"gazlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الغازات
        
    • غازات
        
    • بالغازات
        
    • والغازات
        
    • وغازات
        
    • من الأبخرة
        
    • الغاز السام
        
    Normalde ayrışma sırasında havaya salınması gereken gazlar, katı çikolatanın içinde sıkışmış ve yumuşak dokuyu, kokulu bir sıvıya dönüştürmüş. Open Subtitles الغازات التي عادة ما يتم إطلاقها في الهواء خلال التحلل حوصرت في الشوكولاتة الصلبة حوّل الأنسجة اللينة إلى سوائل فاسدة
    Volkanik gazlar ve su buharı okyanusları ve atmosferi şekillendirdi. Open Subtitles وأن الغازات البركانية وبخار الماء قاما بتكوين المحيطات والغلاف الجوي
    Namlu alevi silahtan çıkan yüksek ısılı gazlar sonucunda oluşur. Open Subtitles ومضة الفوهة تنتج عن خروج الغازات شديدة السخونة من المسدس.
    Gözümüze ulaşmadan önce, tayfın bu belirli bölgeleri çeşitli gazlar tarafından soğurulmuş olur. TED قبل وصولها إلى أعينكم، امتصت غازات مختلفة تلك الأجزاء المحددة من ألوان الطيف.
    Basınç giderek arttıkça, atmosferik gazlar belli bir geçiş hattı olmadan sıvılaşıyor. Open Subtitles لارتفاع الضغط أعلي وأعلي غازات الغلاف الجوي أصبحت مساله دون انتقال للرؤية
    Egzotik gazlar kullanıyoruz ve su altında 20 saate kadar görevlere gidebiliriz. TED نحن نستخدم الغازات الغريبة، ويمكننا أن نقوم ببعثات تصل إلى 20 ساعة تحت الماء.
    Peki ama bu gazlar neden belirli renkte ışığı soğuruyorlar? TED لكن لماذا تمتص هذه الغازات ألوانًا محددة من الضوء؟
    Atmosferimizde karbondioksit gibi gazlar okyanuslarda çözünür. TED الغازات الجوية كثاني أكسيد الكربون مثلًا، ذائبة في المحيطات.
    der ki: gazlar, maruz kaldıkları kısmi basınç oranında sıvılaşırlar. Yani, basitçe, gaz vücudumuzda çözünür. TED التي تقول أن الغازات تذوب في السوائل بما يتناسب مع مايتعرض له من الضغوط الجزئية. لذلك ، أساساً الغاز يذوب في الجسم.
    Alkalin metaller. Halojenler, durgun gazlar. Open Subtitles لديك المعادن القلوية،لديك الهلوجين الغازات الخاملة
    Her gün işe gidiyoruz, burnumuzun dibinde... arabamızın ve önümüzdeki arabanın zararlı, zehirli gazlar kustuğunu görüyoruz. Open Subtitles نذهب إلى العمل كل يوم ونرى نرى الاف السيارات التي تبعث الغازات السامة
    Sadece yüksek sıcaklıktan dolayı değil, ayrıca gazlar da zehirlidir. Open Subtitles ليس فقط بسبب الحرارة الحادّة، لكن الغازات ستكون سامّة.
    Kullanılabilecek hızlı ve ucuz gazlar. Open Subtitles أخرى أسرع وأرخص الغازات التي يمكن استخدامها.
    Sonra gazlar kaçar ve cesetler bu kez temelli batar. Open Subtitles ثمّ الغازات تَهْربُ، و يَغْرقونَ يَتراجعوا للأبد.
    Gövdenin kısımları buluttaki gazlar tarafından aşındırılıyor. Open Subtitles أن أجزاء من جسم السفينة تآكلة من الغازات في هذه السحابة
    İç çürümeden oluşan gazlar birikene kadar insan bedeni batar. Open Subtitles كلا, الأجساد البشرية تغمر حتى تتكون الغازات عن طريق التعفن الداخلي و تحظى بالوقت لتتراكم
    Gezegeni ısıtacak olan siyah gazlar atmosferde birikince Güneş'in de yardımıyla gezegen zamanla ısınacaktır. Open Subtitles لتقوم بعدها بقذف غازات الدفيئة تلك بقوة لتدفئة الكوكب وتقذف كذلك السخام الأسود لامتصاص الحرارة من الشمس.
    Burada volkanik gazlar deniz altı kaynakları oluşturur ve deniz, kaleydoskopik bir yaşam püskürtür. Open Subtitles هنا ، غازات بركانية شكلت نافورات تحت البحر والبحر ينفجر بالحياة المتلونة
    Toksik gazlar yüzünden bayılmış, fare sidiği de kalanına sebep olmuş olabilir. Open Subtitles غازات سامّة تجعله يفقد وعيه ويتولى روث الجرذان الباقي
    Bunlar şimdiden ölçtüğümüz gazlar ve organik bileşikler. TED هذه قائمة بالغازات والمكونات العضوية التي استطعنا قياسها بالفعل.
    Ama bu derinlikte, ısı ve gazlar Tok'ra tüneline bile sızacaktır. Open Subtitles لكن في هذا العمق، الحرارة والغازات يمكن أن تخترق نفق التوكرا.
    Dolayısıyla çok zehirli bir ortam, CO de var elbette ve pek çok diğer gazlar da. TED لذا فهذه بيئةٌ خطيرةٌ جداً ، وأيضاً هناك غاز أول أكسيد الكربون ، وغازات أخرى كثيرة.
    Ufacık gazlar sadece. Open Subtitles فقط قليل من الأبخرة
    Bir makine üreterek, tehlikeli gazlar çıkarmasına neden oldular Open Subtitles يضعُ تلك الآلة أيضاً و التي تطلق الغاز السام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more