Eğer yuvadaki yumurtası yok olursa harekete geçmek zorunda. | Open Subtitles | إذا إختفت مدخراته، فعليه أن يقوم بفعل ما. |
Bankayı soyarız. Eğer Sid'in yuvadaki yumurtaları uçarsa harekete geçmek zorunda kalır. | Open Subtitles | لنسرق المصرف، إذا إختفت مدخرات (سيد)، فعليه أن يقوم بفعل ما. |
Böyle giderse onunla irtibata geçmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | من ناحية أخرى أنا أريد الاتصال به |
Böyle giderse onunla irtibata geçmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | من ناحية أخرى أنا أريد الاتصال به |
İki yol için de Ochiai'den geçmek zorunda. | Open Subtitles | وفي كلتا الحالتين، يجب أن يمر عبر أوتشياي. |
Sadece bu değil; bu salona gelen herkes "İncilini Oku" diyen bir pankartın altından geçmek zorunda. | Open Subtitles | ليس كافياً لدرجة أن كل من فى قاعة المحكمة هذه يجب أن يمر تحت لافتة "كتب عليها " اقرأ الإنجيل |
Bayım, o şuradan geçmek zorunda. | Open Subtitles | سيدي، هذه يجب أن تذهب من هناك |
Bankayı soyarız. Eğer Sid'in yuvadaki yumurtaları uçarsa harekete geçmek zorunda kalır. | Open Subtitles | لنسرق المصرف، إذا إختفت مدخرات (سيد)، فعليه أن يقوم بفعل ما. |
Biz geçmek zorunda. | Open Subtitles | نحن يجب أن تذهب من خلال ذلك. |