Sadece Geçmişimden kalan atlatamadığım şeyler var. | Open Subtitles | هناك فقط بعض الأشياء التي مازالت تجعلني أرتعش من ماضيّ |
Belki de Geçmişimden daha önemli bir gizeme götürecek bir anahtara sahibim. | Open Subtitles | ربما أحمل مفتاحاً إلى لغز ربما هو أعظم من ماضيّ نفسه |
Benim gerçek adım Marianne Lewis 1972'den beridir Geçmişimden kaçıyorum. | Open Subtitles | إسمي الحقيقي ماريان لويس أهرب من ماضي منذ 1972 |
Yeni bir gelecek için Geçmişimden vazgeçmem gerekiyorsa, bırak öyle olsun. Her şeyi unutacaksın. | Open Subtitles | لو يجب أن أتخلى عن القليل من ماضي لأفوز بمستقبلي، إذن فليكن |
Bak, bazı şeyler hatırlamaya çalışıyordum-- açıkça Geçmişimden bazı şeyler hatırlamaya. | Open Subtitles | أنا ما زلت أحاول أن أتذكّر أشياء أتذكّر أشياء بوضوح من الماضى |
Askeri Geçmişimden hatırladığım kadarıyla Malastar Arrows savaşında buharlaşmamış mıydı? | Open Subtitles | اذا تذكرت تاريخي العسكري الم يتبخر فى معركة السهم النجمي؟ |
Geçmişimden uzaklaşmaya çalışıyorum ama şimdi onu gözümün önünde buluyorum. | Open Subtitles | أني أحاول أن أعيش بعيدا عن حياتي الماضية. الآن أنا بعد ذلك المشكله تواجِهني. |
Geçmişimden kaçmaya çalıştım ama dün bana yetişti. | Open Subtitles | حاولت أن أهرب من ماضيَّ ولكنه جائنى بالأمس |
Bu insanlar benim Geçmişimden. Senin bunu kurcalamaya hakkın yok. | Open Subtitles | ،هؤلاء من ماضيّ ماضي ليس لك أن تتدخّل به |
Bütün o şaşaa ve debdebe içerisinde, Geçmişimden utanç duyuyordum. | Open Subtitles | وبدأت الأمور تتألق أكثر, كنتُ أشعر بالعار من ماضيّ. |
Bak, senin aksine ben Geçmişimden kaçmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | انظر، على نقيضك، لستُ أحاول الهرب من ماضيّ. |
Geçmişimden bahsetmeyi pek sevmem. | Open Subtitles | لا أحبّ التحدّث حول ماضيّ في الواقع |
Ayrıca, Geçmişimden utanmıyorum yani çoğundan. | Open Subtitles | إضافة لذلك. انا لسته خجلة من ماضي أغلبه , على آيه حال |
Çünkü; Geçmişimden dolayı özür dilemeyi uzun süre önce bıraktım. | Open Subtitles | لأنني توقفت عن الاعتذار على ماضي منذ وقت طويل |
Eski sit-com dizilerindeki abartılı kullanımı yüzünden Geçmişimden bir bölüm yaşayacakmışım gibi geliyor. | Open Subtitles | إنهم يبالغون في استخدامه في المسلسلات الكوميدية الكلاسيكية مما يجعلني دائماً أشعر أنني سأعيش إحدى حلقات ماضي حياتي |
Bak, bazı şeyler hatırlamaya çalışıyordum-- açıkça Geçmişimden bazı şeyler hatırlamaya. | Open Subtitles | أنا ما زلت أحاول أن أتذكّر أشياء أتذكّر أشياء بوضوح من الماضى |
Bu restoranın, Geçmişimden kaçmam için bir şans olması gerekiyordu. | Open Subtitles | ... هذاالمطعمكان منالمفترضأنيكون ... فرصةمن أجلى . للهروب من الماضى |
Lucy, bu kardeşim John, kayıp Geçmişimden bir yaratık! | Open Subtitles | لوسى هذا اخى جون مخلوق اخر من الماضى الضائع |
Biraz Geçmişimden bahsetmeliyim çünkü buradaki konuşmam boyunca bunun hakkında konuşacağım. | TED | يجب عليّ أن أتحدث لكم عن القليل من تاريخي لأننا جميعاً سنتحدث عن ذلك خلال كلمتي هنا. |
Geçmişimden bir şeyi düşününce birden yok oluyor. | Open Subtitles | انها مثل سأكون التفكير في لحظة من حياتي الماضية ويختفي. |
Bu yüzden herkese Geçmişimden bahsetmiyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب لا أخبر كل الناس عن ماضيَّ |
Geçmişimden biri ve... | Open Subtitles | شخصا ما من ماضيي , و , حسنا , قصة قصيرة طويلة |
Geçmişimden kimseye bahsetme. Anladın mı? | Open Subtitles | لا تتحدث عن ماضيا لأي أحد مفهوم؟ |