Bu benim oda arkadaşım, Denise. Gürcistan'dan buraya yeni geldi. | Open Subtitles | هذه شريكتي بالسكن , دينيس لقد جاءت لتوها من جورجيا |
O zaman elimizde Amsterdam var, Gürcistan var, ...dünyanın en uzun binası var. | Open Subtitles | لذا لدينا اميستردام ، . لدينا جورجيا . ولدينا أطول المباني في العالم |
Ancak pek azı dört başı mamur bir başarıyı temsil eder; örneğin Bosna-Hersek'te muhtemelen Gürcistan'dakinden biraz daha fazla bir başarıyı. | TED | ولكن كل هذا لايمكن ان يعبر عن النجاح واكبر مثال البونسة والهرسك وربما مثال جورجيا |
Hatta Başkan Carter, kendisi küçükken Gürcistan'da büyük bir sorun olan trahom hakkında konuşmuştu. | TED | وفي الواقع، تحدث الرئيس كارتر كيف كانت تشكل التراخوما مشكلًا حقيقيًا في جورجيا حين كان طفلًا صغيرًا. |
Gürcistan' ın başkenti Dmanisi de... ...yeni önemli bulgular var. | TED | بعض الاكشافات المثيرة، مرة أخرى، كما ذكرتُ، من دامنيسي بجمهورية جورجيا. |
O'Connor, hastalığın kendisini on iki yıl boyunca Gürcistan'daki çiftliğine hapsetmesinden sonra 39 yaşında lupustan öldü. | TED | توفيت أوكونور بالذئبة الحمامية في عمر 39. خاصةً بعد أن احتجزها المرض في مزرعتها في جورجيا لـ 12 سنة. |
Gürcistan'dan geliyormuş ve oftoksik toprak örneği taşıyormuş. | Open Subtitles | كان قادماً من جورجيا الروسية, ومعه نوع من أنواع التربة السامة. |
O silahlar Çeçenistan veya Gürcistan'a gidiyor olabilir. | Open Subtitles | هذه الأسلحة من الممكن أن تتوجة إلى الشيشان أو جورجيا |
Gürcistan, Eski Sovyetler Birliği FTL'nin toplanma alanıydı. | Open Subtitles | لهجتك من جورجيا فى الاتحاد السوفيتى السابق |
Gürcistan minnettar. | Open Subtitles | جورجيا ـ ـ البلد ـ ـ تؤكد إلتزامها الكامل بالقرار |
Rusya ile Gürcistan arasında birden patlak veren bu beş günlük savaş, Gürcistan'ı hiç olmadığı kadar bölünmüş bir hale düşürdü. | TED | مما أدى الى اضطرار اشتعال حرب استمرت 5 ايام بين روسيا و جورجيا مخلفةً - الحرب - جورجيا مقسمة أكثر مما كانت عليه |
Geçen bahar, dört emekli ve iki taksi şoförü Gürcistan'da 200 milyon dolara nükleer madde satmaya çalıştıklarından dolayı tutuklandı. Bu bize karaborsanın iyi durumda olduğunu gösterdi. | TED | في الربيع الماضي، عندما ألقي القبض على أربعة متقاعدين و اثنين من سائقي الأجرة، في جمهورية جورجيا لمحاولتهم بيع مواد نووية بقيمة 200 مليون دولار، و أظهرو أن هذه الاشياء مطلوبة بكثرة في السوق السوداء. |
Şu anda, Gürcistan'da bir ormanda. | TED | حاليا، هو يعيش في غابة في جورجيا. |
Yalnızca 'Gürcistan afeti' değil, aynı zamanda bir savaşçıydı. | Open Subtitles | لكنها كانت شديدة المقاومة تماما مثل شاطئ " جورجيا " |
Güzel Gürcistan'dan. | Open Subtitles | اسم مأخوذ من الأرض الجميلة في جورجيا |
- Onu Gürcistan'da sanıyordum. - Gürcistan Florida'da, öküz. | Open Subtitles | كنت اعتقد انه في جورجيا- جورجيا في فلوريدا ايها الغبي - |
Ayrılıkçılara, Rusya Federasyonu'na ve Gürcistan halkına yalvarıyorum haydi müzakere masasına geri dönelim. | Open Subtitles | "إنّي أؤيد الإنفصال عن (روسيا)، وكذلك جميع مواطني (جورجيا)" "لنعد إلى طاولة المفاوضات" |
Ben bir askerim. Emirlerimi aldım. Gürcistan bu savaşı çoktan kaybetti. | Open Subtitles | إنّي مُجرد جنديّ، و مُكلّف بأوامر، لقد خسرت (جورجيا) الحرب بالفعل. |
Ateşkes ve gerçi çekilme vaatlerine rağmen Rus tankları ve birliklerinin bir kısmı hâlâ Gori'de çoğuysa Gürcistan merkezinde bulunmakta. | Open Subtitles | بالرغم من وقف إطلاق النار و وعود الإنسحاب، فالدبابات و القوات الروسية ماتزل في (جوري). وفي معظم البقاع وسط (جورجيا). |
Troy, senin ülken Gürcistan, Georgia eyaleti değil. | Open Subtitles | تروي، أنت تمثل دولة جورجيا و ليس الولاية * إحدى ولايات أمريكا إسمها جورجيا و عاصمتها مدينة أتلانتا * |