التجارية |
Derinliklere inmeden önce madenciler kendilerini zehirli koka yaprakları ile güçlendiriyor. | Open Subtitles | ، قبل الولوج للأعماق يقوي عمال المناجم أنفسهم بأوراق " الكوكا " المُسكرة |
Bu stres hormonu kalbinizi güçlendiriyor. | TED | فهرمون الضغط يقوي قلوبكم، |
Bu durum benim, Bayan Barsetto'nun onayının bağlayıcı olduğu ve olması gerektiği kararımı güçlendiriyor. | Open Subtitles | هذا يعزز استنتاجي ان موافقة السيدة (بارستو) يجب ان تلزم |
Tüm bunlar Holst'la olan bağlantıyı güçlendiriyor. Evet. | Open Subtitles | -ذلك يعزز الإرتباط بـ(هولست) |
-Çocukları güçlendiriyor. | Open Subtitles | -إنه يقوي هؤلاء الفتية. |