"güneye doğru" - Translation from Turkish to Arabic

    • جنوباً
        
    • نحو الجنوب
        
    • باتجاه الجنوب
        
    • جنوبًا
        
    • إلى الجنوب
        
    • صوب الجنوب
        
    • يتجه جنوبا
        
    • انه يتجه للجنوب
        
    Fransız savaş gemisi 10'unda buradaymış ve güneye doğru yola çıkmış. Open Subtitles جنود فرنسيين عبروا من هنا فى يوم 10 ثم اتجهوا جنوباً
    Fransız savaş gemisi 10'unda buradaymış ve güneye doğru yola çıkmış. Open Subtitles جنود فرنسيين عبروا من هنا فى يوم 10 ثم اتجهوا جنوباً
    Bize verilen emir Arras yakınlarında güneye doğru hücum etmekti... Open Subtitles الأوامر كانت شن هجوم نحو الجنوب لتخفيف الضغط على قواتنا
    Buradaki kum tepecikleri yılda 600 metre hızla güneye doğru hareket ediyor. TED ووجدتُ أن الكثبان هنا تتحرك باتجاه الجنوب بمعدل 600 متر في العام
    Yok, efendim. Bugün aramayı güneye doğru genişleteceğiz. Open Subtitles لا يا سيدتي، لكننا سنوسع دائرة البحث جنوبًا اليوم
    Sadece buradan güneye doğru dört günlük mesafede diyor. Open Subtitles كل ما قالته أنه على بعد أربعة أيام إلى الجنوب من هنا
    Tanıklar bir kadınla çocuğun arabadan çıkıp güneye doğru gittiklerini görmüşler. Open Subtitles رأى شاهد إمرأة و فتى مراهق يخرجان من السيّارة و يتجهان صوب الجنوب هل أُصيبا؟
    Kuzey yarımküreden bakıldığında güneş güneye doğru hareket eder ve gittikçe küçülerek silikleşir. Open Subtitles ومِنْ منظورِ نصف الكرة الأرضيةِ الشماليةِ، تَظْهرُ الشمسُ للتَحَرُّك جنوباً ويُصبحُ أصغر وأندر.
    Bir eyalet polisi çalıntı plakalı aracın yerini tespit etti, 50.yolda güneye doğru giderken kenara çekmeye çalıştığında kaçıp gitmiş. Open Subtitles أحد أفراد شرطة المرور رصد سيارة دفع رباعي بلوحات مسروقة جنوباً على طريق الكيلو 50 للولاية وعندما حاول توقيفها، أسرعت
    210 numaralı yoldan güneye doğru giden hedefi takip ettik. Open Subtitles قُمنا بتعقب الهدف وهو مُتجه جنوباً على الطريق رقم 210
    Onu kardeşime bırakacağız, sonra güneye doğru ilerleyeceğiz. Open Subtitles نحن يمكن أن ننزله عند أخى ثم يذهب جنوباً
    Fransız ordusu İngilizlerle savaşmak için Carillon kalesinden güneye doğru yola çıktı. Open Subtitles الجيش الهندي والفرنسي متجهين جنوباً .من حصن كاريلون لمحاربة البريطانيين
    Otobüs Batı yolunda, güneye doğru ilerliyor. Open Subtitles إنّ الحافلةَ على غربيةِ، عنوان في متجّه جنوباً الإتّجاه.
    Şimdi, Murchison'a gittiğinizi, yıldızların altında kamp yaptığınızı ve güneye doğru baktığınızı hayal edin. TED الآن، تخيلوا أنكم ذهبتم إلى مرشيستون، وخيّمتم تحت النجوم ونظرتم نحو الجنوب.
    Avcılar burada bin yıl beslenirler fakat Buz Çağı geriledikçe güneye doğru buzul duvarları açılır sürüler gibi güneye ötelerindeki bakir kıtaya açılırlar Open Subtitles ينجح الصيّادين هنا عبر الألفيات لكن العصر الجليدي المنحسر يفتح حائط في الكتل الجليدية نحو الجنوب
    Ramsgate'de iyi vakit geçirmek için tavsiyem, yüzünüzü tam güneye doğru deniz istikametine ve sırtınızı da buna göre... Open Subtitles نصيحتي لإقامة سعيدة في رامسغيت بأن توجه وجهك نحو الجنوب نحو البحر , وظهرك نحو
    Şimdiye dek, Pasifik göç yolu boyunca güneye doğru uçuyor olmalıydılar. Open Subtitles وعليها الهجرة الان باتجاه الجنوب على طول المحيط الهادىء
    güneye doğru gidince yerde başka bir alet buluyoruz. Open Subtitles و باتجاه الجنوب نجد أداه آخرى على الأرض
    Havalanamadıkları için, okyanus yüzeyi donmadan önce güneye doğru, 160 km yüzmek zorundalar. Open Subtitles بما أنها لا تستطيع الطيران عليها السباحة 160 كيلو متر جنوبًا قبل أن يتحوّل سطح المحيط إلى جليد
    Bunun gerçekleştiğine inanamıyorum. Oraya gittiğimizde güneye doğru yol alalım derim. Open Subtitles "لا أصدّق بأنّ هذا يحدث فعلًا، أرى أن نبدأ بشقّ طريقنا جنوبًا حالما نصل إلى هناك"
    Adamlar denizden gelmişler ve sonra güneye doğru kaçmışlar. Open Subtitles وقد اقترب الرجل من الماء وذهب إلى الجنوب
    Geldiğinde güneye doğru yola çıkarız. Open Subtitles عند وصولك ، سنواصل الرحلة معاً إلى الجنوب.
    güneye doğru yolculuğumuzdaki ilk çıplak kara parçası tundra olarak bilinen soğuk ve ağaçsız bir yaban hayatı. Open Subtitles أول يابسة جرداء نبلغها في رحلتنا صوب الجنوب هي بريةٌ مكشوفة تخلو من الأشجار تُدعى بالتندرا
    güneye doğru gidiyor, ölebileceği sıcak bir sokak bulmak için. Open Subtitles انه يتجه جنوبا يبحث عن الدفء في الشارع كي يموت
    Manning'den güneye doğru Chatham Center'a doğru yöneldi. Destek kuvvete ihtiyacımız olacak. Open Subtitles انه يتجه للجنوب فى "مانينج" نحتاج لإمدادات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more