Eğer seyretmek için plaja gidecekseniz, suya girilecek bir gün değil. | Open Subtitles | إذا كنتم تشاهدون هذا فأنه ليس اليوم المناسب للسباحة |
Kahramanlık yapacak gün değil. | Open Subtitles | اليوم ,ليس اليوم الذي تحاولين ان تكوني فيه بطله |
Sıcak mavi bir gün değil ama sıcak beyaz bir gündü. | Open Subtitles | ليس يوم أزرقاً محترقاً و لكنه كان أبيضاً محترقاً |
Ama bu, sıradan bir gün değil, öyle değil mi? Yine de... | Open Subtitles | لكنه ليس يوما عاديا بالضبط أليس كذلك ؟ |
Ama bugün herkese daha iyi olduğunu kanıtlamaya çalışacağın gün değil. | Open Subtitles | ولكن اليوم ليس مناسباً لتحاول أن تثبت للجميع أنك أفضل |
Anlaşılan iyi bir gün değil tatlım. | Open Subtitles | بلى شك, ليس يوماً جيداً بالنسبة لك, عزيزي |
Bunu tartışmak için uygun bir gün değil. | Open Subtitles | إنه فقط ليس اليوم المناسب للقيام بذلك النقاش. |
Bugün gerçeklikten kopmak için hiç de uygun bir gün değil. | Open Subtitles | اليوم هو ليس اليوم الذي ستهيم فيه عما هو حقيقي |
Bugün bizimle uğraşmak için hiç de iyi bir gün değil. Kaçmak için tek şansınız var. | Open Subtitles | اليوم ليس اليوم المناسب للعبث معنا لديكم فرصة واحدة للهروب |
Takvimde işaretlenmiş bir gün değil, bir doğumgünü değil, yeni yıl değil. | Open Subtitles | إنه ليس يوم على التقويم ليس عيد ميلاد وليس سنة جديدة |
Sadece bunun için iyi bir gün değil, değil mi? | Open Subtitles | أجل، أنّي فقط أقول أنه ليس يوم جيّد لفعل هذا، أتعرفين؟ |
Demek istediğim, Bunun için uygun bir gün değil. | Open Subtitles | هذا ليس يوم جيد لهذا أعنى هذا |
Bıçağı ona vermek için iyi bir gün değil. | Open Subtitles | حسنا,ليس يوما جيدا لنعطيها سكينا |
Eğer Güneş bir gün - eğer Dünya kendi astrolojik,astronomik tablosunu okuyabilirse, bir gün diyecektir ki, "Plan yapmak için iyi bir gün değil." | TED | إن استطاعت الشمس يوما ما -- والأرض بالفعل، في الحقيقة -- إن استطاعت الأرض قراءة رموزها الفلكية، مخططاتها الفلكية، ستقول يوما ما، "ليس يوما مناسبا للتخطيط. |
Bataryasız kalmak için hiç iyi bir gün değil. Geri gidip almalıyız hepsini. | Open Subtitles | .اليوم ليس جيداً أن يكون بلا شحن .يجب علينا إحضارهم |
Geç kalmak için iyi bir gün değil. | Open Subtitles | هذا ليس يوماً ملائماً لأتأخر فيه |
Bunun için güzel bir gün değil. | Open Subtitles | إنه فقط ليس باليوم الجيد لفعل ذلك |
Biliyorsun, bugün sıradan bir gün değil. | Open Subtitles | هل تعرفين، اليوم لَيسَ يوم حبّ عادي. |
Batı Baltimore'da şaşı olmak için iyi bir gün değil. | Open Subtitles | اليوم غير مناسبٍ للتجول في بالتيمور |
Büyük gün değil mi, O.J.? | Open Subtitles | إنهُ يوم حافل وكبير، صحيح يا (أو جي)؟ |
Hayatımın değiştiği gün, aslında bir gün değil, geceydi. | Open Subtitles | اليوم الذي غير حياتي لم يكن يومًا, بل ليلةً |
Dan Humphrey olmak için de hiç kötü bir gün değil. | Open Subtitles | وليس يوماً سيئاً لدان همفري أيضاً. |
Arabaya çık. Yürüyüş için iyi bir gün değil. | Open Subtitles | إقفزي في العربة، ليس هذا يوماً ملائماً للسير من الممكن أن تُسحقي |