Önümüzdeki 10 dakikayı geçirmek için ailemi konuşmaktan daha iyi yollar var. | Open Subtitles | ثمة طرق كثيرة أفضل لقضاء الـ10 دقائق القادمة من مناقشة أمر والداي |
Genellikle torunlarını severler, ve onlarla vakit geçirmek için can atarlar. | TED | ومه في الغالب يحبون أحفادهم، وهم مشتاقون لقضاء أوقات معهم. |
Sonra teyzesi gelip, yazı geçirmek için New England'a götürdü onu. | Open Subtitles | ثم جاءت خالتها و أخذتها إلى إنجلترا الجديدة لقضاء الصيف |
Bunlarda 30 tane kadarına sahipler, yani günü geçirmek için başka resimlerin, duvarların hatta tavanın resimlerini çekmek zorundalar. | TED | ويمتلكون 30 من هذه الأشياء، وعليهم أن يستخدموها من خلال التقاط الصور أو حتى الحائط أو السقف لتمضية يومهم. |
Zirvedeyim, günü alıştırma yaparak geçirmek için elimde 300 metrelik ip var. | TED | أنا على القمة، على وشك الهبوط باعتماد حبل طوله ألف قدم. لأقضي اليوم في التدرب وحيدًا. |
Onunla daha fazla zaman geçirmek için hayatımı tekrar düzenledim ama görünüşe göre onu düşündüğüm kadar sevmiyormuşum. | Open Subtitles | لقد أعدتُ تنظيم حياتي لأمضي وقتاً أطول معها لكن من الواضح أنّني لا أحبّها بالقدر الذي تخيّلتُه |
okula devam eden herkesi tehdit etmelerine rağmen. 26 Ocak 1997'de, Amel bir ramazan akşamı eve gitmek ve ailesiyle geçirmek için okuduğu Cezayir şehrinden otobüse bindi | TED | في 26 يناير 1997،استقلت أمل الحافلة في الجزائر العاصمة حيث كانت تدرس عائدةً إلى البيت لتقضي ليلة رمضانية مع عائلتها، لكنها لم تعد بعدها أبداً لدراسة القانون. |
Hafta sonunu dışarıda geçirmek için öğleden sonra çıkıyorum. | Open Subtitles | اجل سأرحل هذا العصر لقضاء عطلة نهاية الاسبوع |
Bu stadyum, ılık bir yaz gecesini geçirmek için mükemmel yer. | Open Subtitles | ما من مكان أفضل من الملعب لقضاء ليلة صيفية معتدلة |
Akşamı geçirmek için ne aptalca bir yöntem. | Open Subtitles | ـ اللعنة عليها من طريقة سخيفة لقضاء الأمسية |
Cadılar Bayramı'nı geçirmek için pek de eğlenceli bir yol değil, ne dersiniz? | Open Subtitles | هذه ليست لحظة مسلية ؟ لقضاء عيد القديسين , اليس كذلك |
Kim o onunla bir gün geçirmek için bin kere ölmeye razı olacağın kişi. | Open Subtitles | ؟ الذي تكون مستعدا لقضاء يوما واحدا معها وتموت بعدها ألف مرة |
Özel misafir odasının anahtarı, benim uzun sevgi çubuğum geceyi geçirmek için ihtiyaçlarını karşılayacaktır. | Open Subtitles | لذا، شريط الحب الطويل لي هنا هو المفتاح إلى جناح الضيافة يجب أن تشعرِ بالحاجة لقضاء الليلة |
Özel misafir odasının anahtarı, benim uzun sevgi çubuğum geceyi geçirmek için ihtiyaçlarını karşılayacaktır. | Open Subtitles | لذا، شريط الحب الطويل لي هنا هو المفتاح إلى جناح الضيافة يجب أن تشعرِ بالحاجة لقضاء الليلة. |
Kutuda vakit geçirmek için harika bir yol olduğu yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب على الصندوق أن هذه أفضل طريقة لقضاء اليوم |
Eminim ikimiz de bu özel zamanı beraber geçirmek için sabırsızlıkla bekliyoruz. | Open Subtitles | أوه، أَنا متأكّدُ أن كلانا يتطلع لتمضية هذا الوقت الرائع مع الاخر. |
Evde zaman geçirmek için yaptıklarımı bir anlatsam... | Open Subtitles | لو أنك تعرف الأشياء التي فعلتها اليوم .لتمضية الوقت |
Bunun sizinle zaman geçirmek için harika bir yol olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنها فرصة رائعة لأقضي بعض الوقت مع أطفالي |
Ama bu güzel akşamı sevdiceğim ve babasıyla geçirmek için çalışmamı erteleyeceğim çünkü böyle bir sevgiliyim ben. | Open Subtitles | لكنني سأتجاهل ذلك لأمضي الأمسية مع عزيزتي و والدها , لأنه |
O zaman onlarla biraz vakit geçirmek için kullan bu zamanı. | Open Subtitles | إذن لما لا تنتهز الفرصة لتقضي بعض الوقت معهم؟ |
Kolay olacağını düşünmedim, ama en azından, zaman geçirmek için iyi bir yol. | Open Subtitles | أنا لم أعتقد أنه سيكون سهلأ لكن على الأقل هو وسيلة جيدة لتمرير الوقت |
Bay Wilder, isterseniz, baş başa biraz zaman geçirmek için bunu ayarlayabilirim. | Open Subtitles | سيد وايلدر، إذا كنت ترغب أنا واثقة أنه يمكنني تدبير أن نقضي وقتاً خاصاً معاً |
GETTOYU ELE GEÇİRMEK İÇİN SAVAŞMALARI GEREKTİĞİNİ BİLİYORDU. | Open Subtitles | يتوجب عليهم القتال للسيطرة على الحي اليهودي |
Hayatımızı birlikte geçirmek için oldukça zor insanlar seçmişiz, değil mi? | Open Subtitles | ياللعجب , اقد اخترنا اناس غرباء لنقضي بقية حياتنا معهم ؟ |
Ben de dünyayı ele geçirmek için ...yapacağımız devrimde kedileri tek başıma yöneteceğim! | Open Subtitles | ستصبحون منبوذين, و هذا سيجعلنى قائد للقطط فى ثورتهم العظيمة ! لقهر العالم |
biz de Berlin'i kontrolü ele geçirmek için gerekli ivmeyi yakalamış olacağız. | Open Subtitles | سنحظى بالزخم الذي نحتاج للإستيلاء على السلطة في برلين |
Ölüm ışını ile dünyayı ele geçirmek için... planlar mı yapıyorsun? | Open Subtitles | أنا اسفة. هل تخطط للاستيلاء على العالم عن طريق شعاعك المميت؟ |
Ama ben stresliyken, günü geçirmek için kullandığım yöntem, pek doğru çalışmaz. | Open Subtitles | لكن عندما أشعر بالضغط الأسلوب الذي أستعمله لتقضية اليوم لا يعمل جيداً |
CIA raporunu gözden geçirmek için randevulaşmıştık. | Open Subtitles | لقد حددنا ميعاد لاخذ تقرير وكالة المخابرات المركزية. |
Biliyorsunuz bu sezonu geçirmek için... yeni bir koç arıyordum. | Open Subtitles | تعلمون إنى كنت أبحث عن مدرب جديد ليتولى عنى المسئولية هذا الموسم |