Nasıl bir insan bir gemiyle bir hayatı takas eder? | Open Subtitles | أي نوع من البشر هذا الذي يتاجر برجل مقابل سفينة |
Ödeme baharat olarak yapılacak ve silahsız diplomatik bir gemiyle nakledilecek. | Open Subtitles | الدفع سيكون في صورة توابل تسلم في سفينة دبلوماسية غير مسلحة |
Ayna kırıldığında, bu darbe, gemiyle olan tüm bağlantıları kopardı. | Open Subtitles | صدمة كسر المرآة تسببت في قطع كل الروابط مع السفينة |
Ayna kırıldığında, bu darbe, gemiyle olan tüm bağlantıları kopardı. | Open Subtitles | صدمة كسر المرآة تسببت في قطع كل الروابط مع السفينة |
gemiyle gelmesi tuhaftı ama rüyalar böyledir işte. | Open Subtitles | الغريب أنه قادم بالسفينة لكن هذا ماكان الحلم |
Eğer bir gemiyle veya bir yolcu gemisi ile denize açılıp gemisi bacasına bakarsanız, çok siyah duman görürsünüz. | TED | حسناً، إن خرجتم إلى البحر بسفينة أو على متن سفينة سياحية، و نظرتم إلى المدخنة في الأعلى، سترون دخاناً شديد السواد. |
Hiç uçmaması gereken bir gemiyle, yıldızlar arasında seyahat ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نسافر عبر النجوم في سفينة فضائية لاتستطيع أن تسافر |
- Sahip olacağın şeylerin yüzde 70'i gemiyle geliyor buraya. | Open Subtitles | سبعون بالمائة من اى شيء ستمتلكينه كان فى الماضي سفينة |
Diğer milyonlarca kişi gibi, bir göçmen olarak bir gemiyle buraya geldiğimde, ve bu bakış açısından Amerika'ya baktığımda çok esinlendim. | TED | ألهمت عندما جئت الى هنا كمهاجر على متن سفينة مثل ملايين آخرين ، أتطلع إلى أميركا من وجهة النظر هذه. |
gemiyle insan zihni arasındaki sinirsel bir bağlantı doğal olarak tehlikelidir. | Open Subtitles | الرابط العصبي المباشر بين السفينة والعقل البشري هو خطير بحد ذاته |
Bu gemiyle gidiyorlar. Olimpiyat takımı mı? | Open Subtitles | لا سيدتي، إنه الفريق الأولومبي سيبحرون معكم على متن السفينة |
Eminim şu an ana gemiyle iletişim kurarken mahremiyet istiyordur. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ تُريدُ سريةً بينما تَتّصلُ بالسفينة القائدةِ. |
Cindy, Libby, Sheen gemiyle gelene dek gardiyanları oyalayın. | Open Subtitles | سيندي، ليبي،اشغلوا الحراس إلى أن يصل شين بالسفينة |
Benim, gemiyle Shikuti Köyü'ne gelecek bazı mallarım var ve en az 2 yıl daha gelmeye devam edecek. | Open Subtitles | بضاعتي من المتوقع أن تصل بالسفينة في قرية شيكوتي وستستمر بالوصول لسنتان على الأقل |
Buharlı gemiyle Pongo das Mortes'e gidip gelmek kırılamayacak bir rekordur. | Open Subtitles | ركوب شلالات الموت بسفينة بخارية.. ..أمر استثنائي لن يتكرر |
- Gemiyi terk etmedim. - Ama gemiyle birlikte batmadın da, değil mi? | Open Subtitles | أنا لم اقفز من السفينه حسناً انت لم تغرق معها أيضاً أليس كذلك؟ |
Köle olarak satıldı ve esirleri taşıyan bir gemiyle götürüldü. | Open Subtitles | بِيع لتجار العبيد وتم ترحيله على متن إحدى سفن العبودية |
Bir de vektör vermen gerek. Gemiler yüzer. Adı üstünde gemiyle nakliyat. | Open Subtitles | و لكنني أريد شيئاً محدداً و ليس موقعاً السفن تتحرك لهذا تسمى بالسفن |
Buraya gemiyle geldim okyanustan yanımda da birkaç arkadaşım vardı. | Open Subtitles | أجل، أبحرت لهنا عبر المحيط مع بعض من أصدقائي. آمل أن يجدوني. |
Güneş doğduğunda, yeşil kutular bir gemiyle götürülür ve dönmez asla. | Open Subtitles | عندما تشرق الشمس تغادر الصناديق الخضراء على متن قارب و لا تعود أبداً |
Seninle birlikte günbatimina dogru gemiyle yolculuga çikmami mi istiyorsun benden? | Open Subtitles | مايكل سكوفيلد)، هو هذه دعوة للإبحار) معك خلال غروب الشمس؟ |
Elbette değil. Pek çok insan gemiyle yolculuğa çıkar. Elbette ödeyecek paraları olduğu zaman. | Open Subtitles | لا على الإطلاق، كثير من الناس يذهبون اٍلى رحلة بحرية حين يكونوا قادرين على دفع ثمنها |
Bombayı taşıyan kasa gemiyle yollandı - teslim alan kişi mutlaka bellidir. | Open Subtitles | ...القنبلة تم شحنها فى صندوق وقام شخص ما بالتوقيع واستلامها فى الميناء |
Bizimkilere benzemiyor ama bir sürü gemiyle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | لا تبدو مثل سفننا لكننا نتعامل مع سفن كثيرة |
Ama Larry çok fazla gemiyle açılıp balık tutuyordu... ve bence o sadece onu mutlu etmek istiyordu. | Open Subtitles | لكن لارى كان يذهب كثيرا الى رحلات صيد بالقارب . . أعتقد أنها أرادتْه سعيدا |