"geçmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • عبور
        
    • العبور
        
    • لعبور
        
    • تجاوز
        
    • يعبر
        
    • بعبور
        
    • عبوره
        
    • إجتياز
        
    • للعبور
        
    • للتقدم
        
    • للانتقال
        
    • للإنطلاق
        
    • لأخذ الأمور
        
    • الإجتياز
        
    • ننتقل سريعاً
        
    Libya'dan geçmeye çalıştığımızda eğer orada yakalanırsak bizlere ne olduğunu biliyor musunuz? TED هل تعلمون ماذا يحدث لنا عندما نحاول عبور ليبيا ونحن مسجونون هناك؟
    105. otoyolu çıplak geçmeye çalışan üç kişi ortalığı karıştırdı. Open Subtitles حيثُ سبّب ثلاثة متسكعون فوضى محاولين عبور الطريق السريع 105
    Batı ve Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya geçmeye çalışan kuzenlerimin karşılaştığı riskler bunlar. TED هذه هي المخاطر التي يواجهها أصدقائي من شمال وغرب أفريقيا أثناء محاولتهم العبور إلى أوروبا.
    Oradan geçmeye çalışan biri olursa çöker. Open Subtitles أي شخص يحاول العبور سيتسبب في حدوث إنهيار
    Beklettiğim için kusura bakmayın gençler. Kim kanyonu geçmeye hazır buradan? Open Subtitles متأسف على التأخير يا شباب, من مستعد لعبور الوادي؟
    Bir suçlunun Denetim Noktasından geçmeye çalışması durumunda bazen böyle şeyler olabiliyordu. Open Subtitles هذا شيء يحدث أحياناً. عندما يحاول أحد المتهمين بتهمة تجاوز نقطة تفتيش.
    Hava şartlarına maruz kaldığı biraz belli siz onu, asıl, trenleriniz Amazon'dan Pasifik'e geçmeye başladığında görün. Open Subtitles يبدو عليها آثار المناخ.. .. ولكن انتظر حتى يعبر قطارك من اﻷمازون..
    Belki de karşıya geçmeye kalkmasaydık olay olmayabilirdi. Open Subtitles ربما لو لم أبدأ بعبور الطريق، فلم يكن ليحدث ذلك
    Alanın sağlık kontrolünü yapmak adına takım adalarını yayan bir şekilde develerle ve yelkenlilerle geçmeye karar verdik. TED أردنا عبور الأرخبيل سيراً، وعلى الجِمَال، وبالمركب الشراعي لننخرط في فحص ناجع للمنطقة.
    Karşıya geçmeye çalışıyormuş. Bir bira arabası çarpmış. Open Subtitles كانت تحاول عبور الشارع و دهست من قبل عربة بيرة
    Görevimiz; Ruslar şayet nehri geçmeye yeltenirse, onları pusuya düşürmek olacak. Open Subtitles تتمثل مهمتنا في كمين في روسكيس إذا حاولوا عبور النهر.
    Sınırı yasadışı geçmeye kalkıştı. Open Subtitles هذا كان يريد عبور الحدود بشكل غير قانوني
    İlk senesinde 50 Alman Batı'ya geçmeye çalışırken öldü. Open Subtitles خلال السنة الأولى، لقي خمسون ألمانيًا مصرعهم أثناء محاولتهم العبور للجزء الغربي
    Nasıl bir insan, böyle bir gemiyle okyanusu geçmeye karar verebilir. Open Subtitles أي نوع من الرجال يحاول العبور بسفينة كهذه عبر المحيط؟
    Diğerleri de benimle gelecekse beyefendiyle birlikte dağı geçmeye hazırım. Open Subtitles أنا مستعد لعبور الجبال مع السادة، هذا إذا ذهب البقية معيّ.
    Kontrol noktasını pahalı bir resimle geçmeye çalışacağım. Open Subtitles لان احاول تجاوز نقاط التفتيش بتلك اللوحة الثمينة
    Diğer yerel haberler ise şöyle, ...karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir yayaya hızla giden bir araba çarptı. Open Subtitles في الأخبار المحلية الأخرى، رجل صدم من قبل سيارة مسرعة في وقت متأخر من الليلة الماضية بينما هو يعبر الشارع
    Seni çizgiyi geçmeye teşvik edemezsem. Open Subtitles الا اذا سمحت لك بعبور الحدود اذا كنت هنا
    Arasından geçmeye çalıştık, ama yüksek yoğunluklu bir alana dönüşünce... her şey alt üst oldu. Open Subtitles لقد حاولنا عبوره من منتصفه إلاّ أنّه تحوّل الى حقل عالى الكثافه جزءقليل من كلّ شيء
    Purgatory'i bir melek ile geçmeye çalışmak kötü bir fikir ve benim gittiğimiz kapıdan geçebileceğime inanmamız için bir sebep yok. Open Subtitles مخاطرة إجتياز المطهر وكأننا حاشية السلطان أقل من إستراتيجية وبالتأكيد عندما لا يكون لدينا سبب لتصديق
    Avrupa'dan Asya'ya geçmeye hazırlanan şu adamın haline bakın daha bir koltuktan ötekine bile geçemiyor. Open Subtitles -هذا هو الرجل الذى يستعد للعبور من اوربا الى اسيا -ولكنه لايستطيع العبور من اريكة الى اخرى
    Siz de belki bu kadınlardan biri olup orta kademe yönetimindesiniz ve şirketinizde bir üst kademeye geçmeye çalışıyorsunuz. TED قد يكون بعض منكن من أولئك النسوة القابعات في الإدارة الوسطى واللاتي يسعين للتقدم في منظماتهن.
    Sanırım bir sonraki aşamaya geçmeye hazırım. Open Subtitles أعتقد أنني مستعد للانتقال للمرحلة التالية
    Arkamdan harekete geçmeye istekli toplam 39.000 beygirgücü var. Open Subtitles خلفي، كان 39 ألف حصان يُحمّون عجلاتهم استعداداً للإنطلاق
    Bence bir sonraki aşamaya geçmeye hazırız. Open Subtitles أظنُ أننا مستعدان لأخذ الأمور للمستوى التالي
    geçmeye çalışmaya uğraşma. Daireyi büyüledim. İçinde hapsoldun. Open Subtitles لا تزعجِ نفسكِ بمحاولة الإجتياز لقدّ عوّذتُ الحلقة، إنّكِ محصورة
    Altıncı bölüme geçmeye ne dersin? Open Subtitles لما لا ننتقل سريعاً إلى.. لنقل الفصل السادس ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more