güzel şeylerin sonu yoktur, Bay Denham. | Open Subtitles | ولما هذا؟ الأشياء الجيدة لا تدوم يا سيد دينهام |
Ayrıca korkunç ve tehditkâr. Hem de tüm güzel şeylerin ölümü! | Open Subtitles | وهو مخيف ويهدد وهو هلاك كل الأشياء الجيدة |
Adamın biri güzel şeylerin uzun sürmediğini söylemişti bir keresinde. | Open Subtitles | أحدهم قال ذات مرة أن الأشياء الجميلة لا تدوم طويلاً |
Para içinde büyümenin hoş yanlarından biri hayatın boyunca çevrende hep güzel şeylerin olması. | Open Subtitles | من أفضل المميزات في الترعرع ومعكِمالكثير،أنكِستعيشين.. بجانب الكثير من الأشياء الجميلة |
Tüm güzel şeylerin geri geleceğini anımsayarak öğleden sonra orada oturdum. | Open Subtitles | جلست هناك طوال النهار ... أتذكر الأشياء اللطيفة التي عادت إليّ |
Bu sırada, barda Barney hâlâ gece 2'den sonra güzel şeylerin olabileceğini kanıtlamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | حالياً في البار بارني مازال يحاول اثبات ان الاشياء الجيدة يمكن ان تحدث بعد الثانية صباحاً |
güzel şeylerin olduğu şu koca odada pırıldadığını söylüyor. | Open Subtitles | قال أنها الأجمل بغرفة مليئة بالأشياء الجميلة |
...ve güzel şeylerin kalmasını sağlayacağız yeni arkadaşın Gretchen gibi, doğru muyum? | Open Subtitles | -رجل في الطابق وستحتفظوا بالأشياء الجيدة كلها كصديقتكِ الجديدة (غريتشين) ، حسناً؟ |
Başıma güzel şeylerin geldiği bir dünyada başlayabilirdi. | Open Subtitles | -كلا . كان يمكن أن تحدث في العالم الذي تحدثُ فيه الأشياء الجيدة لي. |
Bütün cömertliğine ve güzel şeylerin gelişine. | Open Subtitles | وافر الشكر و الأشياء الجيدة للجميع |
Ama tüm güzel şeylerin bir sonu vardır | Open Subtitles | ولكن كل الأشياء الجيدة يجب أن تنتهي |
Bütün güzel şeylerin sona ereceği gibi. | Open Subtitles | سينتهي الأن مثل كل الأشياء الجيدة |
Ve bu çok sinir bozucu olacak ve bu olay sadece sahip olduğum tüm güzel şeylerin kıymetini bilmeme yol açacak. | Open Subtitles | -ستفقده و هذا سيكون محبطاً... و سيجعلني أقدر كل الأشياء الجيدة التي لدي |
Ne kadar güzel şeylerin var. | Open Subtitles | لديك العديد من الأشياء الجميلة |
Ama bütün güzel şeylerin sonu vardır. | Open Subtitles | لكن كل الأشياء الجميلة مآلها النهاية |
güzel şeylerin etrafında olmayı seviyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، أحب التواجد حول الأشياء الجميلة |
İkincisi, saçıyla ilgili söyleyebileceğin güzel şeylerin sınırı yoktur. | Open Subtitles | الثانية، أنت لا تَستطيعُ القَول بما فيه الكفاية الأشياء اللطيفة حول شَعرِها. |
Yazılarım hakkında söylediği o güzel şeylerin hepsi ona güvenmem içinmiş. | Open Subtitles | ذكرت كل تلك الأشياء اللطيفة عن كتابتي فقط لتكسب ثقتي |
Önemi yok. Tüm güzel şeylerin bir sonu vardır. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك جميع الاشياء الجيدة تنتهي |
Sence de artık insiyatif alıp bağımsız olmamın ve diğer güzel şeylerin vakti gelmedi mi? | Open Subtitles | الا تظن انه الوقت المناسب اني بدأت اظهر بعض روح المبادرة ... و الاستقلال و كل هذه الاشياء الجيدة |
güzel şeylerin hayalini kurarım. | Open Subtitles | أحلم بالأشياء الجميلة |