Bir şarlatan, senin doğaüstü güçlere sahip olduğunu söyleseydi, nasıl hisserdin? | Open Subtitles | كيف كنت ستشعر اذا اخبرك مشعوذ بأننك لديك قوى روحية ؟ |
Önceden bağışıklandıysanız, bu vücudunuzdaki bu spesifik düşmanı hemen tanıyacak şekilde bir ön eğitim alan bir takım güçlere sahip olursunuz. | TED | و عندما تكون هناك قوى داخل جسمك مدربة للتعرف على أعداء معينة و التغلب عليها. |
Uzun değil, yakın zamandır. Bu güçlere sahip olduğumu farkettim. | Open Subtitles | ليس مدة طويلة ، فقط منذ مدة قصيرة لاحظتأنهلديهذه القوى. |
Dünyada ise her biri seninkine eşdeğer güçlere sahip olacaklar. | Open Subtitles | على الأرض كلا منهم سيكون لهم القوى المماثلة التى لديك |
"Yakında onlar 4400'lerden olmayan ama insan üstü güçlere sahip ilk kişiler olacaklar." | Open Subtitles | ومع مرور الوقت سيكونون أول أشخاص غير الـ 4400 يمتلكون قدرات خارقة وسيستخدموها |
Kendilerini, karanlık güçlere karşı savaşan ışığın çocukları olarak görmelerine şartlandırılmışlardı. | Open Subtitles | كانت ظروف تنشئتهم تجعلهم يرون فى أنفسهم أبناء للنور وأنهم مقبلون على كفاح ضد قوى الظلام |
Bu küçük arkadaşı yutarsan, sihirli güçlere sahip olursun. | Open Subtitles | إذا إبتلعتِ هذا الشيء، سيعطيك قوى سحرية. |
Galiba o güçlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu sadece hayal edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني تخيل ما سيكون عليه الحال لو امتلكت قوى مثل هذة |
Özel güçlere sahip olmak hastalık ise, o zaman evet, çok kötü hastayız. | Open Subtitles | إذا كان لدينا قوى خاصة هل هذا يعني أنه وباء |
Eğer özel güçlere sahip olmak bir hastalıksa evet, kötü yakalandık. | Open Subtitles | إذا كان لدينا قوى خاصة هل هذا يعني أنه وباء |
Ama sen büyük bir ustasın. Hiç bilemeyeceğim güçlere sahipsin. | Open Subtitles | ولكنك مخضع نار محترف، لديك قوى لم اكن اتخيلها |
Senin gibi özel güçlere sahip birisi gibi, büyücü gibi. | Open Subtitles | على ما يبدو أنك حظيت بتلك القوى الخاصة مثل ساحر |
Çünkü hayatım boyunca kendim oldum ve altı aydır bu güçlere sahibim. | Open Subtitles | لأنني كنت على سجيتي طيلة حياتي وقد حظيت بهذه القوى لستة أشهر |
Aslında en inanılmaz süper güçlere sahip olanlar günden 400 defa gülümseyen çocuklar. | TED | في الحقيقة ان اكثر من يملك القوى الخارقة هم الاطفال الذين يبتسمون 400 مرة في اليوم |
Peki bu saklı ve maskelenmiş güçlere nasıl seslenebiliriz? | TED | ولكن كيف يمكن التصدي لمثل هذه القوى الخفية والمتنكرة؟ |
Sahip olduğumuz bu dijital güçlere normal dünyamızda sahip olsaydık? | TED | ماذا إن كنا قادرين على أن نحصل على نفس القوى الرقمية في عالمنا نحن؟ |
Dışarıda benim gibi güçlere sahip biri var. Kim olduğunu bulmalıyım. | Open Subtitles | ثمّة شخص آخر يمتلك قدرات كقدراتي ويجب أنْ أعرف مَنْ يكون |
Tüm o güçlere sahip olduğun için istediğini yapabilirsin sanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تظن لإمتلاكك هذه القدرات أنك ستنفذ ماتريده دائماً |
Özgür irademize ve bağımsızlığımıza o kadar fazla değer biçiyoruz ki, bu özelliklerimizi göze görünmeyen güçlere kaptırma duygusu en derindeki sosyal korkularımızı harekete geçiriyor. | TED | نضع مثل هذه الأهمية على إرادتنا الحرة واستقلالنا أن احتمال فقدان هذه الخصائص لقوى غير مرئية يثير الكثير من أعمق مخاوفنا الاجتماعية. |
Bir generalin, muhalif güçlere stratejisini ifşa etmesi akılsızlık olurdu. | Open Subtitles | لن يكون حُكما من جنرال أن يكشف عن استراتيجيته للقوى المعارضة |
Ben bunu anlayabiliyorum çünkü ben genç ve temiz bir ruhum ve kozmik güçlere yakınım. | Open Subtitles | أنا أعرف هذا لأني صغير ونقي متصل بالقوى الروحانية |
Ve daha sonra Tozparmak sihirli güçlere sahip, gezgin bir ateş hokkabazı. | Open Subtitles | و من ثمَّ داستفنجر مشعوذ النار المترحل مع قوىً سحرية |
Spider, kâhin ve büyücü, meraklı ve sonsuz güçlere sahip. | Open Subtitles | إن العنكبوت و العراف و الساحر لديهم سلطات لا نهائية و غريبة جداً |
İmdadıma yetişen gizli güçlere karşı kalbim minnetle doldu. | Open Subtitles | قلبي مليء الامتنان لقوات السرية التي جاءت لانقاذ بلدي. |
Tehlikeli güçlere sahip dengesiz suçlular git gide daha da yaygınlaşmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | المجرمون الغير مستقرون بقوى خطيرة أصبحوا أكثر فأكثر |