"gelen tek şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشيء الوحيد الذي
        
    • كل ما يمكنني
        
    • الشئ الوحيد الذي
        
    • كل ما يمكننا
        
    • كل ما إستطعت
        
    • كلّ ما أستطيع
        
    Ama elimden gelen tek şey bu ve bir şeyler yapmam gerek. Open Subtitles لكنه الشيء الوحيد الذي أعرف كيف أقوم به، وعلي أن أقوم بشيء.
    Yani, bilirsin, aklıma gelen tek şey dublörlerle ilgili bir takım endişeleri olabileceği. Open Subtitles أعني، الشيء الوحيد الذي يُمكننيالتفكيرفيه.. ربما لديهم بعض المخاوف عن إختيار نجم مشهور.
    Adına ne dersen de, tabağımda tanıdık gelen tek şey havuçlardı. Open Subtitles أيّـا مـا تسمينـه الجزر كـان الشيء الوحيد الذي عرفتـه في طبقي
    Şu an elimden gelen tek şey, daha fazla hata yapmamak. Open Subtitles كل ما يمكنني فعله الآن هو عدم ارتكاب أية أخطاء أخرى
    Şu an bile aklıma gelen tek şey, sana, şu an cerrah olduğunu ve yetişkin gibi davranman gerektiğini söylemek. Open Subtitles حتى الآن، كل ما يمكنني التفكير بشأنه إخبارك بأنك جرّاح الآن، وعليك البدء بالتصرف كالبالغين.
    Aklıma gelen tek şey kapıyı kullanmamak, dışarı çıkmamak. Open Subtitles الشئ الوحيد الذي افكر فيه هو ان لااخرج من هذا الباب
    O zamana kadar elimizden gelen tek şey onları sandıklamaya, kilitlemeye ve bir daha asla gün yüzü görmeyeceklerinden emin olmaya kendimizi adamak. Open Subtitles حتى ذلك الوقت كل ما يمكننا فعله هو وضعها في صندوق ونغلقه ونكرّس أنفسنا للتأكيد على أنه لا يرى أبداً ضوء النهار
    Öyleyse aklıma gelen tek şey senin beni bir davet etmen. Open Subtitles لذا الشيء الوحيد الذي أتخيله هو أن تصحبني أنت للخارج.
    Aklıma gelen tek şey bunun belki de kader olduğu. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يمكنني أن أفكر هي ربما كانت مقررة سلفا.
    Bana mantıklı gelen tek şey sensin. Open Subtitles أنتِ الشيء الوحيد الذي له معنى بالنسبة إليّ
    - Evet çünkü şu anda, bana iyi gelen tek şey bu. Open Subtitles نعم .. لأنه حاليًّا هذا هو الشيء الوحيد الذي يعنيني
    O yıl başıma gelen tek şey bu değildi. Open Subtitles لم يكن الشيء الوحيد الذي حدث لي تلك السنة
    Ve Yahudi olmak, şu anda bana tanıdık gelen tek şey. Open Subtitles و تأدية العادات اليهودية هو الشيء الوحيد الذي يشعرني بشعور الحميمية العائلية
    Aklıma gelen tek şey birlikte çalıştıkları. Open Subtitles كل ما يمكنني التفكير به انهم يعملون معاً
    Şu an elimden gelen tek şey olay çıkarmamak. Open Subtitles لا تبدأ حتى ذلك كل ما يمكنني فعله حاليا كي لا أثير ضجة
    Elimden gelen tek şey size mağaza kredisi vermek. Open Subtitles كل ما يمكنني فعله هو أن أعطيكِ رصيد مخزّن
    Çünkü gözümün önüne gelen tek şey komşunun köpeği ona havladığında kollarıma koşan küçük çocuk. Open Subtitles لانه كل ما يمكنني تخيله هو طفل صغير يجري لاحتضنه بين ذراعي عندما كان كلب الجيران نبح عليه
    Sayende, geri gelen tek şey, senin küçük dostun. Open Subtitles بفضلك , الشئ الوحيد الذي سيرجع هو صديقك الصغير
    Şimdi elimizden gelen tek şey onun başladığı işi bitirmek. Open Subtitles الشئ الوحيد الذي يمكننا فعله الان هو انهاء العمل الذي بدأه
    Bu seferlik elimizden gelen tek şey, General Skywalker'i bulmanıza yardım etmek. Open Subtitles كل ما يمكننا فعله الأن هو مساعدتكم (بالعثور على الجنرال، (سكاي ووكر
    Elimden gelen tek şey, Bayan Timmons'a oraya nasıl katlandığını sormamak oldu. Open Subtitles "كل ما إستطعت فعله هو منع نفسي من سؤال السيدة (تيمونز) عن صمودها هناك."
    Elimden gelen tek şey, yardımdır. Open Subtitles كلّ ما أستطيع فعله هو المساعدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more