| Yani, komutanlar seni ödüllendirmeye karar verip Kaliforniya güneşiyle küçük bir randevu mu ayarladılar? | Open Subtitles | لذا، القائد قرّرَ مُكَاْفَئتك مع قليل من المؤن تحت شمس كاليفورنيا ؟ |
| Kırmızı çatı lambaları öğlen güneşiyle parlarken köpekler bile tamamen sessizdi. | Open Subtitles | "اضواء السقف الأحمر اديرت تحت شمس العصر, وحتى الكلاب صمتت قليلا." |
| Hoşnutsuzluğumuzun kışı, şimdi, ...günlük güneşlik bir yaza dönüşüverdi York'un güneşiyle. | Open Subtitles | الآن قد احالت شمس يورك شتاء احزاننا الى صيف رائع |
| Yakında gündüz güneşiyle karşılaşan gece sisi gibi solup gidecektir. | Open Subtitles | والتي ستمحو كما تمحى شمس النهار ظلمة الليل.. |
| Biraz bekle. Akşam güneşiyle mükemmel olur. | Open Subtitles | انتظر فقط فمع شمس الغروب سيصبح كالسمكة |
| Biraz bekle. Akşam güneşiyle mükemmel olur. | Open Subtitles | انتظر فقط فمع شمس الغروب سيصبح كالسمكة |
| Şimdi, eğer bu süper ağır kararlı maddeleri K'Tau güneşiyle buluşturabilirsek, plütonyum molekülleriyle bağ oluşturarak onları etkisiz hale getirebiliriz. | Open Subtitles | الآن .إذا أمكننا تقديم هذا الأسطبل "للعنصر الثقيل إلى شمس "الكاتوا "إنهم يندمجون مع جزيئات "البلوتونيوم فيُعِيدهم للخمود |
| Sabah güneşiyle bir patikanın kenarından tepeyi dolaşarak .. | Open Subtitles | من خلال مكنسة القش والتزخرف ** ... ** عبر التل مع شمس الصباح |
| Öyleyse sabah güneşiyle yola koyulup canlarını bağışlamaya karar verdikleri isyancıları öldürmemiz gerek. | Open Subtitles | أذن سيرتفع شأننا مع شمس الصباح ونقتل كل من أراد نهايته (سيذر) |
| Sabah güneşiyle açılan Namaqua papatyasında... bir erkek Kın Kanatlı uyuyor. | Open Subtitles | شمس الصباح تجعل زهرة أقحوان (ناماكوا) تتفتح فتكشف لنا عن ذكر الـ(خنفساء القردة) نائم بالداخل |