Bu hafta Gelmeyeceğini söylemiştin, ben de oyunculuk sınıfımla parti yapayım dedim. | Open Subtitles | قلت أنك لن تأتي هذه العطلة، لذا خططت لحفلة لزملائي بمعهد التمثيل. |
Bunun okyanustan Gelmeyeceğini varsayabiliriz. | TED | وبوسعنا الإفتراض أن هذه الكمية الإضافية لن تأتي من المحيطات |
Bunu sana kendisi sorsa, buraya hiç Gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بأنك لن تأتي لو طلب منك ذلك بنفسه، ولهذا فضـَّل أن أقوم أنا بإخبارك. |
Gelmeyeceğini anlamadan önce parkın etrafında ne kadar tur attım hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم كم مشيت حول المتنزه قبل أن أدرك بأنه لن يأتي |
Önemli değil, yeter ki uyandıran sen ol, eve Gelmeyeceğini haber veren bir telefon olmasın. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنك جعلتنى أستيقظ و ليس مكالمه هاتفيه ليقال لى أنك لن تأتى الليلة |
O vampirin Gelmeyeceğini düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت أعتقدت ان مصاص الدماء الخير لن يحضر هذا العرض |
Eee, senin Gelmeyeceğini öğrenince bir bahane uydurup oradan defolup gittim. | Open Subtitles | عندما سمعت بأنك لن تأتين إختلقت عذراً وخرجت من هناك |
Gelmeyeceğini sanıyordum. Bütün hafta boyunca Gelmeyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنكِ لن تأتي ، طوال الأسبوع و أنا أفكر بهذا |
Buradayken beni görmeye Gelmeyeceğini söylediğini sanıyordum. | Open Subtitles | خلت أنك قلت أنك لن تأتي لزيارتي طالما أنا هنا |
Şimdi de diğer kızlardan bizimle Cadılar bayramına Gelmeyeceğini duyuyorum. | Open Subtitles | والآن أسمع من صديقاتكِ أنكِ لن تأتي لحفلة الهالويين |
Benim için Gelmeyeceğini bildiğim için, ben de Lana'yı kandırıp seni aramasını sağladım. | Open Subtitles | عرفت بأنك لن تأتي لي لذا كان لابد أن أخدع لانا لكي تقوم بندائك |
Amita, yarın kampüse Gelmeyeceğini söyledi ve benim mezuniyet törenimde bir konuşma yapacağını hatırladığından da pek emin değilim. | Open Subtitles | كلام لأميتا ، تقول بأنك لن تأتي إلى الجامعة غداً ، و لا أدري ، بالتاكيد أنت تتذكر |
Yok, yok, hayır, alınmadım-- Sadece Amita bir süre için okulada Gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لا لا ، لن يأخذ وقتا ، الموضوع هو أن أميتا قالت بانك قلت أيضا بأنك لن تأتي للجامعة لفترة |
Asla Gelmeyeceğini, umursamadığını söylememiş miydin? Nasılsın? | Open Subtitles | ألم تقولي أنه لن يأتي هنا أبداً إنه لم يهتم كيف حالك؟ |
Sence kızımıza her gece babasının yarın ya da ertesi gün, ya da ondan sonraki gün Gelmeyeceğini ve babasının onu ve beni sevdiğini kim anlatıyordu? | Open Subtitles | ومن تعتقد أخبر أبنتنا كل ليلة بأن أباها لن يأتي البيت غدا أو بعد غد أو اليوم الذي يليه , ولكنه لايزال يحبها |
Bayım, kimsenin sizi kurtarmaya Gelmeyeceğini bilmek nasıl bir duygu? | Open Subtitles | سيدي، كيف تشعر حيال أنه لن يأتي أحد لإنقاذك؟ |
-Merhaba, hayatım. -Bill! Asla Gelmeyeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | -بيل " ، لقد اعتقدت أنك لن تأتى إلى هنا أبداً " |
O sapık küçük kardeşinin Gelmeyeceğini söyle bana. Bilmiyorum. | Open Subtitles | أخبرني بأنّ شقيقه الصغير المجنون لن يحضر |
Gelmeyeceğini anlayınca ben de ayrıldım ve filme gittim. | Open Subtitles | توقعت أنك لن تأتين فتركتها وذهبت لمشاهده فلم |
- Evde değildi. Telesekreter, 25'ine kadar geri Gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | المجيب الآلي ذكر أنه لن يعود حتى 25 من الشهر |
Ve eğer ben bir adamın ailesinin yüzüne bakıp, onun eve Gelmeyeceğini, çünkü- | Open Subtitles | واذا انا نظرت الى عائلة رجل وأخبرتهم انه لن يرجع البيت لأن |
Biri bungee jumpinge Gelmeyeceğini söylediğinden beri, kendimi eğlendirecek şeyler buldum. | Open Subtitles | وبما أن شخصاً محدداً. لن يذهب للقفز بالحبل معي. فكان لابد أن أجد شيئاً أسلي به نفسي. |
Ben geri geleceğini sanıyordum ama Pop Gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | اعتقدت بانها سترجع ولاكن أبي اخبرني انها لن ترجع |
Tam da en sevdiğim kilit ustası Victoria Dönemi oda hizmetçisinin Gelmeyeceğini düşünürken! | Open Subtitles | فقط عندما تظن ان جامعة الاقفال الشغالة المفضلة لديك لن تظهر ابدا |
Senin Gelmeyeceğini söyleyip durdu ve sonra annemle Liza-Lu'ya çok iyi davrandı. | Open Subtitles | ظل يقول لي أنك لن تعود أبداً و ثم كان طيباً مع أمي و مع لايزا لو |
Kızlarının Gelmeyeceğini sanıyorlarmış, şimdi geleceği tutmuş. | Open Subtitles | لم يعتقدوا بأن ابنتهم كانت ستأتي, وها هي الآن |
Eğer onun, asla Gelmeyeceğini söyleseydin kimse seni bu kadar bile düşünmezdi. | Open Subtitles | ...لا أعتقد أن أحداً يتوقع منك أن تقول أنها لن تعود أبداً |
Sana, benimle Gelmeyeceğini söylemiştim. | Open Subtitles | -لقد أخبرتك، ألم أفعل؟ لن تعود للمنزل معي |
Seni de partimize davet ederdim, ama, Gelmeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | كنت لأدعوك إلى حفلتنا لكنني كنت أعلم أنك لن تحضري |