| Kocanız borçla Amerikan ve yabancı hisse senedi satın alıyor ve bunları güvence olarak gösteriyor. | Open Subtitles | زوجك يبيع ويشتري سندات أمريكية وأجنبية ليستفيد بفرق السعر ويستعمل هذه السندات المالية كتأمين |
| Bu yüzden size gemide ihtiyacım var ...güvence olarak. | Open Subtitles | لهذا أريدكم سويا على متن"مويا"... كتأمين |
| Joe'da çöplüğe gidip Stephen'ın kıyafetlerini güvence olarak aldı. | Open Subtitles | لذا ذهب (جو) إلى سلة القمامة، وحصل على ملابس (ستيفن) الدمويّة كتأمين |
| Bu yüzden yerel halk bu belirsizliğe karşı bir güvence olarak kendi buzullarını yetiştiriyorlar. | TED | وهكذا بدأ السكان المحليون بتنمية أنهارهم الجليدية الخاصة كضمان في وجه هذا الخطر. |
| Üç aylığına 1000 sterlin ve güvence olarak da arazini mi gösteriyorsun? | Open Subtitles | سأعطيك ألف جنية لمدة 3 أشهر و تكون أرضك كضمان ليّ؟ |
| O zamana kadar bunu güvence olarak tutacağım. | Open Subtitles | سأبقي هذا معي كضمان حتى ذلك الحين |
| güvence olarak param LeMarc'da rehin kalacak. | Open Subtitles | و سيحتفظ "لى مارك" بأموالى كضمان |
| - Pokerde güvence olarak mı? | Open Subtitles | كضمان بلعبة البوكر؟ |
| Julian kardeşinin intikamını almak istiyor ve Laura'yı da güvence olarak yanına alıyor. | Open Subtitles | يقرر (جوليان) الانتقام لموت أخته و يستخدم (لورا) كضمان |