Geride kalanlar, şehrin kuzey ve güneyindeki toplanma alanına gittiler. | Open Subtitles | البـاقـى ذهـب لـمنـاطـق الـمـواجهـه المباشره، فى شمال و جنوب المدينه |
Başlangıç olarak, sınırın güneyindeki arkadaşlarımız bunun için ne hissediyor? | Open Subtitles | بالبدآيه كيف أصدقائنا جنوب الحدود كيف تشعر حيآل ذآلك ؟ |
kütüphaneciyken İskenderiye'nin güneyindeki Swenet kasabasında yaşayan bir arkadaşından aldığı mektübla başlar. | TED | قد بدأ بـرسالة تلقاها كأمين مكتبة، من مدينة أسوان، التي تقع في جنوب الإسكندرية. |
Ağzına kadar vergi dolu bir kasam var buranın güneyindeki bir kasabada duruyor. | Open Subtitles | لدي قبو كامل من أموال الضرائب يقع في بلدة في الجنوب من هنا |
Antarktika dünyanın en güneyindeki kıtadır ve coğrafik Güney Kutbu oradadır. | TED | القارة القطبية الجنوبية هي القارة الجنوب للأرض وتحتوي على القطب الجنوبي الجغرافي. |
Sahara'nın güneyindeki Afrika'nın kendi içinde o kadar farklılıklar var. | TED | هناك اختلافات كبيرة حتى بين دول أفريقيا جنوب الصحراء |
Fransa'nın güneyindeki Maritime Alpleri de olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن تكون جبال الألب البحرية فى جنوب فرنسا |
Altı adam için bir iş var, sınırın güneyindeki bir kasabanın korunması. | Open Subtitles | يوجد عمل لستة رجال ليحرسوا قرية جنوب الحدود |
Buraya iki delege seçmek üzere toplanmış bulunuyoruz, çünkü Picketwire'in güneyindeki artan nüfus bize iki delege seçme hakkı veriyor. | Open Subtitles | نحن هنا لانتخاب مندوبين اثنين، لأنه تزايد عدد السكان جنوب بلدة بيك تاور خول لنا اثنين |
Şehrin güneyindeki toprak yolda buluşuruz. | Open Subtitles | سوف اقابلك في جنوب المدينة في الطريق العفن |
Burada Rabaul adasının güneyindeki bazı çıkarma operasyonlarına katılacaklarını sandığımız Japon gemilerinin bir listesi var. | Open Subtitles | هاك قائمه بالسفن اليابانيه نحن نشك فى انها ستخصص لعمليات الانزال البحرى جنوب رابول |
Güney Amerika'nın güneyindeki deniz feneri. | Open Subtitles | إنها المنارة الموجودة في أقصى جنوب أمريكا الجنوبية. |
Anakaranın güneyindeki ve Kaliforniya'nın batısındaki tekneler tehlikede. | Open Subtitles | تحذير جميع المراكب جنوب السواحل الامريكيه وغرب كاليفورنيا |
Ekvatorun güneyindeki çıkıntılı uzvumu çaldığın gibi. | Open Subtitles | وكذلك ذاك العضو البارز الآخر جنوب خطِ الإستواء |
Cadde'nin güneyindeki yeni laboratuvarında kayıplara karışmıştı. | Open Subtitles | واختفي في معمله الجديد في جنوب الجاده الخامسه |
Shepard, Romanya'nın güneyindeki Bükreş'te bulunan bir akıl hastanesine yattı. | Open Subtitles | أزج بنفسه فى مصحه عقليه. فى بوخارست,جنوب رومانيا. |
Bu balıklar genelde Cape'in güneyindeki soğuk sularda yaşarlar, ama her sene kıyı akıntıları tersine döner. | Open Subtitles | هذه الأسماك تعيش أغلب الوقت في المياه الباردة جنوب الرأس البحري لكن اتجاه التيارات الساحلية ينعكس في كل عام. |
Pekala, Arjantinli adamlarla Tampico Oteli'nin tam güneyindeki ıssız bir kumsalda buluşuyoruz. | Open Subtitles | حسناً سنتواعد مع الرجل الأرجنتيني هُنا على بقعة مُنعزلة من الشاطئ إلى الجنوب من فندق تامبيكو |
2017 yılının Haziran ayında Atlanta, Georgia'nın güneyindeki yerel bir aşevinde bir grup insanla birlikte gönüllü oldum. | TED | في حزيران عام 2017، تطوعت مع مجموعة في مخزن للطعام المحلي على الجانب الجنوبي من مدينتي في أتلانتا، جورجيا. |
Afrika'nın güneyindeki 5,000 km² lik büyük Etosha tuzlası. | Open Subtitles | إتوشا": مسطّح ملحيّ شاسع جنوبيّ" أفريقيا" يبلغ مساحته 5180 كيلو متر مربع" |
Kahire'nin güneyindeki sahadayız yine. | TED | لقد عدنا للموقع بجنوب القاهرة. |