Emrin, yetkili şubenin üst düzeyinden geldiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أن هذا أمرا من قمة السلطة التنفيذية |
Bir müşterisinden geldiğini söyledi. Paylaşıma açık bir dosyaymış. Bu tür sohbet gruplarında çokça dolaşanlardan. | Open Subtitles | لقد قال أنه آتى من احد عملائه ، لقد كان ملف مشترك إنهم ينتشروا عبر مجموعات المحادثة |
Meteor yağmuru sırasında Dünya'ya geldiğini söyledi. Dahası da var. | Open Subtitles | لكنه قال أنه جاء للأرض أثناء سيل النيازك وهناك المزيد |
Buraya bir dost olarak geldiğini söyledi. Doğru mu bu? | Open Subtitles | قال انك اتيت كصديق هل هذا صحيح ؟ |
Çocuklardan biri buraya yemek için geldiğini söyledi. | Open Subtitles | أحد الأطفال قال بأنه أتى هنا بحثاً عن الطعام |
Karısı iki seneden beri sizi görmeye geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت زوجته أنه كان يواصل القدوم هنا ليراكِ في العامين الماضيين |
Ray, bu sabah erkenden geldiğini söyledi. Telefonu kullanmış. | Open Subtitles | راي قال بأنها اتت في وقت مبكر من هذا الصباح لإستعمل الهاتف |
Duydunuz onu. Bizi özgür bırakmaya geldiğini söyledi. | Open Subtitles | {\pos(190,210)} لقد سمعتوا ما قالت أنها جاءت لتُحررنا! |
Amy'yle konuştum ve bana sizi görmeye geldiğini söyledi. | Open Subtitles | ...لقد تكلمت مع إبنت أختها إيمى قالت أنها أتت هنا لزيارتكم |
Doktor asfalt parçacıklarının göz etrafına denk geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قال الأطبّاء أنّ الرصاصة تسبّبت بدخول بعض الشظايا في العين |
Dünyanın sonunun geldiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أن العالم سينتهي قريبا. |
Tanrının geldiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أن الاٍله قادم |
O mücevher anlaşması için şehire geldiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه فى البلدة من أجل إتفاقية مجوهرات |
Oğlum ona sanki bunda bir yanlışlık varmış gibi geldiğini söyledi. | Open Subtitles | إبني... لقد قال أنه يشعر كأنه خطأ. |
Bizi kurtarmaya geldiğini söyledi, gerçek tanrılarımız bağlılığımızı bekliyormuş. | Open Subtitles | قال أنه جاء لإنقاذنا وأن آلهتنا الحقيقية بانتظار تكريسنا |
Onca yolu, mektubu sana vermek için geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه جاء كل تلك المسافة لإعطائك تلك الرسالة |
Max, babanı görmek için buraya geldiğini söyledi. | Open Subtitles | ماكس قال انك اتيت هنا كي تجد والدك |
Kocam için geldiğini söyledi. | Open Subtitles | حسناً، قال بأنه أتى من أجل زوجي. |
Kocam için geldiğini söyledi. | Open Subtitles | حسناً، قال بأنه أتى من أجل زوجي. |
Karısı iki seneden beri sizi görmeye geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت زوجته أنه كان يواصل القدوم هنا ليراكِ في العامين الماضيين |
Ray, bu sabah erkenden geldiğini söyledi. Telefonu kullanmış. | Open Subtitles | راي قال بأنها اتت في وقت مبكر من هذا الصباح لإستعمل الهاتف |
Birini bulmaya geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها جاءت لتبحث عن شخص |
Seni görmeye buraya geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها أتت هنا لزيارتكم |
Doktor asfalt parçacıklarının göz etrafına denk geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قال الأطبّاء أنّ الرصاصة تسبّبت بدخول بعض الشظايا في العين |