| Ve orada güvenlikte çalışanlar, bana yardım edemez ve çantamı benim için banda koyamazlar. | TED | وأولئك الذين يعملون بمجال الأمن لا يستطيعون مساعدتي ولايمكن لهم أن يقوموا بذلك لأجلي. |
| Ustabaşıydı. Şimdi ise güvenlikte. | Open Subtitles | هو كان رئيس عمال لكنه الان هو يعمل على الأمن |
| Dördünün de günlük ayakkabıları vardı. Yani güvenlikte kolay çıkarılabilir. | Open Subtitles | أربعة كانوا يلبسون أحذية بلا رباط, من السهل خلعها عند الأمن |
| Evrak işleri, güvenlikte takılmaya başlayınca, insanlar uçaklarını kaçırmaya başlayacak. | Open Subtitles | لذالك عندما تتوقف الاوراق عند الامن والناس تبدأ بفقدان رحلاتها |
| güvenlikte çalışıyor. | Open Subtitles | إنها تعمل بالأمن و الكاميرا هنا |
| Önemli bir rolüm var artık ulusal güvenlikte önemli bir rolüm var. | Open Subtitles | يقع على عاتقي الآن دور مهم في الأمن القومي |
| Terörist derken güvenlikte çalışanları kastediyor. | Open Subtitles | يقصد بالإرهابيين، الناس الذين يعملون في الأمن. |
| Evrak işleri, güvenlikte takılmaya başlayınca, insanlar uçaklarını kaçırmaya başlayacak. | Open Subtitles | لذا، عندما الأعمال الورقية ،تتعرض للعرقلة من قبل الأمن |
| Eğer güvenlikte yer alırsam bunu aklımda tutarım. | Open Subtitles | سأحتفظ بهذا في ذاكرتي إذا أصبحت يوما مع الأمن |
| Ulusal güvenlikte hiç böyle bir şey gördün mü? | Open Subtitles | هل شاهدت شيئاً من هذا القبيل في الأمن الوطني؟ |
| Bu durum, İç güvenlikte bazı nahoş sorular sorulmasına neden oldu. | Open Subtitles | وهذا الموقف أثــار تساؤلات عديدة من قبل الأمن الوطني بالطبع |
| AM: Milli güvenlikte bir uzman ve kongrenin bir üyesi olarak göç ile ve son zamanlarda özellikle sınır duvarıyla ilgili sorunları düşünmeniz istendi. | TED | آ.م: بصفتك خبيرا في الأمن القومي وعضو في الكونغرس فقد طُلب منك النظر في قضايا متعلقة بالهجرة وفي السنوات الأخيرة، وبالأخص في قضية الجدار الحدودي، |
| güvenlikte Teğmen Ferrell'la çalışacağım. | Open Subtitles | سأعمل مع الملازم أول فيرل فى الأمن |
| Ulusal güvenlikte üst düzey yetkili bir arkadaşımın telefon numarası. | Open Subtitles | هذا رقم صديق لي... ذو منصب رفيع جداً... في الأمن الداخلي |
| güvenlikte, kimliğini ve rozetini alıyor. | Open Subtitles | -إنها في قسم الأمن, تحصل على معرّفها, والشارة |
| güvenlikte bulunan fotograflarla bilinen çete üyelerinin karşılaştırdım. | Open Subtitles | تدققت من صور الأمن لأعضاء عصابة معروفون |
| Çok ilginç, Meadowlands ceza alanının maksimum güvenlikte olduğu tek ulusal hokey ligi arenası. | Open Subtitles | زي منتو عارفين متعه فريق ميدولاندز الوحيد الي بالميدان بدوري الهوكي حيث منطقة الجزاء فيها الحد الاقصى من الامن |
| Bilgi-bileşim merkezinde; ulusal güvenlikte çalışmış herkesin haberleşme izleri takip edilir. | Open Subtitles | ومركز الإندماج, يراقب إتصالات أي شخص عمل لمصلحة الامن الداخلي |
| güvenlikte çalışanın dışındakileri kast ediyorsun herhalde. | Open Subtitles | انتي تعنين بجانب الاشخاص الذين يعملون مع الامن ؟ |
| Jack özel güvenlikte çalıştığınızı söylemişti. | Open Subtitles | جاك يقول بأنك تعمل بالأمن الخاص؟ |
| İç güvenlikte bunu hep yapmadığınızı mı söylüyorsun şimdi bana? | Open Subtitles | هل ستحاول إقناعي أنكم في أمن الوطن لا تفعلون هذا طوال الوقت؟ |