"güvenen" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعتمدون
        
    • يثق
        
    • واثقة
        
    • واثق
        
    • وثق
        
    • وثقوا
        
    • ثقة
        
    • يعتمد
        
    • يثقون
        
    • تعتمد
        
    • الواثق
        
    • واثقا
        
    • الواثقة
        
    • وواثقة
        
    • والثقة
        
    - Öyle, çünkü, sana güvenen bu insanları yüzüstü bırakmak istemiyorsun. Open Subtitles بلى، لأنك لا تريد أنّ تخذل أولئك الناس الذين يعتمدون عليّك
    Gerçekten benimle olmak isteyen birini buldum, bana güvenen. Open Subtitles لقد وجدت شخص من يريد حقاً أن يكون معي و يثق بي
    sen güçlü, kendine güvenen bir kadınsın sigaraya ihtiyacı olmayan. Open Subtitles انتى الان قوية ,امرأة واثقة من الذى لا يحتاج للتدخين
    Para için 26 değişik kadınla yatmak kendine güvenen bir hötörö olmanın parçası mı? Open Subtitles هل جزء من كونى شاذ واثق يعنى انك يجب ان تنام مع 26 امرأة مختلفة من اجل المال
    Bana güvenen kocama yaptığım iğrenç şey yüzünden karma da bana yaptı yapacağını. Open Subtitles تعلم، والتي كانت كالعاقبة لهذا الشئ الفظيع الذي فعلته لزوجي والذي وثق بي
    Bize güvenen ve takip eden bu kadar insanı bırakarak mı? Open Subtitles وندع الناس الذين وثقوا بنّا وجاءوا إلى هنا؟
    Şunu bir anlayalım: benzin istasyonundaki kasiyerlere gelince tamam... sana güvenen yaşlı kadınlara, asla. Open Subtitles دعني اوضح لك، لا بأس بالنصب على بائعي محطات البنزين أما إستغلال ثقة السيدات العجائز ممنوع
    Umarım doğru karar veriyorsundur çünkü artık sana güvenen biri var yanında. Open Subtitles -أتمنى أن تتخذ القرار الصحيح -لأنه يوجد شخص آخر يعتمد عليك الآن
    Fakat Krusty öğleden sonraları hayatlarını aydınlattığın sana güvenen onca çocuk ne olacak? Open Subtitles ماذا عن الأطفال الذين يعتمدون عليك لترفيههم بوقت العصيرة؟
    Hâlâ anlayamadığım birçok şey var, ama bunun için bana güvenen insanlar var. Open Subtitles انقاذكللمشجعة, سينقذ العالم لأسبابلاأفهمها. هناك أناس يعتمدون عليّ لفعل هذا
    Garip görünse de, bana güvenen insanlar var. Open Subtitles بقدر ما يبدو هذا غريباً، إلاّ أنّ هنالك أشخاصاً يعتمدون عليّ
    Çünkü sana güvenen biri büyük tehlikededir. Open Subtitles لأن كل من يثق بك معرض لخطر كبير كما هو واضح
    Senin yardımına kimsenin ihtiyacı yok ve artık sana güvenen de yok. Open Subtitles لا أحد يريد مساعدتك، ولا أحد يثق بك بعد الآن.
    İnsanlara güvenen biri gibi düşünmek zor değil mi? Bilgisayarların ikisi de ortak kullandıkları masadaydı. Open Subtitles من الصعب أن تدخل في دماغ من يثق بالآخرين، صحيح؟ وقد وجدت كلا الجهازين في مكتب
    Ama kaçınız bir klasik müzik bestesiyle ilgili kendine güvenen bir konuşma yapabilirsiniz? TED ولكن كم منكم سيكون قادرا على طرح مزاعم واثقة حول قطعة من الموسيقا الكلاسيكية؟
    Kendine güvenmeyen , zayıf bir kediymiş. Ancak onu seven ailesinin uzun ve sabırlı yardimları sonucunda, şimdi, 3 yıl sonra, mutlu ve kendine güvenen bir kedi. TED كانت مهزوزة وغير واثقة من نفسها. ولكن مع الدعم الذي تلقته من عائلتها، والوقت المكرس لها، وصبرهم، الآن، وبعد ثلاث سنوات، أصبحت قطة سعيدة وواثقة من نفسها.
    Akıllı, güçlü, kendine güvenen ailesi de olabilir. Open Subtitles انه ذكي قوي,واثق قد يكون لديه عائلة ايضا
    Hakkında söyleyebileceğim tek bir şey var, kendine güvenen birisi. Open Subtitles شيء وحيد يمكنني إخبارك به، إنّه واثق من نفسه
    Annen için, bu kibar Bey için ve sana güvenen onca kişi için ne büyük bir hayal kırıklığı. Open Subtitles كم سيخيب ظن أمك و هذا الرجل الطيب الذي وثق بك
    Bana güvenen başka biri daha vardı; fakat artık ölü. Open Subtitles كان يوجد شخص آخر وثق بي، لكنّها الآن ميتة.
    Bize güvenen insanlara sırt çevirip mutlu olabileceğimiz bir yer var mı? Open Subtitles هل نستطيع أن نكون سعداء بخيانة الأشخاص الذين وثقوا فينا؟
    Tanıdığım kıza ne oldu? Gördüğüm kendine en çok güvenen şeye? Open Subtitles الذي حَدثَ إلى البنتِ عَرفتُ، الشيء الأكثر ثقة رَأيتُ أبداً؟
    İçgüdüleriyle hareket eden insanları değerlendirme yeteneğine güvenen bir adam. Open Subtitles إنه رجل يتصرف وفق ما يُمليه عليه حدس أحشاءه. و يعتمد على قُدرته في الحكم على الناس، و قليلاً ما يخطئ.
    İnsanlar arasında birbirine gerçekten güvenen kişilerin sayısı çok azdır. Open Subtitles في مجتمع البشر هناك قليل من الناس ممن يثقون في بعضهم البعض
    Ve sana baktığımda kendine güvenen ve olgun birini görüyorum ve belki de bir şeyleri doğru yapmışımdır diyorum. Open Subtitles و بعد ذلك أنظر إليك تعتمد على نفسك و متكيف مع الحياة و أفكر بأنه ربما قمت بشيء صحيح
    Demek istedigim, kizlar kendine güvenen bir erkekten hoşlanir. Open Subtitles أعنى أن الفتيات تحب الفتى الواثق من نفسه
    Yakışıklı, kendine güvenen, karizmatik ve seksi. Open Subtitles يجب أن يكون وسيما واثقا شخصية جذابة ومثيرة
    Sonra kavalyesi, kızın kendine güvenen gülümseyişine karşılık manalı bir hayranlıkla gülümsüyor. Open Subtitles و من ثم رفيقها يعطيها ابتسامة معرفة من الإعجاب على ابتسامتها الواثقة
    Her zaman olacağını bildiğim kendine güvenen, güçlü prenses oldun.. Open Subtitles لقد غدوتِ أميرة قوية وواثقة من نفسها لطالما علمتُ ذلك
    Bu, açık ve kolay güvenen biri olduğunu gösteriyor. Open Subtitles فهذا يعني ببساطة أن كنت مفتوحة ، والثقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more