| Lütfen kendi güvenliğiniz için o binayı hemen terk edin. | Open Subtitles | رجاء اخلاء الأسطح حالا من أجل سلامتك الشخصية |
| Lütfen kendi güvenliğiniz için hemen binayı terk edin. | Open Subtitles | رجاء الاخلاء من حالا من أجل سلامتك الشخصية |
| güvenliğiniz için Vali'nin emriyle Medina'da şu andan itibaren sokağa çıkma yasağı var. | Open Subtitles | من أجل سلامتكم ، بأمر من الحاكم هُناك فرض لحظر التجول بالمدينة الآن |
| Senatör, güvenliğiniz için burada kalmanızı rica edeceğim. | Open Subtitles | سيناتور، سأضطرُ لأن أطلب منك البقاء هنا لسلامتك الشخصية. |
| Bayım, kendi güvenliğiniz için oturun, yoksa ben sizi yerinize oturtacağım. | Open Subtitles | سيدي ، لأجل سلامتك اجلس وإلا سأجبرك على الجلوس |
| Bu ekipmanları güvenliğiniz için kurdunuz ve amacına ulaşıyorlar : | Open Subtitles | تثبيت هذه المعدات من أجل حمايتك وهذا ما نقوم به : |
| güvenliğiniz için, lütfen valizlerinizi ve kişisel eşyalarınızı yalnız bırakmayın. | Open Subtitles | من اجل سلامتكم الرجاء عدم ترك الامتعة والممتلكات الشخصية دون حراسة |
| Ama efendim, güvenliğiniz için sizi bri sonraki helikoptere almam gerek. | Open Subtitles | لكن , سيدي يجب انت اضعك في المروحية التالية , من اجل سلامتك. |
| Kendi güvenliğiniz için evdeki herkesin dışarı çıkmasını isteyeceğiz. | Open Subtitles | نحتاجك وأي شخص آخر هنا خارج البيت لأمانك الخاص |
| Sizi burada, güvenliğiniz için, tutuyoruz. | Open Subtitles | مسلحين داخل المبنى. نحن هنا لحمايتكم حفاظا على سلامتك. |
| Lütfen kendi güvenliğiniz için binayı hemen terk edin. | Open Subtitles | رجاء اخلاء الأسطح حالا من أجل سلامتك الشخصية |
| Lütfen, kendi güvenliğiniz için binayı hemen terk edin. | Open Subtitles | رجاء الاخلاء من حالا من أجل سلامتك الشخصية |
| Kendi güvenliğiniz için sizi oraya yatırdığınızı söylediler. | Open Subtitles | وعليك لكونك صعبة، مما أجبرهم لابعادك من أجل سلامتك |
| Kendi güvenliğiniz için lütfen sistemli bir şekilde en yakın sığınağa gidiniz. | Open Subtitles | من أجل سلامتكم ، توجهوا من فضلكم إلى أقرب مأوى بشكل مُنظم |
| Savaş alanına yarın ulaşamayız. Kendi güvenliğiniz için. | Open Subtitles | لا يمكننا الهجوم على الوادي غدا من أجل سلامتكم الشخصية |
| Kurallarımız çok katıdır, kendi güvenliğiniz için. | Open Subtitles | آسف لدينا قواعد صارمة وهي لسلامتك |
| Kızıl Kale'de kalmanızı istiyor majesteleri, kendi güvenliğiniz için. | Open Subtitles | يريدك أن تبقين في القلعة الحمراء لأجل سلامتك |
| O yüzden güvenliğiniz için benimle gelmenizi istemek zorundayım. | Open Subtitles | لذا علي أن أطلب منك لتأتي معي من أجل حمايتك |
| güvenliğiniz için, lütfen valizlerinizi ve kişisel eşyalarınızı yalnız bırakmayın. | Open Subtitles | من اجل سلامتكم الرجاء عدم ترك الامتعة والممتلكات الشخصية دون حراسة |
| Kilise güvenliğiniz için buna izin veriyor ama fazla ileri gitmemelisiniz. | Open Subtitles | الكنيسة تسمح بذلك من اجل سلامتك ولكن لاتستغل الظروف وترفع الكلفة . |
| Kendi güvenliğiniz için benimle gelmelisiniz. | Open Subtitles | أنت يجب أن تجيء لأمانك الخاص. |
| Bu yüzden kendi güvenliğiniz için Wayward Pines'ı bir an önce tahliye etmeye başlamamız gerekiyor. | Open Subtitles | وأنه علينا البدأ بالإخلاء الفوري للمدينة، لحمايتكم |
| Hortum olduğunda Hava Durumu Kanalı'nda güvenliğiniz için bodruma inmenizi söylemiyorlar mı? | Open Subtitles | أتعرفون عندما يكون هناك اعصار.. ألا يخبروننا أن نذهب إلى القبو للأمان ؟ |
| Bunların hepsi sizin güvenliğiniz için. | Open Subtitles | ثقي بي عندما اخبركِ بأن كل هذا من أجل سلامتكِ |
| Kendi güvenliğiniz için. | Open Subtitles | هو لحمايتِكَ الخاصةِ. |
| Kendi güvenliğiniz için yaptık. Çevresel toksinlere maruz kalabilirdiniz. | Open Subtitles | هذا لسلامتكم الشخصية، كان من الممكن أن تتعرّضا لسموم بيئيّة |
| Kendi güvenliğiniz için göz altında bulunuyorsunuz. | Open Subtitles | يتم حجزكما من أجل سلامتكما |
| Bizim olduğu kadar sizin de güvenliğiniz için. | Open Subtitles | كما هي لسلامتنا |