| Suç bir günah değildir, fakat senin durumunda belki de olmalı. | Open Subtitles | الشعور بالذنب ليس خطيئة ولكن في حالتك، ربما يجب أن يكون كذلك |
| - "Öz beğeni, sevgili kölem öz bilmezlik kadar rezil bir günah değildir." | Open Subtitles | ليس خطيئة دنيئة مثل إهمال الذات |
| Yalan kesinlikle, mesela cinayetten büyük bir günah değildir. | Open Subtitles | أقصد أن الكذب ليس خطيئة كبيرة بقدر مثلا... لا أعرف.. |
| Merak günah değildir, Harry. Ama dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | الفضول ليس خطيئه يا هارى لكن عليك أن تتدرب على الحذر |
| Ama nankörlük, Tanrı'ya inanan biri için olduğu gibi ruhani yönden batmış biri için günah değildir. | Open Subtitles | و لكن الجحد ليس خطيئه تقارن بالإفلاس الروحي الخاص برجل مؤمن بالله |
| Meg, senin yaşında bir kız için erkeklere bakmak günah değildir. | Open Subtitles | ميغ ، انها ليست خطيئة بان تعجبي بالاولاد في هذا العمر |
| Kitap yazmak bir günah değildir. | Open Subtitles | كتابه كتاب ليس خطيئه |
| Aşk bir günah değildir. | Open Subtitles | الحب ليس خطيئه |
| - Adalet günah değildir peder. - Hayır, ama intikam öyledir. | Open Subtitles | العدالة ليست خطيئة يا أبتاه ـ لا ولكن الثأر كذلك |
| İnciler takarsanız, aldatmak günah değildir mi diyeyim? | Open Subtitles | الخيانة ليست خطيئة إن قمتِ بها وأنتِ ترتدين اللآلئ؟ |
| Onu sonuna kadar takip etmezsen, bir günah değildir. | Open Subtitles | هذه ليست خطيئة ما لم تستسلم للإغراء. |