Posta servisimiz çok kötü ve güvenilmez. | Open Subtitles | خدمتنا البريديه سيئه لا يمكنك الوثوق بهم |
Ve politikacı olduğunu unutma. Politikacılara güvenilmez. | Open Subtitles | ولا تنس أنها سياسية والسياسيين لا يمكن الوثوق بهم |
Çok ikna edici konuşacaktır ama güvenilmez biri olduğundan hiç kuşkunuz olmasın. | Open Subtitles | سيبدو مُقنِعًا جدًا لكنه لا يُخطئ هذا الرجل لا يمكنكم الثقة به |
Yani, eğer güvenilmez özgüveninizin ötesinde başka düşünceniz varsa, benden saklamayın. | Open Subtitles | لذا ، اذا كانت لديك أى خطة أخرى أبعد من الثقة بالنفس الغامضة فلم تسر الى بها |
Hayır, hayır, bugünlerde havayollarının ne kadar güvenilmez olduğunu düşünürsen... | Open Subtitles | لا,لا. لقد اصبحت خطوط الطيران هذه الايام, غير موثوق بها, |
Bunu, birincil amaçları kişisel zevkleri olan, kendi kendini yok eden, ve erdemden elini eteğini çeken güvenilmez organizasyonlar gibi düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد احرزت بعدم الاعتماد على المنظمات لمن لديه هدف اسمى يبدو امتاع نفسي جسمانيا تدمير نفسي و التخلي عن كل الفضائل |
Güvendiğimiz kurumlar artık güvenilmez görünüyor. | Open Subtitles | المؤسسات التي وثقنا بهم من قبل ليسوا جديرين بالثقة بعد الآن |
Müslümanlara göre ise, Yahudiler tümüyle hain olup güvenilmez kişilerdir. İkisi de yanlış. | Open Subtitles | وفى الجانب المسلم يقولون أنظروا هؤلاء هم اليهود الخونة الذين لا يمكن الوثوق بهم |
- Öncelikle o bir adam değil, bir şey, ikinci olarak söyleyeceği hiçbir şeye güvenilmez. | Open Subtitles | انه ليس هو .. انه جماد ثانيا فاي شي سيقوله لن يتم الوثوق به |
O da bunu söylüyor ama ona güvenilmez. | Open Subtitles | بالتأكيد هذا ما قاله لكن لا يمكن الوثوق به |
Sessiz olun. Lick Lena'nın ailesine güvenilmez. | Open Subtitles | هدوء ، لا يمكنكنّ الثقة بهن حتى يتفوقن عليكنّ. |
Günlerce yok olan güvenilmez bir ayyaştır o dedim. | Open Subtitles | قلت أنّك سكران عديم الثقة من يختفي لأيام. |
Kızlara güvenilmez ahbap ama atlar iyi bir yatırım aracı olabilir... | Open Subtitles | البنات عديمات الثقة. الخيول، الآن، هناك إستثمار. |
Hayır, hayır, bugünlerde havayollarının ne kadar güvenilmez olduğunu düşünürsen... | Open Subtitles | لا,لا. لقد اصبحت خطوط الطيران هذه الايام, غير موثوق بها, |
Anlaşmayı yaptığında gözlerini o güvenilmez aç gözlü orospu çocuğunun üzerinden ayırma. | Open Subtitles | بول عندما تقوم بالاتفاق ابقي عينيك على هذا الوغد الغير موثوق به |
Bunu aşacaktır. Benim güvenilmez biri olmama alışıktır. | Open Subtitles | ستنساني، هي معتادة على كوني لا يمكن الاعتماد عليّ |
Bu adam güvenilmez biri. | Open Subtitles | مستحيل. إنه غير جدير بالثقة ما الذى سوف تفعلة؟ |
Bendeki mantık tereddüt etmez. Hâlâ güvenilmez olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | صوابي لم يتزحزح، وما زال لا يعتبرك أهلًا للثقة. |
Tek bildiğim güvenilmez birisine güvendiğim. | Open Subtitles | الشيء الوحيد وانا متأكد منه انه لا يمكن الإعتماد علي |
Size terapist olduğumu söylemiştim. Gerçekten öyleyim, bunu söylerken güvenilmez bir anlatıcı değilim. | TED | الآن، أخبرتكم أنني معالجة، حقا أنا كذلك، لن أكون راوية غير موثوقة. |
Kolay bir hedef. Ama güvenilmez bir tanık. | Open Subtitles | نعم, هي علامه سهله لكن شاهدة عديمة الثقه. |
İnanıyorum ki size yeni hizmetkarınızın güvenilmez olduğunu söylemek benim görevim. | Open Subtitles | أعتقد أنه من واجبي أن أخبرك ذلك خادمك الجديد لا يمكن أن يؤتمن |
Belli ki, "güvenilmez" aynı zamanda "evsiz" demek. | Open Subtitles | يبدوا أن غير معتمد هو كلمة مرادفة لمتشرد |
Ne olursa olsun artık bu kalenin yenilmezliğine güvenilmez. | Open Subtitles | بأي حال، لم يعد لنا أن نثق بصلابة هذه القلعة |
Her halukarda biliyoruz ki Vasily'nin nedenleri güvenilmez. | Open Subtitles | بكل الأحوال نعرف الآن بأن دوافع " فاسيلي " لا يوثق بها |
Durumumuzu istikrarsız yapan ve risk hakkındaki sezgilerimizi güvenilmez kılan bu durum. | TED | هذا ما يجعل موقفنا متزعزعاً للغاية، وهذا ما يجعل حدسنا بما يخص الخطورة لا يُعتمد عليه أبداً. |
- Bana güvenilmez. - Pekala, başlayalım bakalım. | Open Subtitles | انا لست جديراً بالثقه حساً سوف نرى ماذا نصل له |