"güzel bir yere" - Translation from Turkish to Arabic

    • لمكان لطيف
        
    • في مكان جميل
        
    • إلى مكان لطيف
        
    • لمكان جميل
        
    • الى مكان جميل
        
    • إلى مطعم جيّد
        
    • مكانٌ أفضل
        
    • فورد على الخريطة
        
    • في مكان لطيف
        
    • إلى مكان ما لطيف
        
    • الى مكان جيد
        
    Hey, çocuklar, beni şöyle güzel bir yere götürür müsünüz? Open Subtitles هل بإمكانكما يا فتيان إصطحابي لمكان لطيف ما؟
    Bak, güzel bir yere gideriz. Plaja mesela. Open Subtitles . أُنظرى ، سنذهب لمكان لطيف مثل الشاطئ
    Sizinle kalıp, babamla güzel bir yere yerleştiğinizde yüzünü görmek isterdim. Open Subtitles أود أن أكون معكم و أن أراك بصحبة أبى عندما تستقرون في مكان جميل
    Zenginler, içinde uyuşturucu olmayan, güzel bir yere gitmek için yaklaşık 50 bin dolar harcıyor. Open Subtitles المشاهير الأغنياء ينفقون خمسين ألف دولار بالشهر ليذهبوا إلى مكان لطيف حتى لا يتعاطو المخدرات
    Saf bir kalbiniz varsa, ölünce cennet diye güzel bir yere gidersiniz. Open Subtitles "ولو كنتم عذارى وطيبي القلب فستذهبون لمكان جميل يُدعى الجنة"
    Bak, güzel bir yere gitmek istiyorsan, Tulum ya da Akumal'a git. Open Subtitles اذا ا ردت الذهاب الى مكان جميل اذهب الى تولوم أو اكومال
    Geçenlerde güzel bir yere gitmiştim. Open Subtitles ذهبتُ إلى مطعم جيّد مؤخّراً
    Beni güzel bir yere götürebilirsin. Open Subtitles يمكنك أخذي لمكان لطيف
    Onu yemek için güzel bir yere götür. Open Subtitles خذها لمكان لطيف للعشاء
    Sizi güzel bir yere götürecektim. Open Subtitles كنت سأخذكم لمكان لطيف
    Sizinle kalıp, babamla güzel bir yere yerleştiğinizde yüzünü görmek isterdim. Open Subtitles أود أن أكون معكم و أن أراك بصحبة أبى عندما تستقرون في مكان جميل
    Hayatımda hiç yapmadığım şey, sanırım ... böyle güzel bir yere gelebilmek, ... bu kadar inanılmaz şeyler yapabilmekti. Open Subtitles أنا لم أفكر في حياتي مطلقاً أنه سينتهي بي الأمر في مكان جميل كهذا و أن أرى أشياء كثيرة مذهلة
    "Birini ölüme aşık edecek bir şey varsa o da çok güzel bir yere gömülmektir." Open Subtitles يمكن أن يجعل سقوط واحدة في الحب مع الموت، أن يدفن في مكان جميل جدا .
    Zenginler, içinde uyuşturucu olmayan, güzel bir yere gitmek için yaklaşık 50 bin dolar harcıyor. Open Subtitles المشاهير الأغنياء ينفقون خمسين ألف دولار بالشهر ليذهبوا إلى مكان لطيف حتى لا يتعاطو المخدرات
    Onu masa örtülerinin ve mumların olduğu ekmek kırıntılarını raspalarla topladıkları güzel bir yere götür. Open Subtitles خُذه إلى مكان لطيف حيث توجد مفارش مائدة وشموع وحيث يتخلّصون من الفتات
    Ya onu akşam yemeğine güzel bir yere götürmek istersek? Open Subtitles ماذا لو أخذناه إلى مكان لطيف ؟
    Seni güzel bir yere götüreceğim. Open Subtitles دعني آخذك لمكان جميل
    George, bu arkadaşlar Herb and Dan. Seni, yardım alabileceğin çok güzel bir yere götürecekler. Open Subtitles سيأخذونك الى مكان جميل تستطيع فيه تلقي المساعدة
    Geçenlerde güzel bir yere gitmiştim. Open Subtitles ذهبتُ إلى مطعم جيّد مؤخّراً
    Dünyayı daha güzel bir yere dönüştürmek için başkanla takılman gerekmiyor mu? Open Subtitles ألا ينبغي عليك التواصل المباشر مع الرئيس و جعل العالم مكانٌ أفضل ؟
    Onun bahçecilik bilgisi burayı güzel bir yere çevirmişti. Open Subtitles -ساعدت بوضع ساند فورد على الخريطة
    Bu akşam. Seni güzel bir yere götüreceğim. Open Subtitles الليلة سوف آخذكى إلى مكان ما لطيف
    İyi eğlendin. Beni güzel bir yere götür yeter. Open Subtitles أنت كان لديك متعتك خذني الى مكان جيد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more