"gülerek" - Translation from Turkish to Arabic

    • تضحك
        
    • يضحك
        
    • الضحك
        
    • يضحكون
        
    • تضحكين
        
    • ضاحكاً
        
    • مبتسماً
        
    • ضاحك
        
    • بإبتسامة
        
    • بالضحك
        
    • إبتسامة عريضة
        
    • وضحك
        
    gülerek ayakta öylece durdu siyah saçları rüzgarda dalgalanıyordu ve bana hakkındaki her şeyi anlattı. Open Subtitles وقفت هناك تضحك شعرها الأسود كان يتطاير مع الرياح وحدثتنى عن نفسها
    Sonra odayı gülerek terk etti. Her zaman mizah anlayışı olmuştur. Open Subtitles ثمغادرالغرفة،وهو يضحك يا،وقالانهدائمايكون لديك روحالدعابة.
    Kaçıp gidemiyorsan ve kesin bir biçimde başkalarına bağımlıysan... gülerek ağlamayı öğreniyorsun... Open Subtitles عندما لايمكنك الفرار وتعتمدين كليّاً على الآخرين تتعلّمين البكاء عن طريق الضحك
    Az sonra bardaki herkes neye gülündüğünü öğrenmişti herkes bergin ısmarlamaya başladı, sipariş verirken gülerek. Open Subtitles سرعان ما عرف كل من بالطاحونة ماذا كان سبب الضحك و بدأ الجميع فى طلب البيرجين و هم يضحكون
    Araba kullanırken şaka yapabilirsin ama o zaman kaza yapar ve gülerek ölürsün. Open Subtitles يُمكنك أَن تلقي النُكت بينما تقودين، لكنك ستتحطمي وستموتي وانتي تضحكين.
    Hiçbir yere girmeyip özgür olacak, mutlu bir şekilde gülerek golf oynayacak. Open Subtitles باستطاعته أن ينهى أى أمر لكنه مازال حرّاً ، سعيداً ، ضاحكاً ويلعب الجولف
    Seavers 3 milyon dolar kaybetti ve buradan gülerek çıktı. Open Subtitles لقد خسر (سيفرز) للتو ثلاثة ملايين وخرج من هنا مبتسماً
    gülerek ayakta öylece durdu siyah saçları rüzgarda dalgalanıyordu ve bana hakkındaki her şeyi anlattı. Open Subtitles وقفت هناك تضحك شعرها الأسود كان يتطاير مع الرياح وحدثتنى عن نفسها
    o benim mutlulugum o benim sevgilim... gülerek, sevgiyle bakan, benim "Deewana" adlim Open Subtitles هذه قسمتي و هذا حبي تضحك بحب و تسميني المجنون
    Bu güzel, Baba. Kendi kendine şakalar yapıp gülerek saatler geçirebilirsin. Open Subtitles رائع يا أبى يمكنك أن تضحك مع نفسك لساعات طويلة
    O yüzden gülerek aslında kendi sunuculuk için sabote ediyordun. Open Subtitles إنه بسبب ذاك الجزء منك, ذاك الجزء منك كان يضحك, لكي يخرِّب عليك وظيفتك كمقدم, حسناً؟
    O sevinçle gülerek diyecek ki: Hepimiz aynı kaynaktanız. Open Subtitles "إنه يضحك مبتهجاً مردداً نحن نفس التجار"
    Cheyenne'den kaçabildi ve bir tarafıyla bize gülerek bunu yolladı diye memnun mu olmalıyım? Open Subtitles فقط لأجل مهربه " لإعادة اللوح من " شايين بينما يضحك في عبه ؟
    gülerek ölürüz desene. Ne istiyorsun? Open Subtitles ربما تموت من الضحك , ماذا تريد ان تفعل ؟
    Hepiniz beni kimin keseceği konusunda kavga edip ve bunu gülerek yaparken bu hastanede bir et parçası olmayacağım. Open Subtitles لن أكونَ قطعةَ لحمٍ في هذا المشفى تتقاتلون جميعكم على إعمال المشرط فيها ومن ثمّ الضحك وأنتم تفعلونها
    Gardiyanlar arkalarına bakıp gülerek dışarı çıkar. Open Subtitles الحراس يتحركون من الانحاء تنظر اليهم وتراهم يضحكون عليك من ورائك
    Buralarda bebekler gülerek doğarlar. Open Subtitles حتّى الأطفال هنا يولدون و هم يضحكون و ليس باكين
    Tesadüfen gülerek yanından geç Open Subtitles بينما تمرين به بشكل عارض تضحكين
    "Ana şirket AWM'den kıdemli bir müdür yardımcısı gülerek şöyle dedi... Open Subtitles AWM نائب الرئيس في الشركة الأم قال ضاحكاً
    Bak, belli ki aramızda bir şeyler var, yoksa Anne bizi tanıştırmazdı ve uzun süredir ilk defa gülerek uyandım çünkü seni göreceğimi biliyordum. Open Subtitles لا بد أن هنالك شيٌ ما بيننا وإلا لما رغبت (آن) بتجهيز موعدٍ لنا منذ البداية إستيقظت هذا الصباح مبتسماً
    Oğlumuz diye gülerek söz ettiğimiz kitap kurdu. Open Subtitles إذا هو لَيسَ عثةَ الكتب المربّعةَ نحن بشكل ضاحك مدعوَّة باسم إبنِنا.
    Bundan sonra birlikte gülerek çalışalım, yüzümü yamultmayı bırak artık! Open Subtitles لنعمل معاً بإبتسامة منذ الآن توقف عن العبث في وجهي
    Sonu mantığa meydan okur, soruna yeni bir bakış açısı getirir ve seyirciler şaşkınlıklarını gülerek ifade eder. TED الخاتمة تتحدى المنطق، تعطي تبصراً جديدا للمشكلة، ف يعبر الجمهور عن دهشتهم بالضحك
    Senden istediklerini gülerek belirtirler, ...ama bana inan ki, bunu ödersiniz. Open Subtitles ... سيعطيك ما تريد , ومع إبتسامة عريضة ... لكن صدقني , أنك ستدفع ثمنه
    "Ateş çizelgeme baktı ve alaycı bir tavırla gülerek şöyle dedi:..." Open Subtitles نظر إلى مخطط الحُمّة الخاص بى وضحك بسخرية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more