"geleceğiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • سنأتي
        
    • سنعود
        
    • سنصل
        
    • نأتي
        
    • سنحضر
        
    • سنكون هناك
        
    • سنأتى
        
    • سنتجاهل
        
    • سنذهب
        
    • سنرافقك
        
    • نأتى
        
    • وسنأتي
        
    • نحن المستقبل
        
    • سنتواجد
        
    Daha fazla rehine için üç gün sonra tekrar geleceğiz. Open Subtitles و سنأتي بعد ثلاثة أيام لأخذ المزيد من الرهائن
    Tamam, teşekkürler. Oraya geleceğiz. Oraya gitmemizi istiyorlar. Open Subtitles حسناً , سنأتي بالحال يريدوننا أن نأتي إليهم
    Çocuklar siz içeride kalın. Biz hemen geri geleceğiz. Tamam. Open Subtitles ابقوا فى الداخل أيها الآولاد أعنى ما أقول سنعود حالا
    Eder sağlayamazsan, Balık ve Vahşi Yaşam Bürosundaki dostlarınla tekrar geleceğiz. Open Subtitles وإذا لم تعود سنعود هنا بأصدقائك من هيئة الصيد وحماية البيئة
    Telefonu kapatmayın, yerini bulmaya çalışıyoruz bulunca da sizi almaya geleceğiz. Open Subtitles لا تغلق، نحن نتتبع المكالمة وسنصل اليك، سنصل في سيارة بيضاء
    Harika çukulatalı bir kektir. Biz seni görmeye geleceğiz. Open Subtitles انها كعكة شوكولاته شهية وسوف نأتي لزيارتك
    Daha sonra onu almak için geleceğiz. Open Subtitles . سنحضر لأخذها في القريب العاجل
    - Pekala, geleceğiz. - Kendi adına konuş, Joseph. Open Subtitles ـ حسنا، سنكون هناك ـ تحدث عن نفسك يا جوسف
    Ama çözüm bulana kadar, elimizden geldiğince sık seni ziyarete geleceğiz, söz. Open Subtitles حتى نعرف مانفعل سنأتي هنا ونزورك بقدر ما يمكن
    Endişelenme, ziyarete geleceğiz ve bahar gelince onu eve getirmenin bir yolunu bulacağız. Open Subtitles لاتقلقي سنأتي للزيارة وسنجد طريقة لنيعده للمنزل في الربيع
    Ayda bir seni ve küçük fıstığı görmeye geleceğiz. Open Subtitles سنأتي لزيارتكِ طفلكِ الصغير، مرة كلّ شهر
    Kısa zaman içinde, ıstırabın katlanılamaz olacağı ve yalanlar prensinin sadık hizmetkârının bile artık yalan söyleyemeyeceği o hassas ana geleceğiz. Open Subtitles قريبًا جدًا، سنأتي إلى إلى تلك اللحظة الدقيقة عندما ستصبح المعاناة لا تطاق أن حتى الخادمة الأمينة
    Sanırım bu hikayede tek eksik olan, kurtarılacak bir küçük hanım ve bir kötü adam, buna sonra geleceğiz. Open Subtitles أعتقد أنّ الشيء الوحيد المفقود في هذه القصّة هو الفتاة، الآنسة في محنة، والشرير، لكننا سنأتي إلى ذلك.
    "Zamanımız yok rahibeler! ...Aranıza yeni rahibe adayları katılınca tekrar geleceğiz." Open Subtitles ليس لدينا وقت، ولكننا سنعود عندما يكون هناك راهبات شابات
    Eğer ortaya çıkmazsa Scully and ben sekiz saat sonra nöbet değiştirmek için geri geleceğiz. Open Subtitles سكالي و أنا سنعود لنحل مكانكم بعد 8 ساعات اذا لم يظهر. هنا.
    Ne kadar uzun sürerse sürsün sen ve ben bir gün tekrar bir araya geleceğiz. Open Subtitles لا يهم كم يستغرق ذلك ذاك أنني و أنت سنعود لبعضنا
    Yemininize geleceğiz. Peki Conrad... Open Subtitles سنصل إلى تبادل العهود الأمر الذي سيكون رائعا على عكس المتوقع
    Bu akşam eve geç geleceğiz. Aramaya çalışacağım. Open Subtitles .سنصل المنزل في وقت متأخر سأهاتفك إن استطعت
    Şerif nerede olduğunu söyle, seni almaya geleceğiz. Open Subtitles ايها المأمور أخبرني أين أنت سوف نأتي لأحظارك
    Evet, elbette Axl'ın maçına geleceğiz. Open Subtitles نعم , بالطبع سنحضر مباراة أكسل .
    Tamam, hemen geleceğiz. Etrafı çevirme önceliğimiz. Seni geri arayacağım. Open Subtitles حسناً، سنكون هناك احتواء الأمر هو الأولوية سأعاود الإتصال بك قريباً
    Evet tatlım. Evet, bu hafta beraber geleceğiz. Open Subtitles بلى، حبيبتى بلى، سنأتى فى عطلة نهاية هذا الأسبوع
    Bu, koca adam Clark'ı görmezden mi geleceğiz demek oluyor? Open Subtitles هل نحن سنتجاهل الفيل الضخم المسمى (كلارك) في الزاوية ؟
    O konuya geleceğiz ancak öncelikle doğduğum yerde, New York'ta bir mola verelim. Open Subtitles سنذهب هناك, لكن أولا دعونا نقوم بوقفة صغيرة في مسقط رأسي مدينة نيويورك
    İstemedin ama geleceğiz! Open Subtitles لربما لا ترغب بهذا ولكننا سنرافقك
    Beşte seni almaya geleceğiz. Yani üç saatin var. Open Subtitles سوف نأتى إليك فى الخامسة سأمنحك ثلاث ساعات
    Tamam dostum. Ekip kuruyoruz, sizi almaya geleceğiz. Open Subtitles حسناً يا رفيقي سنفوم بتنظيم فريق وسنأتي لايجادك
    Biz geleceğiz, Charles, -ama onlar değil. Open Subtitles نحن المستقبل ياتشارلز وليس هم
    - Çok kalabalık olacak. - geleceğiz. Open Subtitles سيكون المكان مزدحما- سنتواجد هناك-

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more