güvenebileceğim tek insan sensin. | Open Subtitles | وأنتِ الشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به |
Şu an güvenebileceğim tek kişiyi. | Open Subtitles | بالشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به الان |
Menfaatler bu kadar yüksek olduğunda güvenebileceğim tek şey Tayland yemeği ve İspanyol şarabıyla beslediğim bilgisayardır. | Open Subtitles | عندما يكون الرّهان بهذا الحجم هناك كمبيوتر واحد أثق به ، وهو يعتمد على طاقة الطعام التايلاندي والشراب الإسباني |
güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | و لكنى وضعتك فى موقف صعب فأنتِ الشخص الوحيد الذى اثق به |
Bak, eğer bir şey yapılması gerekiyorsa, ailem için güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | انظر , إذا حدث أي شيء أنت الوحيد الذي أثق به للإهتمام بعائلتي |
Bu konuda güvenebileceğim tek sen varsın. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي أستطيع الثقة به |
Kontrolden çıktı. güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | الأمر خارج عن السيطرة أنت الوحيد الذي يمكنني الثقة به |
Şu an güvenebileceğim tek kişiyi. | Open Subtitles | بالشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به الان |
güvenebileceğim tek insan sensin. | Open Subtitles | أعرف أنك الشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به. |
Sen güvenebileceğim tek insansın. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنني الوثوق به |
Roland, güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | رولين ... انت الوحيد الذي يمكنني الوثوق به |
- güvenebileceğim tek insan sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به |
güvenebileceğim tek kişi. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يمكنني الوثوق به. |
Eğer Başkan olarak kalacağım hakkında en ufak bir umudum varsa ve bunun gömülü kalması gerek ise, o mezarı koruması için güvenebileceğim tek bir adam var. | Open Subtitles | إن كان لدي أي أمل في أن أظل الرئيس فيجب أن يبقى السر مدفونًا ولا يوجد سوى رجل واحد أثق به لحراسة ذلك القبر |
güvenebileceğim tek insan kaldı artık. | Open Subtitles | لم يعد لديّ إلاّ شخص واحد أثق به |
Yaşıyor ama güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | انها حيه, ولكن... انت الوحيد الذى اثق به |
Çünkü güvenebileceğim tek adam sensin. | Open Subtitles | لانك الرجل الوحيد الذى اثق به |
Ve odadaki tüm insanlar içerisinde, belli ki güvenebileceğim tek kişi o. | Open Subtitles | ومن بين كل الموجودين في هذا الغرفة فهو الوحيد الذي أثق به |
Bunu bilen tek kişisin ve güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يعلم بهذا الشأن الوحيد الذي أثق به |
güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي أستطيع الثقة به |
güvenebileceğim tek insan. | Open Subtitles | "الشخص الوحيد الذي أستطيع الثقة به." هذا صديقي (مالكوم). |
Bu konuda güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذي يمكنني الثقة به. |
güvenebileceğim tek kişi... | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يمكنني الثقة به. |