Guar, nesli tükenmekte olan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan bir toynaklı hayvandır. | TED | الغار هو أحد ذوات الحوافر المهددة بالإنقراض في جنوب شرق آسيا. |
En kötü atık nerede? Diyelim ki Güneydoğu Asya'da, Hindistan'da, orada plastik en değerli olacak. | TED | في أسوأ أماكنَ تواجد النفايات، جنوب شرق آسيا والهند، على سبيل المثال، أينما وُجدت تنتشر الثروة. |
Ve o, Güney Afrika ya da Güneydoğu Asya'da yaşayan orta dereceli pigmentasyonlu insanlara çok yakından benziyor. | TED | وهو يمثل، بشكل كبير جداً، الناس ذوي المستويات المعتدلة للون البشرة الذين يعيشون في جنوب أفريقيا، أو جنوب شرق آسيا. |
Güneydoğu Asya'da maymunları nasıl yakaladıklarını bilir misin? | Open Subtitles | هل تعرف كيف يصيدون القردة في جنوب شرق اسيا ؟ |
Güneydoğu Asya'da mı yaşıyormuş? | Open Subtitles | في جنوب شرق أسيا ؟ |
Güneydoğu Asya'da bu tür bir çok insan var, bir lider arıyorlar, ruhsal disiplin, ya da bu tür şeyler. | Open Subtitles | يوجد العديد منهم فى جنوب شرق آسيا يبحثون عن أب روحى ملتزم يعرف كيف يوجههم |
Komik olmayın! Güneydoğu Asya'da bunun gibi bir şey yok. | Open Subtitles | لا تكن سخيف, لا يوجد مثل هذه البضاعة في جنوب شرق آسيا |
Kennedy'nin Güneydoğu Asya'da savaşmayacağını 1961'den beri biliyorlardı. | Open Subtitles | فى بدايات عام 1961 , كانوا يعرفون أن كنيدي لن يذهب إلى الحرب في جنوب شرق آسيا |
Donanmayla Güneydoğu Asya'da bulunduğu iki yıl hariç. | Open Subtitles | ماعدا السنتان عندما كان في البحرية في جنوب شرق آسيا |
Güneydoğu Asya'da onun emrinde 2 yıl eğitim görmüştüm. | Open Subtitles | لقد تدربت تحت قيادته لمدة سنتين في جنوب شرق آسيا |
Güneydoğu Asya'da da birçok insan, günde 13-14 saat çalışıyor. | Open Subtitles | في جنوب شرق آسيا العديد من الأشخاص يعملون لـ 13 و 14 ساعة في اليوم، |
Pekin'den Sidney'e giderek yaptığı günlük işlerle Güneydoğu Asya'da başıboş bir hayat sürüyordu. | Open Subtitles | يتجول في جنوب شرق آسيا بأعمال عادية من بكين إلى سيدني |
Güneydoğu Asya'da kafamı aşağıda ayaklarımı da kuru tutmakla meşguldüm. | Open Subtitles | انا كنتُ مشغول فى جنوب شرق آسيا بأن ابقى رأسى مُنخفضة وان ابقى اقدامى يابسة. |
Bu yüzden Güneydoğu Asya'da ki bu şirketler bu donanımları kendileri yaptı. | Open Subtitles | هناك كثير من الشركات التي من جنوب شرق آسيا تصنع كل التجهيزات تقصد المكونات؟ |
Bu Afrika'da, Güney Hindistan'da ve Güneydoğu Asya'da sivrisinekler ile yayılır. | Open Subtitles | انها تنتشر عن طريق البعوض في افريقيا, جنوب الهند و جنوب شرق آسيا. |
Birini beklerken tropik Güneydoğu Asya'da olmak isterim. | Open Subtitles | عندما أنا في انتظار لشخص أنا أحب أن أكون في جنوب شرق آسيا المدارية. |
Şimdi takdir edersiniz ki, bu çok zaman alıcı, yoğun emek gerektiren ve maliyetli bir süreç, bu yüzden umut ediyoruz ki, insansız hava araçları Endonezya'daki ve Güneydoğu Asya'da herhangi bir yerdeki orangutan populasyonunun araştırma maliyetlerini önemli oranda düşürecek. | TED | الآن يمكنك أن تتخيل، فإن هذه العملية تستهلك وقتاً طويلاً، وتحتاج للكثير من العمالة، وعملية مكلفة، كنا نأمل أن الطائرات يمكن أن تقلل إلى حد كبير تكاليف احصاء اعداد إنسان الغاب في إندونيسيا وفي أماكن أخرى في جنوب شرق آسيا. |
Hayır, Güneydoğu Asya'da maymunları nasıl yakaladıklarını bilmem. | Open Subtitles | لا , لااعرف كيف يصيدون القردة في جنوب شرق اسيا |
Küsküt bitkisi Güneydoğu Asya'da bulunan bir canavardır adeta. | Open Subtitles | هذا نبات (كوسكوتا ريفليكسا) طفيلي متوحش من جنوب شرق أسيا |