"gelenektir" - Translation from Turkish to Arabic

    • تقليد
        
    • التقاليد
        
    • تقاليد
        
    • التقليد
        
    • العرف
        
    • من العُرف
        
    Bir milyon yıla kadar uzanan el baltası geleneği, insanlık ve proto-insan tarihindeki en uzun artistik gelenektir. TED تمتد على مدى ملايين السنين، تقليد الفأس اليدوي هو أطول التقاليد الفنية في تاريخ البشرية والإنسان البدائي.
    Aynı şey, Batı medyasında sürekli işlenen namus cinayetleri konusu için de söylenebilir. Bu da tabii ki, bir başka korkunç gelenektir. TED والامر ذاته فيما يخص جرائم الشرف والتي هي جزء دائم من الاعلام الغربي الذي يهاجم الثقافة الاسلامية وهو تقليد شنيع جداً
    Çünkü klasik müzik 1000 yıldan daha eski bozulmamış, canlı bir gelenektir. TED لان الموسيقى الكلاسيكية هي تقليد حي لم يمت بعد يعود باصله الى اكثر من 1000 سنة
    Yönetici ortağının, bütün yeni küçük ortaklara ilk davasını vermesi, bir gelenektir. Open Subtitles انه من التقاليد ان الشريك الإداري يعطي كل الشركاء الصغار قضاياهم الأولى
    Fakat bu yolda ilerlemek biraz sıkıntılı. Çünkü Hristiyanlık son derece - listede olmasına rağmen - son derece özel bir gelenektir. TED الان هناك صعوبة بالاستمرار على هذا النحو وهو أن المسيحية لها و بشكل مفرط، حتى في تلك القائمة، تقاليد محدده للغاية.
    Bu konularda dostlara ve ailelere yardımcı olmak bir gelenektir. Open Subtitles إنه من التقليد للأصدقاء والعائلة أن يساعدوا بعضهم بهذه الأشياء
    Burada, Hialeah'daki muhteşem flamingolar şerefine, yarışın bu gününde pembe giyinmek bir gelenektir. Open Subtitles وهو تقليد في هذا اليوم من السباق.. إرتدأ اللون الوردي تكريما لطيور النحام الجميلة ..
    Arkadaşlıkların başlangıcında öpüşmek gelenektir. Open Subtitles قبلة إنه تقليد الأصدقاء أن يفتتحون بقبلة
    Düğünümden sonraki ilk muson mevsiminin 3. günü ve bunun baba evinde kutlaması bir gelenektir. Open Subtitles اليوم القمري الثالث هذا الشهر سيكون الأول بعد زفافي وهو تقليد يدعو للإحتفال به في بيته الأصلى
    Görevi bırakan başkanların halefleri için mektup bırakmaları gelenektir. Open Subtitles إنه تقليد للرئيس السابق لترك خطاباً لخليفته
    Finchler daima büyük bir ağaç alırlar. Bu bir gelenektir, neyse ki bir tane kalmıştı. Open Subtitles اَل فينش دائماً يكون لديهم شجرة فضية انه تقليد والحمد لله لدينا واحدة
    Bu tür şeyleri sevmezsin biliyorum ama damat sağdıcının konuşma yapması bir tür gelenektir. Open Subtitles أعلم أنه ليس من هواياتك، ولكنه تقليد أن يلقى إشبين العريس كلمة
    Afyon içmek, son Çin İmparatorluğu'ndan kalma bir gelenektir. Open Subtitles تدخين الأفيون تقليد منذ الإمبراطورية الصينية الأخيرة
    Bu okulda iyi niyet gösteren öğrencilerin ödüllenmesi bir gelenektir. Open Subtitles ولدينا تقليد بهذه المدرسة بمكافئة الطالب صاحب السلوك الأفضل
    İlk gün martinileri yüz yıllık bir gelenektir ve memnun etmeye istekli üniversiteli erkekler de öyle. Open Subtitles كأس المارتيني الافتتاحي يمثل تقليد يعود الى مئة سنة كذلك هم شباب الجامعة المتلهفون للارضاء
    Ben de istiyorum. Ailemde bir gelenektir bu. Open Subtitles هذا ما أريد أن أُنادى بههذا تقليد في عائلتي
    Bu dostluğu kanıtlamak için, şu anda hapisten bir suçluyu salmak gelenektir. Open Subtitles لأثبات صداقتنا, تُملي علينا التقاليد في مثل هذا الوقت أطلاق مُذنب من سجوننا
    Yanlış bilmiyorsam şahidin gelinin tarafındakilere bunu yapması gelenektir. Open Subtitles إذا لم أكن مخطئا فأنه من التقاليد أن أفضل رجل يضاجع الوصيفات.
    Arjantin'de aynı kadehten içmek gelenektir. Open Subtitles انه من التقاليد في الارجنتين للشرب من نفس الكأس
    İhtiyacın olmadığını biliyorum, ama bizim ailemizde damada para vermek gelenektir. Open Subtitles اعرف انكم لا تحتاجون هذا ولكنها تقاليد عائلتي ان نعطي نقودا للعريس هذا رائع
    İlk öldürülen avın kanıyla çocukları kutsamak burada bir gelenektir. Open Subtitles ومن التقليد السائد هنا دهان الاطفال بدماء أول صيد
    Bugünkü partiye götürecek bir şey yapıyorum, gelenektir. Open Subtitles أنا سأطبخ شئ لحفلة اليوم كما هو العرف
    - Özel bir gelenektir. Open Subtitles هذا نوع من العُرف الخاص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more