"güvenlik meselesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • مسألة أمن
        
    • متعلق بالأمن
        
    • قضيّة أمن
        
    • مسألة أمنية
        
    • الي نقطة الامن
        
    Bununla birlikte, sadece bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu söyleyebilirim. Open Subtitles على أية حال، من المُمْكِنُ أَنْ أُخبرَك أنها مسألة أمن قومي.
    Albay'ın iç çamaşırı ulusal güvenlik meselesi mi? Open Subtitles هل الملابس الداخلية للعقيد مسألة أمن قومي؟
    Bayan Bristow, bunun Milli güvenlik meselesi olduğunu hatırlatmama gerek yok değil mi? Open Subtitles الآنسة. بريستو، أنا لا يجب أن يذكّرك هذه مسألة أمن قومي.
    -Bu ulusal güvenlik meselesi, efendim. -Nereye gidiyorsun? Open Subtitles إنها مسألة أمن قومي ، سيدي إلى أين أنت ذاهب ؟
    Hank, bu konuşabileceğimiz bir durum değil Senin iyiliğin için Bu bir Milli güvenlik meselesi, tamam mı? Open Subtitles انه من اجل حمايتك أنت الأمر متعلق بالأمن القومي , حسناً ؟
    Bir ulusal güvenlik meselesi var. Open Subtitles لكّن إذا كنت تستطيع تسريع هذا، لأنّها فعلا قضيّة أمن قومي.
    Şimdi ulusal güvenlik meselesi. Yani, siz bana cevap vereceksiniz. Open Subtitles أما الآن، فأصبحت مسألة أمن قومي مما يعني أنكِ تخضعين لأوامري
    Tam olarak ulusal güvenlik meselesi değil ama önümüzdeki ay, Faaliyet Bilimi Programında Sanat için bir hayır yemeği düzenliyorum. Open Subtitles إنها بالكاد مسألة أمن قومي ولكني أقيم حفلاً خيرياً لبرنامج المنح الفنية
    Ulusal güvenlik meselesi olduğunu söylemişti. Tam olarak bu kelimeleri kullandı. Open Subtitles لقد قال أنها مسألة أمن قومى كانت هذه كلماته بالضبط
    Tam olarak ulusal güvenlik meselesi değil ama önümüzdeki ay, Faaliyet Bilimi Programında Sanat için bir hayır yemeği düzenliyorum. Open Subtitles إنهـــــــــا بالكـــاد مسألة أمن قومي ولكنني أستضيف عشاء خيري الشهر القادم لصالح برنامج المنح الدراسية للفن والمعارض
    Pentagon'da çalıştığı için olay, milli güvenlik meselesi oldu. Open Subtitles وعمله في البنتاغون يجعلها مسألة أمن قومي.
    Bunun tuhaf bir istek olduğunun farkındayım ancak, onunla konuşabilmem bir ulusal güvenlik meselesi. Open Subtitles أعرف أن هذا طلب غير معتاد ولكنها مسألة أمن قومى أن أتحدث إليه آسف
    Ben Milli İstihbarat Direktörü'yüm. Bu da bir Milli güvenlik meselesi. Open Subtitles أنا مدير الإستخبارات الوطنيّة هذه مسألة أمن قومي
    Maalesef, senatör size tek söyleyebileceğim bunun bir Milli güvenlik meselesi olduğudur. Open Subtitles حسناً، لسوء الحظ يا سيناتور، جلّ ما أستطيع أن أخبركِ به أنها مسألة أمن قومي
    Bu bir ulusal güvenlik meselesi, ve bu sizin maaş seviyenizi aşan bir durum, Sayın Başkan. Open Subtitles هذه مسألة أمن قومي وهي أعلى من مرتبتك يا سيدي الرئيس
    Rab, ben kurtulmak istiyoruz. Bu bir ulusal güvenlik meselesi. Open Subtitles سيدي أريدك أن تتنحّى جانباً هذه مسألة أمن قومي
    Bu artık ulusal güvenlik meselesi, sadece bir terör saldırısı değil. Open Subtitles هذه مسألة أمن قومي الآن لم يعد هجوم إرهابي فقط بعد الآن
    İmparatorluk bunu bir iç güvenlik meselesi olarak görüyor. Open Subtitles الإمبراطورية تعتبر أن هذه مسألة أمن داخليّ .
    Burası bir CIA mülkiyeti. Bu bir ulusal güvenlik meselesi. Open Subtitles إنه ملك للإستخبارات المركزية متعلق بالأمن القومي
    Ortadan kaybolması ulusal güvenlik meselesi. Open Subtitles اختفاؤه يُعدّ قضيّة أمن قومي.
    Hadi, bu güvenlik meselesi. Open Subtitles هيا، هذه مسألة أمنية.
    Ardından, güvenlik meselesi. Open Subtitles والان , الي نقطة الامن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more