ve bu, müziğin güzelliğinin, kelimelerin başarısız olduğu yerde konuşabildiğinin bu olayda ise kelimenin tam anlamıyla konuşabildiğinin çok güçlü ve dokunaklı bir hatırlatıcısı. | TED | وانها تذكرة قوية جدا ومؤثرة لكيفية جمال الموسيقى لديه القدرة على الكلام حيث تعجز الكلمات، في هذه الحالة التحدث حرفيا. |
Ama bugünün bilgisayar oyunlarının güzelliğinin temeli gerçekçi grafikler, titreşen oyun çubukları ya da sanal üç boyutlu ses değil. | TED | ولكن جمال الألعاب التلفزيونية اليوم ليس في الرسومات المشابهة للحقيقة يد التحكم المتحركة أو الصوت المحيط |
O kadın her kimse şu an senin güzelliğinin yarısına bile sahip değil. | Open Subtitles | حسنا، مهمن تكن لا يمكنها أن تكون بنصف جمالك الآن |
Eğer bir kadın olacaksam, senin marifetinin ve güzelliğinin en yazından yarısında olmak isterim anne. | Open Subtitles | لكن لو أصبحت امرأة بنصف أخلاق و جمالك يا أمي |
Kibirli ve kötü olan üvey annesi Kraliçe, Pamuk Prensesin güzelliğinin, kendi güzelliğini geçeceğinden korkar. Ve onu paçavralar içinde hizmetçi olarak çalışmaya zorlar. | Open Subtitles | زوجة أبيها الملكة الشريرة خافت أن جمال سنوهوايت سوف يتفوق على جمالها |
Ve şimdi çingene kardeşlerim... onun önünde diz çökmeye... ve istediği gibi, güzelliğinin Zobar'ı nasıl ele geçirdiğini göstermeye karar verdim. | Open Subtitles | ولهذا قررتُ، اخوتي الغجر أن انحني أمامها كما طلبتْ هي مني، لأري الجميع أن جمالها سيطر على زوبــار |
Bu güzelliğinin boşa gitmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أن لجمالها هدف |
Bu kuzey kontlukları, el değmemiş tepelerin güzelliğinin yanında hiç kalır. | Open Subtitles | وبالتأكيد هذه المقاطعاتِ الجنوبيةِ لَيْسَت بشيء بالمُقَارَنَة مع البريةِ وجمال القمم الجامح |
Papağan balıkları çeşitli üreme stratejilerinin güzelliğinin bir kısmının örneği. | TED | ويجسد سمك الببغاء جزءاً من جمال إبداع التنوّع التناسُليّ. |
Fakat daha işin başında, mimarlığın güzelliğinin yalnızca zenginler için olduğunu fark ettim. | TED | لكن سرعان ما أدركت، بأن جمال الهندسة المعمارية منحصر على الأغنياء |
Genovia'yı geçmişin güzelliğinin ve geleceğe duyulan umutların bir arada tuttuğunu biliyorum. | Open Subtitles | أرى جنوفيا كأرض تجمع بين جمال الماضي وآمال المستقبل |
...ve sonsuzluğun güzelliğinin her şeyin bittiği yerde başlaması olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و ان جمال اللانهائية ان كل شىء ينتهى حيث يبدأ |
Eğer güzelliğinin takdiri Tanrı'ya küfretmekse bana kafir diyebilirsin. | Open Subtitles | إذا كان تقدير جمالك كفر فاعتبريني كافراً |
Ancak benim gibi basit bir Napoli Prensi bile.., güzelliğinin bir şeyler sakladığını söyleyebilir. | Open Subtitles | ولكن حتى أنا, الامير النابولي البسيط, يمكن أن أقول, أن جمالك يخفي تصميم. |
güzelliğinin sırrını bizimle paylaşmaya ne dersin? | Open Subtitles | ما قولك في أن نتشارك أسرار جمالك في أكثر من نقطة؟ |
Çünkü eğer gerçeğini göremiyorsam güzelliğinin aynasına bakmak ve bir zamanlar beni nasıl sevdiğini hatırlamak istiyorum. | Open Subtitles | لأنني إذا لم أستطع النظر إلى جمالك الحقيقي... سوف أنظر إلى المرآة... وأتذكّر عندما كنتِ يوماً... |
güzelliğinin yumuşak gün ışığıyla, birkaç dakikalığına güneşlenmeliyim. | Open Subtitles | "كلّ ما اتمناه أن أعيش بضعة لحظات في نعمة جمالك" |
Her zaman güzelliğinin ondan daha uzun ömürlü olacağını söylerdi. | Open Subtitles | كانت تقول دوماً أن جمالها سيعيش أطول منها. |
Herkes onun büyüleyici güzelliğinin farkındaydı fakat, pek çoğunun, kalbinde, düşmanlarına karşı beslediği nefret ve öldürme arzusundan haberi yoktu. | Open Subtitles | علم الجميع عن جمالها البديع, لكن لم يعلم كثيرون أنه تحت قلبها, الذي بدا لطيفاً نقياً، تضطرم رغبة حارقة في اصطياد أعدائها. |
Güzel olması benim suçum mu? güzelliğinin beni çıldırtması benim suçum mu? | Open Subtitles | أهو خطأى أن يدفعنى جمالها للتوحش ؟ |
Bu güzelliğinin boşa gitmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أن لجمالها هدف |
Letsatsi'nin gücünün ve güzelliğinin haberi vadinin ötesinde yayılmaya başladı ve avcı, söz vererek en zengin müşterilerini gelmeleri ve tüm Afrika'nın en muhteşem en nadir hayvanlarından birini avlamaları için davet etti. | Open Subtitles | أخبار قوة وجمال ليتساتسي إنتشرت عبر كل الوادي والصياد،تصديقاً لكلامه |
Kendi kendime bu akıp giden güzelliklerin karımın güzelliğinin birer uzantısı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | على العكس من ذلك. أخبر نفسي بأنّ هذا الجمال العابر ما هو إلا امتداد لجمال زوجتي. |