"gelişigüzel" - Translation from Turkish to Arabic

    • عشوائية
        
    • عشوائي
        
    • عشوائياً
        
    • عشوائيا
        
    • عشوائيين
        
    • العشوائية
        
    • على طبيعتنا
        
    • بعشوائية
        
    Benzer bir etki de gelişigüzel ses sekanslarında ortaya çıkar. TED التأثير نفسه يحصل أيضا مع سلسلة عشوائية من الأصوات.
    İnsanlar, tekrarlı döngüler hâlinde dinledikleri gelişigüzel sekansları bir defa dinledikleri gelişigüzel sekansa göre daha melodik olarak değerlendirirler. TED الأشخاص الذي استمعوا إلى مجموعات أصوات عشوائية متكررة أحسّوا أنّها أكثر موسيقية من أصوات عشوائية استمعوا إليها مرة واحدة.
    Siz sadece gelişigüzel harfler hayal edin. TED ولكن تخيلوا انه مجرد خليط عشوائي من الحروف حقا.
    Sürekli hareket halinde ve gelişigüzel hareket etmeye programlı yani geçme planı yapamayız. Open Subtitles انها مُبرمجةللتحرك بشكل عشوائي مما يعن اننا لن نستطيع المرور خلالها
    Ya katil otobüse biniyor ve gelişigüzel genç kadınları seçiyorsa? Open Subtitles ماذا لو كان القاتل يركب الحافلة ويستهدف العاملات عشوائياً ؟
    Ve efsaneye göre ve ben bu efsanenin doğruluğundan bile şüphe ediyorum 100 tanesini rasgele seçmiş ve öldürtmüş ve bunu yapmasının başlıca sebebi Mobutu'nun bakış açısına göre azılı suçluların başları belada olduğunda onları koruyan bağlantıları var ve bu 1000 kişi içinden gelişigüzel seçilmiş 100 kişinin infazını gerçekleştirerek Mobutu şunu söylüyordu, "Bağlantılarınız hiçbir işe yaramaz. Open Subtitles 'وبعد ذلك تقول الاسطورة ، وأظن أسطورة بل قد تكون صحيحة ، 'انه 100 المتخذة عشوائيا وقتلوهم. 'والسبب كان بسيطة خاصة واحدة
    İsimleri kontrol ettim ama hepsi gelişigüzel. Open Subtitles ،لقد كنت أتحقق من الأسماء إنهم عشوائيين
    Okuduklarıma göre, gelişigüzel oluyormuş. Open Subtitles و بحسب ما قرأته فإن هذا الأشياء عشوائية تماماً
    Gayet akılcı bir şekilde dışarı çıkıp gelişigüzel bir kurban seçip parmağını kesiyor. Open Subtitles لذا خرج بعقلانية وبتر إبهام شخصاً ما ضحيّة عشوائية
    Kalp krizleri, terörizm, gelişigüzel şiddet eğilimleri diğer insanların ne düşündüğünü merak etmek. Open Subtitles نوبات قلبية الإرهاب أعمال عنف عشوائية قلق حول ما يظنه الآخرون
    gelişigüzel şeyler söyleyecek, video oyunlarının ya da işlenmiş şekerin zararları hakkında. Open Subtitles سيقول أشياءً عشوائية حول خطر ألعاب الفيديو و السكر المعالج
    Kreştekiler, onları gelişigüzel zamanlarda, egzersiz için yürüyüşe çıkarmayı kabul etti. Open Subtitles رعاية الأطفال" وافقت على جعلهم يسيرون هنا" في أوقات عشوائية كتمرين
    Artık gücümüz gelişigüzel ve kontrol dışı değil. Open Subtitles قوتنا لم تعد عشوائية وخارجة عن السيطرة بعد الآن
    İlk bakışta, bu saldırı gelişigüzel görülebilir. Open Subtitles في البداية يبدو الهجوم عشوائي و غير منظم
    Biraz gelişigüzel ama cuma akşamı işin var mı? Open Subtitles هذا عشوائي لكن هل لديكِ خطط لليلة الجمعة؟
    Bio örnekleri gelişigüzel toplayan bir şey mi? Open Subtitles يجمع العينات الحيوية بشكل عشوائي من الفضاء؟
    Sonra cesetleri bulduğumuz yerler gelişigüzel seçilmiş gibi. Open Subtitles لقد عثرنا على الجثث بأماكن متفرقة , بشكل عشوائي
    Metastatik göğüs kanseri olan kadınları almış, gelişigüzel iki gruba ayırmış. TED قام بأخذ نساء مصابات بسرطان الثدي المنتشر, وقام بتقسيمهم عشوائياً إلى مجموعتين.
    Arama kayıtlarındaki kişiler gelişigüzel ölüyordu, değil mi? Open Subtitles الناس يموتون عشوائياً من سجلّ المكالمة صحيح ؟
    Demek hep böyle yaparsın, barda gelişigüzel adam öpersin, öyle mi? Open Subtitles إذاً هذا ما تفعلينه تقبيل فتية عشوائياً في الحانات
    Kadınları kandırmakla uğraşmayı bırakacak ve gelişigüzel saldırmaya başlayacak. Open Subtitles سيتخلى عن خدعته ويبدأ بخطف النساء عشوائيا
    - Kurbanları gelişigüzel olamaz. - Evet. Open Subtitles . ايمكن ان يكون الضحايا عشوائيين ؟
    Bu adamın böylesi önemli bir belgeyi gelişigüzel bir şekilde hazırlamış olması tuhaf değil mi? Open Subtitles نعم , ولكن من الفضول, ان يكتب رجلا وثيقة هامة كتلك بهذه الطريقة العشوائية ؟
    - gelişigüzel. Open Subtitles لنتصرّف على طبيعتنا.
    Ve bu kartpostalları Washington D.C. caddelerinde gelişigüzel dağıttım, bir beklentim olmadan. TED وقد وزعت هذه البطاقات البريدية بعشوائية على شوارع واشنطن العاصمة، دون معرفة ما أتوقعه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more