"gelmiş geçmiş en" - Translation from Turkish to Arabic

    • أعظم
        
    • مر العصور
        
    • في تاريخ
        
    • في كل العصور
        
    • علي الاطلاق
        
    • الأقوى في الوجود
        
    • شهده
        
    Ya sana gelmiş geçmiş en büyük aşk hikayesini anlatırsam? Open Subtitles ماذا لو قََصصتُ عليكِ أعظم قصص الحُبْ على مرّ العصور؟
    Ve günün birinde, gelmiş geçmiş en büyük ülkenin hükümdarı olacaksın. Open Subtitles وستغدين ذات يوم سيّدة بلد أعظم مِنْ أيّ بلد تواجد يوماً
    gelmiş geçmiş en tehlikeli karanlık büyücü ile tanıştığımı mı? Open Subtitles أنـّني قابلتُ للتوّ أخطر ساحر ظلام على مر العصور ؟
    Boşu boşuna gelmiş geçmiş en güçlü cadılar değiller. Open Subtitles هن لسن أقوى الساحرات على مر العصور من لا شيء
    Yoksa gelmiş geçmiş en kısa dönemli dışişleri bakanı olursun. Open Subtitles أو ستكون مُدة خِدمتكِ هي الأقصَر في تاريخ وزارة الخارجية.
    ...ya da siz İtalya tarihinin gelmiş geçmiş en zalim adamısınız. Open Subtitles أو أنك الرجل الأكثر أضطهادا في تاريخ إيطاليا
    gelmiş geçmiş en büyük oyun kurucu kim? Open Subtitles هل تعرف من هو أفضل ظهير ربعي في كل العصور ؟
    Yokluk içinde öldü fakat kendisi dünyanın gelmiş geçmiş en faydalı ve en başarılı adamlarından biriydi. Open Subtitles مات في فقر لكنه كان احد اكثر الرجال نجاحا وفائدة علي الاطلاق
    Dostlarım, bu görkemli manzara gelmiş geçmiş en güçlü ordunun manzarasıdır. Open Subtitles هؤلاء هم أصدقائي, هذه هي الرؤية الملكية هذا هو الجيش الأقوى في الوجود
    John D Hooker dünyanın gelmiş geçmiş en büyük teleskobunu yapmak için 45.000 dolar bağışlamaya ikna olmuştu. Open Subtitles تم إقناع جون هاورد للتبرع بمبلغ 45 ألف دولار من أجل تشييد أكبر تليسكوب شهده العالم
    Bence bu, gördüğüm uzay bilimi resimleri arasında gelmiş geçmiş en iyilerden biri. TED بالنسبة لي، تمثل هذه إحدى أعظم صور الفضاء على الإطلاق.
    Sir Isaac Newton, gelmiş geçmiş en büyük bilim adamı olarak, Hz. İsa'nın bizzat bu yerçekimi kaldıraçlarının ayarlarını yapmak için dünyaya geldiğini düşünmüştür. TED أغلب الظن، سير إسحق نيوتن، أعظم العلماء علي مر العصور، أعتقد أن المسيح أتي إلي الأرض خصيصا لتحريك قوي الجاذبية.
    O kadar iyi ki, gelmiş geçmiş en iyi büyücülerden birini aldattım. Open Subtitles نجاح جعلني أخدع أحد أعظم السّـحرة على مر العصور.
    gelmiş geçmiş en tehlikeli karanlık büyücü ile tanıştığımı mı? Open Subtitles أنني قابلتُ أخطر ساحر ظلام على مر العصور ؟
    Hadi ama J.J, sınavlar yaklaşıyor ve tarihteki gelmiş geçmiş en büyük beyinlerden birisine sahipsin. Open Subtitles هيا جي جي , الامتحانات النهائية قادمة و انت لديك العقل الاكبر في تاريخ العقول
    Şimdi, insanların, belki de gelmiş geçmiş en destansı liseli partisi dedikleri partiyi veren Pasadenalı gençle canlı bağlantı yapacağız. Open Subtitles الذي لفت الإنتباه مؤخراً بإقامة ما يدعوه الناس ما لعله أكثر الحفلات ملحميه في تاريخ المدارس
    O herif gelmiş geçmiş en büyük orospu çocuğu! Open Subtitles إنه الوغد البطل ابن العاهرة في كل العصور
    Ben Olivia Newton-John, gelmiş geçmiş en başarılı müzikal film olan Grease'in yıldızı. Open Subtitles الفيلم الموسيقي الأكثر نجاحا في كل العصور
    Rammer Jammer'da gelmiş geçmiş en kötü garsondum. Open Subtitles وكنت اسوء نادلة رأها رامر جامر علي الاطلاق
    Alameida'nın en büyük orospusu ve gelmiş geçmiş en harika kadındı. Open Subtitles فلقد كانت اَكبر عاهرة في الاميدا ...و اروع امرأة علي الاطلاق عاشرها
    Bu görkemli manzara dünyanın gelmiş geçmiş en iyi ordusunun eseridir. Open Subtitles هذا هو الجيش الأقوى في الوجود
    Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük savaş gücü. Open Subtitles أعظمُ جيشٍ قتالي شهده هذا العالم قطّ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more