Ailedeki kişi sayılarına ilişkin yasalarımız gayet açık. | Open Subtitles | قوانيننا المتعلقة بعدد اعضاء العائلة واضحة جداً |
Neden kız arkadaş bulmanı istediğini gayet açık bir şekilde belirtti. | Open Subtitles | حسناً يبدو أنه واضح للغاية لِماذا يُريدك أن تحصل على صديقة |
İlginç, geçen sefer konuştuğumuzda gayet açık olduğumu düşünmüştüm. | Open Subtitles | مضحكة , أخر مرة تكلمنا فيها , أظن أنني كنت واضحا |
- Artık beni istemediğin gayet açık. | Open Subtitles | حَسناً، من الواضح أنك لا تريدني بعد الأن |
Bu çocukları neyin öldürdüğü bence gayet açık. | Open Subtitles | أعني، هو واضح جدا لي الذي قتل هؤلاء الأطفال. |
Sayın yargıç, bugün olması gereken şey gayet açık. | Open Subtitles | سعادة القاضي، ما حدث اليوم واضح وضوح الشّمس |
Şirketin yönetmelik maddeleri bu durumda gayet açık. | Open Subtitles | لوائح الشركة واضحة تماماً في هذه الحالة |
Operasyonumuzun özellikleri gayet açık. | Open Subtitles | إنّ بارامتراتَ عمليتِنا واضحة جداً. |
Bir çok kız kardeşin uyduğu kurallar gayet açık, ...haftalık toplantı yapmalıyız. | Open Subtitles | القوانين الحكومية واضحة جداً العديد مِنْ الأخواتِ حاضرات، - يَجِبُ علينا أَنْ نَقيم إجتماع إسبوعي. |
Ses gayet açık. Asıl bulanık olan şey, fotoğraflar. | Open Subtitles | الصوت واضح للغاية و لكن الصورة قليلاً ما ليست واضحة |
Foster'ı öldüren kimse, bunu yaymak için bir nedeni olduğu gayet açık. | Open Subtitles | مهما كان القاتل، فان لديه سببا واضحا لنشر التفاصيل |
Anlaşmamızdan senin ne kazanacağın gayet açık, peki ya benim kazancım? | Open Subtitles | .. انه من الواضح أنك رتبت الأمر لكن ما هو مكسبي ؟ |
Kim olduğunuzu sandığınızı sorardım ama cevap gayet açık. | Open Subtitles | كنت لأسألك من تظن نفسك لكن الجواب واضح جدا |
İş bölümümüz gayet açık onlar iki kişi, biz de iki kişiyiz. | Open Subtitles | توزيع العمل واضح وضوح الشمس، اثنان منهم واثنان منّا. |
- Hayır, gayet açık konuşuyorsun. | Open Subtitles | أعتقد بأنكِ واضحة تماماً |
Oh, sonunda ne olduğu gayet açık. ondan sorasını özel efekt uzmanı halledecek. | Open Subtitles | من الواضح جداً ماذا سيحدث في النهاية ثم سيتولى جماعة التأثيرات الخاصة الباقي |
- Göçmenlik avukatısınız, bilirsiniz, kanun gayet açık. | Open Subtitles | انت محامية و تعرفين وضعها القانوني جيدا انه واضح |
Bence neden bahsettiğim gayet açık sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | أعتقد إنه أمر واضح تماماً عما أتحدث بشأنه. ألا تظن ذلك؟ |
Kanun bu durumda olağandışı bir şekilde gayet açık. | Open Subtitles | القانون كان واضحاً جداً بشأن هذه المسألة |
Çünkü ben... bu konuyla iligli gayet açık konuştum. | Open Subtitles | لإني كُنت واضحاً للغاية فيما يتعلق بذلك الأمر |
Sana gelince, kendimi gayet açık bir şekilde ifade ettim. | Open Subtitles | ، و أنــتــــى لقد جعلـت نفسي واضحه |
Medyadaki dostlarınla birlikte ne istediğiniz gayet açık. | Open Subtitles | واضح ما تريدينه أنت وبقية أصدقائك الإعلاميين. |