O ve şu arkadaşı aşağıda güvenlikle birlikteler. Neden onları bu gece bizimle eve götürmüyoruz? | Open Subtitles | انه وصديقه بالأمن لماذا لا نجلبهم معنا للبيت؟ |
Dixon, bir sorun var. Kat müdürü güvenlikle birlikte oraya geliyor. | Open Subtitles | هناك شىء خاطىء.مدير الطابق يذهب نحوك بالأمن. |
Ama evet, aynı zamanda doğru Internet'in problemleri var, çok ciddi problemler güvenlikle ilgili problemler ve gizlilik ile ilgili problemler. | TED | لكن في نفس الوقت تواجه الانترنت مشاكل ,مشاكل جدية جدا مشاكل مع أمن المعلومات ومشاكل مع خصوصية المستخدمين |
Doyle, bu ulusal güvenlikle alakalı. | Open Subtitles | دويل، انه أمن قومي. أنا لا أَستطيعُ إخْبارك. |
Bu durum Ulusal güvenlikle ilgili olsa iyi olur. | Open Subtitles | في الحقيقه هذا يتعلق بموضوع الامن القومي |
Sunucular 33. katta, maksimum güvenlikle, tamamen kapalı ortamda tutuluyor. | Open Subtitles | الطابق 33 الأمنية القصوى .. غير مكشوفة بالكاملة |
- Bu ülkenin güvenliği, efendim. - Bunun güvenlikle bir alakası yok. | Open Subtitles | امن هذا البلد , سيدي هذا لا علاقة له بالامن |
Ulusal güvenlikle alakalı olduğunu ve seni de içerdiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال إنه أمر يتضمن الأمن القومي و كذلك أنت |
Bir ay içinde daha iyi bir güvenlikle islerliklerine kavusacaklar. | Open Subtitles | في خلال شهر، سيعودون للعمل مرة أخرى بنظام أمني أفضل |
Ulusal güvenlikle alakalı bir sorunda benden habersiz işler çevirmek affedilemez. | Open Subtitles | عدم إخبارى بشىء يتعلق بالأمن القومى أمر لا يُغتفر |
güvenlikle ilgili suç işlemiş birinin sabıkasını ara. | Open Subtitles | إبحثي في الملفات الإجرامية المتعلقة بالأمن |
- Daha önce de defalarca kanıtlandığı gibi FBI'a, ulusal güvenlikle alâkalı durumlarda güvenilemez. | Open Subtitles | كما أثبتواْ مرارًا وتكرارًا، المباحث الفيدراليّة لا يُمكن ائتمانها بأمورٍ متعلّقةٍ بالأمن الوطنيّ. |
Şimdi, bu ulusal güvenlikle ilgili bir sorunsa... | Open Subtitles | حسناً ، إذا كانت المسألة تتعلق بالأمن القومي |
Size söylemek üzere olduğumuz şey ulusal güvenlikle ilgili bir konu. | Open Subtitles | ما سنخبرك به هو أمر يتعلق بالأمن القومي. |
Çünkü, ne yazık ki İkinci gen çipini daha güçlü güvenlikle donattım. | Open Subtitles | أنا زودت الشريحة الثانية بوسائل أمن أكثر قوة |
Bu sebeple NSA bizim haberleşmemizin güvenliğini azaltarak sadece dünyayı riske atmıyor Amerika'yı da en temelden riske atıyor çünkü zayıf güvenlikle riske atarak ülkemiz ekonomisinin temeli olan entelektüel birikim riske atılıyor. Bunun bedelini yıllarca ödeyeceğiz. | TED | إذن من خلال تقليل أمن إتصالاتنا هم لايضعون العالم فقط في خطر هم يضعون أمريكا في خطر بطريقة أساسية لأن الأولويات الفكرية هي أساسيات و دعامات إقتصادنا وإذا عرضنا ذلك للخطر عن طريق إضعاف أمننا سندفع الثمن لسنين |
Bu ulusal güvenlikle alakalı, biliyorsun. | Open Subtitles | هذه قضية أمن قومي وأنت تعرف ذلك. |
Birkaç şey unutmuşum güvenlikle birlikte gelirsem alabileceğimi söylediler. | Open Subtitles | لقد نسيتُ بعض الأشياء هنا، وقالوا أنّ بإمكاني الحصول عليها لو رافقني الامن. |
Siz de güvenlikle görüşün lütfen. | Open Subtitles | وأنتما ياأصدقاء تكلما إلى حراس الامن هنا رجاء |
Aslında, poligraflar federal hükümetle yapılan sözleşme gereğince karşı casusluk ya da ulusal güvenlikle uğraşan kişilere uygulanabilir. | Open Subtitles | في الواقع، يمكن تطبيق اختبارات كشف الكذب للموظفين العاملين في مكافحة التجسس أو المهام الأمنية الوطنية، |
Her türlü saldırıya karşı, geniş güvenlikle korunuyor. | Open Subtitles | انه يعيش في مكان امن له و ملىء بالصعوبات |
Sahil güvenlikle irtibattaki biriyle görüşmek için 55 saniyemiz var. | Open Subtitles | لدينا 55 ثانية ارتباط مع ضابط في خفر السواحل. |