Bütün gün, seninle bir dakika geçirmeyi umarak bekledim üstelik seni tanımıyorum bile. | Open Subtitles | انتظر طوال اليوم على امل قضاء دقيقة أخرى معك وانا حتى لا أدرى |
Onunla vakit geçirmeyi ne kadar istediğinizi biliyorum. Üzgünüm efendim. | Open Subtitles | اعلم انك تريد قضاء وقتك معه اسفة لهذا يا سيدي |
Sırf beraber zaman geçirmeyi seviyor olmamız, bağımsızlığımızı kaybettiğimiz anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأننا نحب قضاء الوقت مع بعضنا لايعني ذلك أننا معقدين |
Güneş parlarken ve ağaçlar muhteşem yapraklarla doluyken yazı ders çalışarak geçirmeyi planladım. | Open Subtitles | ومع شروق الشمس والأوراق الساقطة من الأشجار خططت أن أقضي الصيف في المذاكرة |
Eğer gününü benimle geçirmeyi istemediysen en azından dürüst davranmanı beklerdim. | Open Subtitles | إن كنت لا ترغبين بقضاء اليوم برفقتي ديبرا |
Gerçekten hoş biri olduğunu ve seninle zaman geçirmeyi sevdiğimi söyleyebilirim. | Open Subtitles | انا اجدك شخصاً لطيفاً جداً ودائما ارغب في قضاء وقتي معك |
Biliyorum bu akşamı Bay HIV ile geçirmeyi tercih edersin. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تفضلين قضاء الأمسيه للتحدث مع سيد إيدز هناك |
Altın yıllarımızı yurt dışında geçirmeyi istediğinden bahsederdin ya hep. | Open Subtitles | ألم تقولي دائماً أنكِ أردتي قضاء سنواتنا الذهبية خارج البلاد؟ |
Tüm bu güzel şeylerle benimle vakit geçirmeyi istemeni takdir ediyorum. | Open Subtitles | أقدر أنك تريد قضاء الوقت معي وفعل كل تلك الأمور اللطيفة |
Seninle zaman geçirmeyi gerçekten çok seviyorum. Wow. Birilerine bunun hakkında yazmam lazım. | Open Subtitles | أنا فقط احب قضاء الوقت معك ساقوم بالكتابة الى احدهم عن هذا الامر |
Bütün sabahı birlikte geçirmeyi umuyordum, sonra bir şey çıkageldi. | Open Subtitles | كنت آمل قضاء الصباح بأكمله سويًا، لكن طرأ أمر ما. |
Üç yaşındaki çocuklarla zaman geçirmeyi seviyorum. | TED | انا أحب قضاء الوقت مع الاطفال الذين اعمارهم 3 سنوات |
Onlar, sadece eğlenceli yaratıcı şeyler yaparak vakit geçirmeyi seviyorlardı. | TED | إنهم فقط يحبون قضاء الوقت معاً يستمتعون، ويخترعون الأشياء. |
Tüm akşamı size bunu anlatarak geçirmeyi çok isterdim ama hayal kırıklığına uğrarsınız. | TED | أريد أن أقضي كل المساء في الخوض معكم في هذا الموضوع لكنني سأخيب ظنكم. |
Eve geleceğime, tüm hafta sonunu... boş bir otel odasında geçirmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أفضل أن أقضي عطلة نهاية الأسبوع في فندق ليس فيه أحد على أعود الى المنزل و اليك |
Belki cidden geceyi burada geçirmeyi düşünmelisiniz. Dünyanın en acı biberi yarışmasını gerçekleştireceğiz. Kaçırmak istemeyeceğiniz türden bir festival olacak. | Open Subtitles | ربما يجب أن تفكروا بقضاء الليلة لأن لدينا أروع مسابقة في العالم للحر |
Bütün günü kum pireleriyle geçirmeyi kim istemez ki? | Open Subtitles | من لا يريد تمضية اليوم مع براغيث الرمل |
Balayımı, soyunma odasında futbolcu arkadaşlarınla geçirmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع أن أقضى شهر العسل فى غرفة الملابس مع الفتيان |
Günü çalıntı elmasla ilgili bilgi toplayarak geçirmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقدت بأنني سأقضي اليوم في تصفح الانترنت لمزيد من المعلومات الجديدة عن الماسة المسروقة |
Önümüzdeki beş yılı beraber geçirmeyi düşünmeme gibi bir durumumuz olmayacağına göre iş güvenliği konusuna hayır dememiz için bir sebep yok. | Open Subtitles | لا يوجد هناك سبب لنقول لا لضمان وظيفتنا الا إن اعتقدنا أننا لا نريد أن نقضي الخمس سنوات القادمة معا |
Bende hayatımın geri kalanını Lauren ile geçirmeyi planladım yada kıçıyla. | Open Subtitles | يمكنني أن أمضي بقية حياتي مع لورين أو أردافها. |
Ama bana her ne olacaksa bu olmadan seni tekrar görmeyi ve seninle beraber birkaç saat geçirmeyi istedim. | Open Subtitles | لكني أردتُ رُؤيتكَ ثانيةً و إمضاء بعض الساعات معَك و أتعرَّف عليكَ قليلاً قبلَ أن يحصَل ما سيحصَل لا، لا |
Yarın sabah erken bir başlangıç geceyi burada geçirmeyi düşündüm. | Open Subtitles | فكرت في ان اقضي الليله هنا ونبدأ مبكراً في الغد |
Boş zamanlarını huzurlu bir aile ortamında geçirmeyi seversin. | Open Subtitles | هل تحب امضاء وقتك مسترخيا مع العائلة في الهواء الطلق |
- Yalnızlık nasıldır öğrenmek istiyorsan Cylon hapishanesinde birkaç hafta geçirmeyi dene. | Open Subtitles | , تود أن تعلم كيف يشعر شخص يقضى بضع أسابيع فى زنزانة حجز للسيلونز |
Bütün Jing Wu'yu ele geçirmeyi kendisine takıntı haline getirmiş. | Open Subtitles | مهوسا باخضاع كل رجال جينج وو |
Kapıları kapatmayı ve tüm haftayı burada geçirmeyi teklif ediyorum. | Open Subtitles | أقترح نحن سمن أسفل البوابات وقضاء أسبوع في هنا. |
Belki de binayı ele geçirmeyi planlıyordu. | Open Subtitles | ربما كانت تخطط للإستيلاء على المبنى بأكمله |